Melih ALTINOK
Eskiden solcular kendilerine “Hadi Moskova’ya” diye seslenenlere İran’ı adres gösterirdi. Uğur Mumcu başta olmak üzere suikasta kurban giden pek çok laik entelektüelin peşin faili İran olarak görülürdü. 28 Şubat darbesinin fitilini ateşleyen gerekçeler arasında gösterilen meşhur Kudüs Gecesi'ne İran’ın Ankara Büyükelçisinin katılımının nasıl ön plana çekildiğini hatırlayın.
Ne gariptir ki, seküler-laik kesimlerin İran algısı, AK Parti iktidarının özellikle son birkaç yılında epeyce değişti. Bu durumda kuşkusuz, "Kartaca yıkılmalıdır" düsturu ışığında, zaman zaman gerilen Türkiye-İran ilişkilerinde Bağdat’ın gözlerine şirin görünmesinin etkisi büyük. Tıpkı Şam, Tel Aviv ya da darbeden sonra Kahire yönetimlerine sempatiyle bakmaları gibi. Esad, Sisi artık Allah ne verdiyse işte…
Ancak pragmatizmin bir de adabı olmalı değil mi? Demokrasi, insan halkları ya da batıyla entegrasyon konusunda eleştirdiğiniz bir ülkeye örnek diye İran’ı göstermeniz biraz komik kaçmıyor mu?
AK Parti karşısında İran demokrasisini zenginleştirme programına ağırlıklı olarak Gezi ile başladılar. Eylemlerde göstericilere sert müdahalede bulunan Türkiye polisine, ağır silah “bile” taşımayan İran polisinin “şefkatini” örnek gösterdiler.
Ardından sıra, çözüm süreci oksimoronlarına geldi. Başkaldırılara dair sicilinde Dersim, Zilan gibi sayısız katliamdan başka bir şey olmayan bir ülkenin, gocunmadan siyasi çözüm ve müzakere diyen son hükümetine İran’a benzemesini nasihat ettiler.
Geçen bir gazetede haberdi. PKK’nın ülkelerindeki kolu PJAK militanlarını kent merkezlerinde vinçlerle asan Tahran, bir Kürt vali atayınca gazete aradığı malzemeyi bulmanın saadetiyle bir haber döşenmişti. Haberde, isimlerini görünce şaşkına döndüğümüz akademisyenlerin görüşlerinin meşruiyetinde hükümete şu başlıkla sesleniyorlardı: “Türkiye çözüm sürecinde İran’ı örnek almalı!” http://www.taraf.com.tr/haber/iran-in-acilimini-turkiye-de-yapmali.htm
Şimdilerde ise İran güzellemelerine akla ziyan yeni bir malzeme daha buldular. Düşmanca dış politikası nedeniyle tecrit edilen İran’ın diplomasisini Türkiye’ye örnek gösteriyorlar.
Gerekçeleri ise, Tahran’ın nükleer silah üreteceği kaygısına yol açan uranyum zenginleştirme programında geri adım atması. Ve 5+1 ülkelerinin de uluslararası toplumun yatırımlarını kısmen hafifletme kararı alması.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na hitaben köşe yazıları kaleme alıp “feyiz al” diyorlar.
Evet, önemli ve takdir edilesi bir gelişme. Ancak bu adımı örnek alması gerektiğini salık verdiğiniz ülke Kuzey Kore ya da Suriye değil be cancağızım. AB ile üyelik müzakereleri yürüten, BM’de ve benzeri organizasyonlarda hiç olmadığı kadar etkin olan, son 5 yılda başkentindeki elçilik sayısını katlayan Türkiye’den bahsediyorsunuz. Daha birkaç yıl önce bu gelişmeye varan yolun taşlarını döşeyen, uranyum takası anlaşmasında İran ile batıyı “ilk kez bu denli ciddi” yakınlaştıran Ankara’dan… Ha evet, hani “eksenimiz kayıyor” diye ortalığı ayağa kaldırmıştınız ya, işte o “olaylar olaylar”, hatırladınız değil mi?
Olsun telaşa mahal yok. İran konusundaki tutumunuzun foyası ortaya çıkmış olabilir ama Türkiye’nin Kahire büyükelçisini sınır dışı etmesinin ardından sizlere göz kırpan bir Mısır var ufukta. Kılıçdaroğlu’nun dün grubunda darbeyi kınayıp sivillere destek için Rabia işareti yapanlara “Mısır’a gidin” demesine falan aldırmayın siz. Çünkü CHP liderinin bizlere gösterdiği adres darbeci Sisi’nin safları değil, zindandaki seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’nin yanı, eski Mısır yani. İkincisi de Sisi henüz acemi, kuşkusuz faşizmin ve katliamların dozunu arttırıp gözünüze girmeyi başaracaktır ilerleyen zamanlarda...
Gel de Sayın Abdullah Gül’ün “insan gerçekten hayret ediyor” şeklinde efsane tiwitini yâd etme.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019