Merve Şebnem Oruç
Mübarek Ramazan ayının son orucunu açmak üzereyken düştü internete Medine-i Münevvere'deki saldırı haberi. Suudi kaynaklarına göre, Mescid-i Nebevi'nin avlusuna girmeyi amaçlayan saldırgan bunu başaramayınca kutsal mekanın yakınlarında kendini patlatmıştı. Akşam ezanı okundu. İkisi sivil altı kişi hayatını kaybetti.
İftar sofrasında bir elimizde hurma öteki elimizde cep telefonu vardı. Paylaşılan ilk görüntülerde Efendimiz'in (s.a.v.) kabrinin yakınlarından yükselen dumanlara bakarken sosyal medyada pek çok Müslüman 'sözün bittiği yer'deydi. Sanal kimliklerimizde acı, şok ve ıstırap, masalarımızda ise tatlı bir telaş vardı. Çorbalar, pideler, pastırmalar, bal ve kaymaklar gitti; ana yemekler, tatlılar, şerbetler geldi. Tuzu, biberi uzatıyorduk birbirimize ve bir yandan soruyorduk: Bu kabul edilemez saldırıyı yapan kimdi? IŞİD miydi? O zaman IŞİD'in Allah belasını versindi. Onlar Müslüman falan değildi. Ama dünya IŞİD'i göstererek Müslümanlara sopa sallıyordu; o zaman dünya ne kadar adaletsiz, Müslümanlar ne kadar çaresizdi.
Elhamdülillah o akşam da doyduk. İftar bitti, ilk şok da geçti. Vurulan hiçbir tokat bizi yıkamıyordu, maşallah; ama kendimize de getiremiyordu. Her acı gibi bunu da kalbimize gömdük, yüzümüzü Mekke'ye döndük, başımızı seccadeye koyduk.
Suudi Arabistan'da 24 saatten kısa süre içinde gerçekleşen dördüncü saldırıydı bu. Medine'den birkaç dakika önce ülkenin doğusunda Katif'te eş zamanlı iki patlama olmuş, birkaç saat önce de Cidde'de bir intihar saldırısı yaşanmıştı.
Bir önceki günse Bağdat'ta kent merkezinde bir alışveriş merkezinin bulunduğu Karada'da bomba yüklü bir araçla korkunç bir katliam gerçekleştirilmişti. IŞİD'in internet üzerinden yaptığı açıklamayla üstlendiği saldırıda iki yüzden fazla insan can vermişti. Bayram için elbise alışverişine çıkanlar, kefenler içine girmişti. Ardında devasa bir yıkım bırakan saldırı, Irak ordusunun Felluce'yi IŞİD'den almasından bir hafta sonra meydana gelmişti. Musul operasyonuyla beraber Bağdat'ın güvenliğini sağlamak için Felluce'de kadın, çocuk, sivil demeden, IŞİD'li ya da değil ayrım gözetmeden hızla ve özensizce yapılan operasyonların bedelini yine Iraklılar ödemişti.
Ondan tam bir hafta önceyse İstanbul'da, yine ülkenin en hareketli noktalarından birinde üç saldırgan terör estirmişti. IŞİD Türkiye'de gerçekleştirdiği belirlenen hiçbir terör saldırısını üstlenmediği gibi 45 kişinin hayatını kaybettiği İstanbul Atatürk Havalimanı saldırısını da üstlenmedi ancak verdiği ilham bile IŞİD fanlarının böylesi bir saldırıyı gerçekleştirmesi için yeterliydi. Ya da, artık her kapıyı açan maymuncuk görevini biçilmez bir kaftan gibi yerine getiren IŞİD etiketi altında başkaları da, bu saldırıyı ya da Medine saldırısını gerçekleştirmiş olabilirdi. Fark etmezdi. Saldırıların gerçekleştiği kritik yerler, aralarındaki giderek daralan zaman aralıkları, gerçekleştirdiği fiili ve manevi yıkım o kadar şiddetliydi ki, insanların dimağları felç olmuş, sorgulama yetileri kaybolmuş, lanetlemenin ötesine geçecek mecali kalmamıştı. Sünniler Şiileri, Şiiler Sünnileri, Batılılar Doğuluları, Doğulular Batılıları IŞİD'in arkasında olmakla suçluyor ve gerçek azmettiriciler bir kez daha perdeleniyordu.
