İlker DEMİR

NATO vetosu ve Kürd hakları!
30.06.2022
1184

Rusya devleti/sermayesi küresel sermayeyi kendi bölgesine gelmesi için yeşil ışık yakan Ukrayna’ya bir süredir ölüm yağdırıyor.

Küresel sermaye hedefinden vazgeçecek değil ya, ölen halk ve halkın yaşayacağı doğa nasılsa, bölgeye nüfuz etmek için en baba örgütü NATO’yu devreye sokuyor.

İspanya'nın başkenti Madrid'te NATO Zirvesi toplanıyor, "yeni Stratejik Konsept" tamam ve Türkiye de vetosunu geri çekiyor.

Böylelikle Rusya’nın kuzey böğründen 1300 km sınırlı Finlandiya'ya ve İsveç’e NATO daveti gerçekleşiyor.

Sermayenin sineğinden yağ çıkarıcılar bağışıklı, ağustos böcekliğinde gecikmiyor.

Türkiye/hükümet, veto hakkından daha çok taviz alamadı diye muhalefet ediliyor.

Hele tanımları ansiklopedilere bile bırakmayan kimi öz devlet uşakları, kılıçtan keskin, devlet dudağının mutlak yetkisini zirve maddelerinde arıyor, kavram katliamı öneriyor.

Devletin ve muhalefetin bu vetodan ve eleştirilerden, devletin Orta Doğu denkleminde yetkili tek bir özne olabilmesi ve bunun için zirvede, “Kürd hakları kazanmasın diye her yol mubah kararlar aldırmayı” bekliyor.

Ama kesilen rollerde yaratılan algı, yeterli taviz alınamadı, hükümet yapamadı.

Laf, gerçeği anlatmıyor, "bundan iyisi Şam’da kayısı".

Muhalefet devletin diğer bir kanadı olunca, muhalefeti de aynı gövdenin özgürlük karşıtı dalları!

Her şey meydanda, yazık bu halklara, esasında tüm muhalefet hangi silahın, ihlal yetkisinin sözünü aldın, kasaya ne faydası var mealinde hesaplar soruyor.

Solun ağır abi niyetine yorumcuları da kısmen o koroya katılıyor.

Ama TC solu tabi, onlar emperyalizmin çelişkilerinden yararlanıyor(!), NATO’cu olduğundan hükümetin bunu yapmadığını, yapamayacağını anlatıyor, ama devlet içi muhalefetin de Nato’cu olduğundan, militarizmden, emperyalizmin bir kapitalizm olduğundan ve halkların ve özellikle Kürd haklarından söz etmiyor.

Türkiye’de hak ve özgürlükler, sol politika, duyulur ve görünür yerde yer alamıyor.

TV’ler mikrofon tutmuyor, gazeteler sütun vermiyor.

Tüm medya NATO’cu veya karşı ama aklı NATO’YA benzer bir güç dışına ermiyor.

Sonuçta, Finlandiya, İsveç Nato’ya üye olmaya doğru yol alıyor, eşitsiz bir militarizm saldırısı korkusu uğruna büyüğüne, küresel militarizme teslim oluyor ama dünya, sivil barışını koruyan bir organizasyonu yaşatamıyor. 

Madrit zirvesinde halkların hak ve özgürlükleri bir kez daha küresel sermayenin yetkisine bırakılıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar