Mümtazer TÜRKÖNE
Merkez, şekilsiz, renksiz ve ağır hareket eden bir kütledir. Önemi, ağırlığından gelir.
Demokrasi sayıların rejimidir. Sayısal ağırlık merkezdedir ve merkezin hareketine göre yer değiştirir. Merkez’den uzaklaştıkça kesin inançlıların ve marjinallerin dar ve kemikleşmiş sahaları başlar. Duruma ve şartlara göre esnek tepkiler verdiği için siyasî rekabet hep merkezde yoğunlaşır. Merkezi fetheden, diğer bütün alanları kontrolüne geçirir. Değişim siyasetin merkezi ile toplumun merkezi arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanır. Toplumun merkezi eninde sonunda siyasetin merkezini teslim alır; çünkü siyasetin toplum dışında bağımsız bir dünyası yoktur.
28 Şubat sürecinin ant-tezi olarak olgunlaşan AK Parti iktidarı, siyaseti toplumum merkezi üzerinde yeniden inşa etti. 28 Şubat’ın sembollerinden biri, o meşhur MGK toplantısında irticanın kanıtı olarak sunulan yarım başörtülü kadın resmiydi. Dün yarım başörtüsü kural dışı idi; AK Parti iktidarı, Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın ve Dışişleri Bakanı’nın başörtülü eşleri ile kuralı tersine çevirdi ve merkezi yeniden tanımladı. Dün başı açık, mini etekli kadınlara yapılan saldırıların spekülasyon değeri vardı; bugün Kabataş olayı ile sembolleşen başörtülü hanımlar gündemde. Bu işaretleri siyasî merkezin tepetaklak olması ve İstanbul’un sayıları hızla artan gökdelenleri gibi yeni bir merkezin inşa edilmesi olarak okuyabilirsiniz. Siyaset kendi merkezini toplumun merkezine yaklaştırdı ve bu sayede kazandığı dinamizmden beslenen saltanatı uzun ömürlü oldu.
Doğaları gereği toplumun merkezi genişleme, siyasetin merkezi ise daralma eğilimindedir. AK Parti yakaladığı ve sürdürdüğü ekonomik istikrar ile toplumsal merkezi genişletti. Çelişkili olarak artan toplumsal desteği ile siyasetin merkezi giderek daralan bir kadronun elinde dar bir oligarşinin tekeline girdi. Siyasetten ekonomiye, oradan topluma uzanan bir iktidar tekeli, rakipsizliğin verdiği güçle lider oligarşisini oluşturdu. 17 ve 25 Aralık, bu dar oligarşinin kirli iktidar dünyasını deşifre etti, Erdoğan’ın Köşk’e çıkması, bu oligarşinin kendi çevresinden gelen baskı ile dağılması için fırsat sunuyor. Siyasetin merkezi yeniden inşa edebilir; böylelikle toplumun merkezi ile uyumlu hale gelebilir. Dışlanan, dışarıda bırakılan toplumsal merkezin aktörleri ile yeniden köprüler kurulabilir. Her halükârda oluşacak yeni siyasî merkez, varlığını Erdoğan’ın dar kadrosu ile sınırlamayacak, güç ve nüfûz alanını genişletmeye çalışacak. Böylece yeni bir uzlaşma ve yeni bir başlangıç imkânı doğacak. Yoksa dışarıda başka bir yerde, yeni bir siyasî merkez oluşmaya başlayacak.
Muhalefet düne göre toplumsal merkeze daha yakın. CHP’nin dindarlık sembolleri ile kavgası sona erdi. MHP, siyasetin merkezinin barış süreci ile Kürt sorununa bulduğu çözüme giderek daha az direniyor. Böylelikle toplumsal merkezin siyasetten uzlaşma beklediği iki kritik alanda Türkiye köklü bir dönüşümü tamamlamış oluyor. Bu durum hem keskin irtica-laiklik-dindarlık tartışmalarının hem de Kürt sorununun meşhur kırmızı çizgilerinin geride kaldığını gösteriyor. Bölgemizde birbiriyle bağlantılı gelişmeler hem Kürt sorununun çözümüne konjonktürel katkı sağlıyor hem de dindarlığın sağlıklı bir toplumsal merkezin tezahürü olduğu anlayışını kuvvetlendiriyor. Geriye reel siyasal rekabetin kıran kırana geçtiği ekonomik alan kalıyor.
Siyasal merkezin toplumsal merkezle uyumsuzluğu, ekonomiyi kırılgan hale getirir. Siyasal muhalefeti bastırmak için devlet gücü ile banka batırmaya kalkıyorsanız, hiç kimsenin devlete güveni kalmaz. Siyasal merkezi tahkim etmek üzere daha çok paylaştırabilmek için devlet rantını, dolayısıyla ekonomideki kamu payını büyütmek ekonomiyi kendi ellerinizle batırmak demek. Otokratik liderlik ekonomide sadece devlete yakın duran finans sektörüne yarıyor; reel ekonomi devletin kaprislerine dayanamıyor. Ekonomideki çözülmeyi engellemek için toplumda güven seferberliği başlatmak gerekiyor. Bunun yegane yolu ise siyasetin ağırlık merkezini toplumun tam merkezine taşımak. Geçmişe sünger çekip yeni bir başlangıç yapmak ve güveni yeniden tesis etmek gerekiyor. Siyasal merkezin önünde bu güveni tesis etmesi ve toplumun gönlünü fethetmesi için büyük bir fırsat duruyor.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
7.12.2025
4.12.2025
2.12.2025
1.12.2025
30.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
22.11.2025