O gece de saldırıyı lanetledik ve çaylarımızı yudumladık. Yavaş yavaş sakinleşiyorduk, ne de olsa bu da geçip gitmişti. Oysa 'söz bitti' dediğimiz yer aslında bir başlangıcı yaşadığımızın göstergesiydi. Devrimler, karşı devrimler, ayaklanmalar, iç savaşlar, yükselen terör, değişen konjonktür, değişen politikalar... Herkes IŞİD'le mücadele yemini ediyor, IŞİD'e karşı birlikte hareket etme sözü veriyor ve Irak'ta, Suriye'de, Libya'da IŞİD hedeflerine vurdukça vuruyordu. Ama terör saldırılarının boyutları artıyor, kapsamı genişliyordu. Orlando'dan İstanbul'a, Paris'ten Medine'ye istediğinde ulaşamayacağı hiçbir yer, hiç kimse yoktu. Bundan sonra büyük şehirlerde eş zamanlı saldırılar, farklı ülkelerde aynı anda patlamalar olabilirdi. Kimse güvende değildi. Üzüldük, endişelendik ve afiyetle meyvelerimizi yedik.
Saatler gece yarısını gösterirken ve sosyal medyaya bayramın ilk tebrikleri, şakalaşmaları düşerken gözüme bir paylaşım ilişti. Türkiye Tel Aviv Büyükelçiliği (TelavivBE) kullanıcı adlı, onaylı olmayan bir Twitter hesabında İsrail Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin'in verdiği iftara misafir olma onuruna nail olunduğuna dair İngilizce bir paylaşım yapılmıştı. İsrail'deki Müslüman topluluklara her yıl verilen Cumhurbaşkanlığı iftarına Ürdün, Mısır ve benzeri ülkelerden diplomatlar da katılıyor; Türkiye'nin henüz İsrail'de büyükelçisi olmasa da en az bir temsilcisinin bu iftara katıldığı anlaşılıyor. Bunda bir sorun yok, bunu sosyal medyada paylaşmada da bir sorun yok. Lakin paylaşımın beraberinde yayınlanan fotoğraf, bence sorunlu bir imaj ve yanlış bir PR adımı olmakla birlikte, o geceki halimizi de oldukça iyi resmediyordu. İsrail bayrakları önünde, muhtemelen Rivlin misafirlerine hitap etmeden, kürsüde Filistinli bir imam ezan okuyordu. Konuklar da Twitter'da paylaşıldığı gibi, orada bulunma şerefine erişiyordu. Öte yandaysa bildiğimiz gibi Medine'den dumanlar yükseliyordu.
Halimizin özetiydi bu aslında. İsrail bayraklarını, ablukaları, zulmü ve ihlalleri kabul edeceğiz ya da her yer Gazze olacak. Ayağa kalmayacak, direnmeyecek, hak-hukuk demeyeceğiz ya da terör hepimizi vuracak. Gazze demeyeceğiz yoksa Mısır'ı kaybedeceğiz. Mısır demeyeceğiz yoksa Suriye'yi kaybedeceğiz. Suriye demeyeceğiz yoksa Türkiye'yi kaybedeceğiz. Ümmet için endişelenmeyeceğiz yoksa çocuklarımız için endişelenmek zorunda kalacağız. Birlikte yaşamak için ısrar etmeyeceğiz, ayrı kalacağız yoksa hep birlikte öleceğiz. Kudüs için dertlenmeyeceğiz yoksa sıradaki Mekke ve Medine olacak.
Hayırlı Bayramlar Hilal'i bile aynı gün göremeyen, Batı'dan Lamborghinileri, iPhoneları, Dolce Gabbanaları alıp teleskopa burun kıvıran Cemaat-i Müslimin. Hayırlı Bayramlar hepimize...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018