Münir AKTOLGA
Biliyorsunuz, Mehmet Uçum sayın Cumhurbaşkanı’nın “Başdanışmanı”; bunun da ötesinde onu “organik lider” statüsüne çıkaran isim!.. Bu konudaki düşüncelerimi daha önceki bir yazıda açıklamaya çalışmıştım (“Başkan ne demek hiç düşündünüz mü”? http://www.aktolga.de/a117.pdf )... Bu yazıda niyetim aynı şeyleri tekrarlamak değil! Çünkü, sayın Uçum bu arada çok önemli başka şeyler de söylüyor. Ve işin ilginç yanı- bir noktaya kadar- bunlar kırk yıldır benim de dile getirmeye çalıştığım düşünceler!.. Üstelik o, sadece varılan sonuçları tekrarlarken, ben senelerdir bu sonuçların nasıl ortaya çıktığının da açıklamalarını yapageldim!..
Ama sonra bir noktada yollarımız farklılaşıyor. Bu yazının konusu işte tam bu farklılaşma noktasına ilişkin...
İsterseniz önce M. Uçum ne diyor onu bir dinleyelim:
“Sessiz değil, halkımız gümbür gümbür bir devrim yapıyor farkında mısınız? Halk kendi devletini kurmak için adım atıyor. 16 Nisan kutlu olsun”... “Olan, bürokratik devletten halkın devletine geçiştir. Atatürk, cumhuriyet, laiklik kurucu değerlerimizdir ve milletin teminatı altındadır.”
- “Çok enteresan bir koalisyon oluştu ‘halkın devleti ’ ne karşı. Hakikaten çok ilginç... ‘Halkın devleti’ lâfı insanları niye bu kadar rahatsız ediyor, ben anlıyorum tabii. Şimdi bakın; gayet açık, gayet net ve bütünlük içinde anlatayım ben.
- Birincisi, cumhuriyet devletin şeklidir, üniterlik devletin yapısıdır, devletin işleyiş ilkesi de ya demokrasidir, ya otoriterliktir, ya totaliterliktir.
- Eğer otoriter bir sistem varsa, o devlet halkın devleti olmaz. Eğer bürokratik bir egemenlik varsa, o devlet halkın devleti olmaz.
- Mesela, Türkiye’de Adnan Menderes ve iki arkadaşını asan devlet halkın devleti midir? Mesela, Deniz Gezmiş’lerin idam kararını veren devlet halkın devleti midir?
Mesela, 12 Eylül’de 660 bin kişiyi gözaltına alan, onlara işkence eden, 50’den fazla genci asan devlet halkın devleti midir? Mesela, başörtülülerin okumasını engelleyen devlet halkın devleti midir? Ezanı Türkçeye çeviren devlet halkın devleti midir? Faili meçhul cinayetleri işleyen devlet halkın devleti midir? Terörle mücadele ediyorum diye asla terörle mücadele etmeyen ve yaklaşık 40 sene bu ülkeyi kanlı terör saldırılarıyla karşı karşıya bırakan devlet halkın devleti midir?
- Cumhuriyete sahip olmak en büyük değerimizdir, devletin üniter yapısı, cumhuriyet esası bizim kuruluş ilkelerimizdir. Bunlara sahip olmak da kimsenin tekelinde değildir. Bunların sahibi millettir.
- Bugün ‘halkın devleti’ söylemine karşı çıkanlar 15 Temmuz gecesi cumhuriyet tehlikeye düştüğünde darbe girişimini alkışlayanlardır. O darbe girişiminin başarıya ulaşması için sütre gerisinde, kaçtıkları yerde bekleyenlerdir”...
Garip birşey, kullanılan kavramların içeriğini açmaz da sadece söyleme bakarsanız, sanki sayın Uçum’la birçok konuda aynı şeyleri düşünüyormuşuz gibi; ama, pratik içinde kavramların içi açılınca olayın hiçte öyle görünüşteki gibi olmadığı anlaşılıyor!..
