Mehmet ALTAN
Meğer Rojava sadece geçen hafta gündemde bir adım öne çıkmamış, 12 yıl önce El Kaide bağlantılı cihatçı grupların saldırısı nedeniyle gene Ağustos ayı boyunca manşetlerdeymiş.
Böyle giderse Rojava tüm zamanların konusu olmaya devam edecek galiba.
***
2013 yılında El Kaide bağlantılı cihatçı grupların Rojava’ya saldırısı gündemde…
Dönemin en çarpıcı gelişmesi ise PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in Türkiye’yi ziyareti…
BBC Türkçe de 2 Ağustos’da cihatçı saldırıları ve Salih Müslim’in Ankara Gezisini “Rojava saldırılarının arkasında ne var?” başlığıyla uzun bir analiz konusu yapmış.
***
El Kaide bağlantı cihatçılar ile Kürt güçleri arasında çatışmalar yoğunlaşınca Rojava’daki halkın bir kısmı Irak Kürdistanı’na göç etmiş.
Bir defada 5 bin kişinin Suriye’den Kuzey Irak’a geçmesi kimi Türk gazetelerinde de yer bulmuş.
Örneğin, Habertürk haberi “Peşmergelere sığındılar” spotunu da kullanarak sürmanşetten görmüş.
Sabah Gazetesi tek sütuna “Bir defada en büyük göç dalgası” başlığını kullanmış.
Aynı gün Posta Gazetesi’nin ilk sayfasında hem “PKK Petrol Buldu” haberi var, hem de “Öcalan geniş hücreye geçiyor” haberi…
***
Rojava’dan Irak Kürdistan’ına göç dünya basınının da dikkatini çekmiş.
Times Gazetesi’nin “Kürtlerin sessizce gerçekleşen hayali” başlıklı yorumu Türkiye’de de yankılanmış.
Gazete Kürtlerin sessizce gerçekleşen hayalini de şöyle açıklıyor:
“Kürtlerin 100 yıldır beslediği kendi devletini kurma hayali sessizce gerçekleşiyor. Son beş gün içinde binlerce Suriyeli mülteci Kuzey Irak’ın Kürt kentlerine akın etti.
Bu göç, adı resmen öyle olmasa da Kürtlerin ilk bağımsız devletine dönüşen toprakların güvenlik ve refahını öne çıkarıyor.
Şimdi 22 yıl önceki mülteci akınının tersi yaşanıyor.
O zaman Saddam Hüseyin’in emriyle Irak ordusunun yaptığı bombardıman nedeniyle binlerce Kürt sınırdan batıya kaçmıştı.
Batı, bunun üzerine Kuzey Irak’ta uçuşa yasak bölge oluşturmuştu.
Bu, Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana kendi devletlerini kurmaya çalışan Kürtlere refah ve istikrar getiren ilk özerk Kürt yönetiminin temelini attı.
Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra Bağdat’la gevşek bağları olan üç Kürt kenti, büyük ölçüde kendi kendini yönetmeye başladı.“
***
İngiliz Gazetesi bu gelişmeleri 3 nedene bağlıyor:
”Şimdi Kürdistan diye de bilinen bölgenin istikrar, refah ve hedeflerini üç faktör güçlendirdi.
Birincisi, petrol endüstrisinin canlanması. Kürdistan Özerk Yönetimi, dünyada, en büyük petrol rezervine sahip altıncı bölge.
İkincisi, Türkiye’nin, PKK’yla savaşı bitirme çabalarına koşut olarak, Iraklı Kürtlerle ilişkilerini geliştirmesi.
Üçüncü unsur da siyasi ve ekonomik istikrarın yabancı yatırımın gelmesini, eğitimin gelişmesini sağlaması ve Kürdistan Özerk Yönetimi’ne bağımsız bir devlet olarak ayakta kalabilme gücünü vermesi.”
***
Yazı şöyle sonlanıyor:
“Kürt hükümeti özellikle Suriye’deki Kürtleri korumada daha büyük bir bölgesel rol oynamakta istekli.
Batı, Irak’ta siyasi parçalanmaya neden olacağı korkusuyla, bağımsız bir Kürt devletini tanımaktaki isteksizliğini muhafaza ediyor.
Türkiye’nin de çekinceleri var.
Ama Kürtler sessizce 100 yıllık emellerini gerçekleştiriyor: Kendi devletlerine sahip olmak.“
***
Aradan 12 yıl geçti… Bölgedeki durum çok daha farklı bir hale geldi…
Rojava’yı kontrol eden SDG, Suriye’de adem-i merkeziyetçi bir yönetim modelini savunuyor.
SDG, devletin 1961’den bu yana kullanılan resmî adı “Suriye Arap Cumhuriyeti”nden “Arap” kelimesinin çıkarılmasını, etnik çeşitliliğe vurgu yapılmasını ve tamamen silah bırakmama hakkını korumak istiyor.
Şam’da Ahmet El Şara bu taleplere tepki gösteriyor, Ankara da bu taleplere fena sinirleniyor.
12 yıl önce Rojava gündem, 12 yıl sonra daha da önemli gündem…
12 yıl sonra ne olur?
Ne dersiniz?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025