Mahfi Egilmez
Köprü ve Otoyol Geçiş Ücreti Zamları
15.10.2019
960
Ücret, ekonomide emeğin sunulmasının, kiralanmasının bedelidir. Yani bir kişiyi bir iş yaptırmak için tuttuğunuzda o kişiye sunduğu emeğin karşılığında ödenen bedele ücret denir. Bu durumda köprü geçişi sırasında ödenen paraya ücret denmemesi geçiş fiyatı ya da geçiş bedeli denmesi gerekir. Ama bu yanlış ifade yerleşmiş olduğu için olduğu gibi bırakıp biz de ücret diyelim ve “galat-ı meşhur lügat-ı fasihten evladır” (yaygın olarak kullanılan ifade sözlükte yazan doğrusuna tercih edilmelidir) deyişine uyalım.
Bu hafta başından geçerli olmak üzere köprü ve otoyol geçiş ücretlerine ortalama yüzde 20 zam yapıldı ve bu zam oldukça tepki çekti. Tepki çekmesinin nedeni emek karşılığı ücret alanların (gerçek ücret) alabildikleri zamların çok üzerinde olmasıydı. Yapılan açıklamada köprü ve otoyollara her yıl ÜFE oranında zam yapılması gerektiği, geçen yıl yüzde 33,6 oranındaki ÜFE artışına karşılık 21 aydır zam yapılmadığı vurgulanıyor. Meselenin özü de burada zaten.
1980 öncesi dönemde, enflasyonun yarattığı aşınmalar kamu fiyatlarına seçim ve oy kaygıları nedeniyle yansıtılmaz kamu kesimi zamları, uygun bir zamanda yapılmak üzere bekletilirdi. Seçim sonrasında gelen hükümet ertelenmiş zamları masada bulur ve ekonomi zarara katlanma sınırına geldiği için hepsini yapmak zorunda kalırdı. 24 Ocak kararlarıyla birlikte kamu kesimi fiyat artışlarının gerektiği zaman yapılması uygulamasına geçildi. Başlarda bu uygulamaya uygun hareket edildi. Zaman ilerledikçe ve iktidar partisi oy kaybetmeye başladıkça eski popülist eğilim yeniden keşfedildi ve zamlar ertelenir oldu. Bunun sonucunda kamu kesimi açıkları büyümeye ve kamu borçlanması artmaya başladı. 2001 krizi sonrasında kamu kesimi mali disiplinini sağlama çabaları sonucu kamu kesiminde gereken fiyat artışları da zamanında yapıldı. Bu eğilim uzunca bir süre devam etti sonra iktidar partisinin oy kaybetmeye başlamasıyla birlikte zamlar yine ertelenir oldu.
Köprü ve otoyol geçiş ücretleri kamu kesimi gelirleri arasında belirli bir yer tutuyor. Enflasyon yükseldikçe tıpkı özel kesimin sunduğu mal ve hizmetlere bu fiyat artışlarını yansıtmasında olduğu gibi kamu kesiminin de bu artışları kendi sunduğu mal ve hizmetlere yansıtması gerekiyor. Aksi takdirde kamu kesiminin giderleri enflasyon kadar artarken gelirleri o kadar artmaz oluyor ve kamu açıkları büyüyor. Bu sefer büyüyen açıkları ya yeni vergilerle ya da borçlanmayı artırarak finanse etmek zorunluluğu çıkıyor ortaya. Ki bunların ikisi de sıkıntılı. İktidar partisi vergileri artırsa oy kaybı sorunu bu kez orada karşısına çıkacak. Borçlanmayı artırarak finansman bulsa bu kez borç yükü ve faizler yükselecek. Bu durumda yapılacak en doğru şeyin bu zamları bekletmeden yapmak olduğu anlaşılıyor.
Zamları bekletmek ve bir defada yapmak iki büyük sorun yaratıyor: (1) Bekletme süresi arttıkça ilgili kamu kurumunun zararı arttığı ve bu da kamu kesimi borçlanmasını arttırdığı ve faizi yükselttiği için bekletmeden yapılacak zamların toplamından daha fazlasını bir seferde yapmak gerekiyor. (2) Bekletmeden yapılacak zamlara, miktarlar daha küçük olacağı için, insanların tepkisi daha düşük olacakken bir seferde yüksek oranlı yapılan zamlara insanların tepkisi çok daha yüksek olabiliyor.
Zamları bekletmek, mal ve hizmet üreten kamu kurumlarına devletin müdahale etmesi alışkanlığından kaynaklanıyor. Söz konusu kurumlar, gerçekten kuruluş statülerinde değinildiği gibi, özerk bir yaklaşımla yönetilebilseler ve kamu kesiminin müdahalelerinden kurtulabilseler ne zamlar bu kadar yüksek olmak zorunda kalacak ne de insanlar bu kadar tepki gösterecek.
Türkiye’de devlet, özelleştirme yapsa da fiyat tespiti alışkanlığından kurtulamıyor.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.12.2025
8.12.2025
2.12.2025
27.11.2025
14.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
7.10.2025
3.09.2025
2.09.2025