Mehmet ALTAN
Önce, siyasi analizleri bir yana bırakarak, hepimizin yüreğini kavuran 13 çocuğumuzun nasıl şehit düştüğüne baktım...
Resmi açıklamalara göre, Diyarbakır’ın Lice İlçesi’nde geçen Cumartesi günü kaçırılan iki asker ve bir sağlık görevlisinin kurtarılması için başlatılan operasyon kapsamında, Silvan Jandarma Taktik Komando Alay Komutanlığı’na bağlı bir birlik, Silvan İlçesi’nin Dolapdere ve Kulp İlçesi’nin Küplü köyleri arasında arama tarama faaliyetinde bulunmaktaydı...
Askerler, saat 14.45 sıralarında Reşan Deresi Mevkii’nde yemek molası verdi...
Tam bu sırada kalabalık PKK’lı grup tarafından pusuya düşürüldüler...
Ve atılan el bombaları yüzünden ormanlık alanda yangın çıktı ve askerlerimiz maalesef yanarak öldü...
***
Sormaya başladım:
Komando birliği nasıl pusuya düşer ve nasıl bu kadar büyük zayiat verir?
El bombası 13 askerimizin kaçıp kurtulmasını engelleyecek kadar vahim bir orman yangını çıkarır mı?
Ben gündüz gerçekleşen ‘PKK saldırısı’ pek hatırlamıyorum, bu da garip değil mi?
Sorularıma cevap ararken, ‘Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Dolapdere Köyü kırsalında 13 askerin hayatını kaybettiği çatışmaya yakından tanık olan bir korucu olayın iç içe geçen asker ve PKK mevzilerinin iki Türk uçağının bombardımanı sonucu yaşandığını anlattı’ içerikli bir habere de rastladım...
Nereden bakılırsa bakılsın ve gerçek ne olursa olsun, doğru dürüst bir savunma gücüne sahip bir ülkede yaşanmaması gereken ve 13 çocuğumuzun ölmesine, yedisinin de yaralanmasına neden olan vahim bir skandal ortalıkta duruyor.
***
Oldum bittim, 30 Ağustos’lardan ürkerim... Bu kanlı vahşet de önceki günkü sürpriz Çankaya zirvesi ardından ve 30 Ağustos öncesinde meydana geldi...
Önceki gün çocuklarımızı yitirdiğimiz olay, PKK’nın iki asker ve bir sağlık görevlisini kaçırmasıyla başladı...
Devletin Öcalan ile görüştüğü, ‘Barış Konseyi’nden söz edildiği, Öcalan’ın 15 Temmuz tarihini lağvettiği, siyasal iktidarın ‘yeni anayasa’dan söz ettiği bir iklimde, anlamı ve manası olmayan ‘Demokratik Özerklik’ ilanı ve kan siyasetinin, Öcalan’ı oyun dışı bırakmak ve savaş lobisinin değirmenine su taşımaktan gayri ne yararı var?
Belli ki birileri Öcalan’ı barışa yaklaştığı için saf dışı bırakıp, demokratik süreçlerin dışında zoru dayatarak kendi istekleri doğrultusunda bir oluşum peşinde...
Yaşam ile irtibatını kaybeden bu çılgın ve kanlı hayal gerçekleşemez ama günahsız çocukların ölümüne neden olur...
Nitekim son olay da 13 Türk askerinin hayatına mal olurken, yedi de PKK’lı gencin yaşamını kararttı... Yirmi canı yok etti...
Yıllardır binlerce çocuğumuzu yok ettik, çocuklarımızı yok ederek hiçbir yere varılamayacağı gün gibi ortada değil mi?
Bu gözü dönmüş kör ve kanlı ihtirası sona erdirmenin zamanı çoktan geldi de geçmiyor mu?
***
Açıyı genişlettiğimizde birbiriyle savaşır gibi gözüken ama kan ve ölümden beslenen büyük ‘savaş lobisi’nin atakta olduğu çok net gözükmekte... Bunu boşa çıkaracak olan eğitimli ve gerçek bir ordu boyutu da işe yaramayınca kendimizi kaotik bir kan gölünün ortasında buluyoruz...
***
Çok sıcak bir yaz ortamında yeniden zor ve acılı bir döneme girdik...
Son saldırı, ‘övünmeyi öne alan’, AB’ye posta atmaktan Libya için devreye girmeye kadar her fırsatı ‘hamasi ve milliyetçi propagandanın’ aleti olarak kullanmak isteyen popülist yaklaşımın manasızlığını çok acı bir fatura ile yeniden açığa çıkardı...
‘Kürt sorunu’nu sağlıklı bir çözüme ulaştıramayan devlet yapılanmasının artık radikal bir şekilde değiştirilip düzeltilmesi gerektiğini de çocuklarımızı boş yere yitirerek maalesef bir kez daha gördük...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2025
25.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025