Sayın Uçum devam ediyor:
- “Türkiye son 100 yıldır bir kuruluş süreci yaşıyor. Bunu net söylüyorum; birinci kuruluşta biz cumhuriyeti kazandık, ikinci kuruluşla da cumhuriyeti halkın devleti ile tamamlayacağız. Bu referandum, seçkinlerle bürokrasinin işbirliğine son noktayı koyacak olan bir tercihtir. Türkiye’de devlet artık belli bir seçkin zümre ve bürokrasinin devleti olmaktan çıkacak, bu bir.
İkincisi, Türkiye’de devlet kadrocu hareketlere, illegal yapılara, faşist yapılara açık olmaktan çıkacak.
Üçüncüsü, Türkiye’de devletin bütün organlarının belirlenmesinde halkın iradesi merkez olacak. Sadece yasamanın değil, yürütme ve yargının idaresinin belirlenmesinde de halkın iradesi merkez olacak.
Dördüncüsü, milli egemenlik artık kurumlara değil, halka ait olacak. Milli egemenlik halka aittir ve halkın iradesiyle devreye girer.
- İşte bu bütünlük içinde ifade ettiğim ‘halkın devleti’ kavramına karşı çıkan koalisyon, seçkinlerle bürokrasinin işbirliğini temsil eden koalisyondur. Devleti, seçkinlerin devleti olarak sürdürmek isteyen koalisyondur. Bürokratik devleti, milli egemenliğe karşı sürdürmek isteyen koalisyondur. Milli egemenliğin tam olarak halka geçmesini istemeyen koalisyondur. Halkın sadece Meclis’i seçip devletin hiçbir işine karışmasını istemeyen koalisyondur.
- Dolayısıyla halkın hem Meclis’i hem hükümeti doğrudan seçmesine katlanamıyorlar. Yargının idaresinde halkın seçtiklerinin seçim yapmasına katlanamıyorlar. Yani demokrasinin meşruiyet ilkelerinin gerçekleşmesine tahammül edemiyorlar”...
Peki bunlar hep belirli bir duruşu ifade eden görüşler deği mi, yanlış olan ne var burada?
Eğer sayın Uçum’un söylediklerini- ve onun ideolojik önderlik yaptığı kesimlerin duruşunu- zaman ve mekan boyutundan soyutlayarak ele alırsak, ve de, daha önce de söylediğim gibi, kavramlara yüklenen farklı anlamları bir yana bırakırsak, bunların hepsi doğrudur; bunlar benim de görüşlerimdir. Açın http://www.aktolga.de/ yi, bu görüşlerin tarihsel gelişim içinde nasıl oluştuğunu, ortaya çıktığını da görürsünüz…
Ama artık bence bu türden söylemler çoktan geride kaldı. Süreç o kadar hızlı gelişti-gelişiyor ki, bugün artık Türkiye’de “devrimin birinci aşamasına” ilişkin bu görüşleri aynı şekilde tekrarlamak bambaşka anlamlara geliyor!..
Devrimin birinci aşamasının sonlarına doğru ortaya çıkmaya başlayan jakoben ruh, ne zaman ki meseleyi eskinin Devletini ele geçirmekle sınırlı olarak ele almaya başladı (ne zaman ki olayı, yıkılan eski binanın tuğlalarını kendine özgü bir şekilde üstüste koyarak eski Türkiye’nin Devletini yeniden ihya etmek olarak yorumlamaya başladı) o andan itibaren artık sayın Uçum’la ve onun temsil ettiği hareketle bir yol ayrımına gelmiş oluyorduk…
Ne kadar ilginç değil mi, bu iş-devrim yapma işi- aynen bisiklete binmeye benziyor, düşmemek için sürekli pedalları çevirerek ilerlemek zorundasınız, yoksa, tam hedefe ulaştım artık derken düşüveriyorsun!..
1-Türkiye’de iki Türkiye’nin bulunuyor olması gerçeğini unutmamak gerekiyor...
Daha öncesini bir yana bırakırsak, “batıcı” kesimin “ilerici padişahı” II.Mahmut’tan bu yana, “Devleti kurtarmak için batılılaşmak” adına Türkiye bir kültür ihtilaline maruz kalmıştır. Bunun sonucu olarak da, süreç içinde Türkiye’de iki kültürün, iki yaşam biçiminin , kısacası birbiriyle içiçe iki Türkiye’nin ortaya çıktığını görürüz...
Sonuç mu? Artık yapısal bir ikiliğin meydana geldiği Türkiye toplumu gibi bir toplumda hiçbir zaman bunlardan birinin diğerinin üzerine binerek ilelebet saltanat sürmesi mümkün değildir... Alın işte ortada, özellikle son yüz yılda bir kanat denedi bunu, ne oldu? Bu nedenle, şimdi yapılacak iş, sistem içi rövanşist bir zihniyetle bunun tersini yapmak değildir. Buralardan bir yere varılamaz...
Dikkat ederseniz, yukarda, “Devleti kurtarma” kavramının altını çizdik. Bu demektir ki, kimse bize zorla birşey empoze etmemiştir. Ne yaptıysak, “Devletimizi kurtarmak adına ” biz kendimiz yaptık! Yani, “batılılaşma” adı altında sürdürülen bütün o kültür ihtilallerinin falan nedeni, öyle işin kolayına kaçarak-aradaki Devlet olayını gizleme pahasına- “emperyalistler” değildir; neden bizzat bizim kendimiziz. Emperyalistler-Batı’lı ülkeler- sadece, bizim yapısal sorunlarımızla oynayarak-“Devleti kurtarma” faaliyetlerimizden yararlanarak- durumdan vazife çıkarmışlar, süreci kendilerine göre yontup şekillendirerek kendi çıkarlarına uygun gelişmelerin yolunu açmışlardır. Bu konu o kadar önemli ki, bugüne kadar konuya ilişkin olarak- “Tarihle hesaplaşmadan burjuva devriminin tamamlanamayacağına” ilişkin- birçok yazı yazmak zorunda kaldım. Ama nedense sayın Uçum’un da içinde bulunduğu Jakobenler korosu bunları hiç görmediler!..
2-Devrim, “eski”nin içinde, onun diyalektik inkarı olarak olgunlaşıp gelişen “yeni”nin çıkıp gelmesi olayıdır. Yoksa, “eski”nin içindeki “yönetilenlerin” ayaklanarak “yönetenleri” alaşağı edip onların yerine geçmeleri olayı devrim değildir. “İsyanla”, “altüstlükle” devrimi birbirine karıştırmamak gerekiyor…
Sanıyorum sayın Uçum’la aramızdaki görüş ayrılıklarının ideolojik-teorik ve tabi felsefi nedeni tam bu noktada ortaya çıkıyor. O gerçi, “artık sınıf esasına göre değil toplumu temel alarak düşünmek lazım” falan diyor ama, sanıyorum eski bir “solcu” olarak onun devrim anlayışının özü halâ “ezilenlerin” “ezenleri” alaşağı ederek devleti ve politik iktidarı ele geçirmeleri anlayışına-yani Jakoben bir devrim anlayışına- dayanıyor! Örneğin, 1917 “ezilenlerin” “ezenleri” alaşağı ettiği böyle bir “devrim”di (1789’un jakobenlerine göre, Fransız İhtilali de böyle idi!..). Bunun-bu türden bir devrimin- adına ister sayın Uçum gibi “halk devrimi” deyin, ister “işçi sınıfı devrimi”, ideolojik söylemler dışında olayın özü değişmiyor. “Ezilen” halk, bir şekilde (ister Fransa’da, ya da Rusya’da olduğu şekilde, ister bizdeki gibi, yani seçim yoluyla) iktidarı alarak, eski devlet mekanizmasını parçalıyor, sonra da, ortaya çıkan parçaları kendisine göre yeniden üstüste koyup düzenleyerek “kendi devletini”-“halkın devletini”-inşa ediyor!.. Böylece, eskiden beri varolan sistemin toplumsal DNA larında- yani üretim ilişkilerinde ve kültüründe- hiçbir değişiklik olmadan mevcut sistem “altüst” edilerek ortaya “yeni” bir yapı çıkarılmış oluyor!..
Peki durum, ya bizdeki gibi ise, yani Türkiye’de iki Türkiye, iki “halk”, iki Devlet sınıfı varsa, o zaman ne olacak?..
İşte o zaman, şu an bizde ne oluyorsa o oluyor, yani at iziyle it izi birbirine karışıyor! Aşağıdaki tablo adeta bir pusula gibi. İsterseniz önce onu bir inceleyin bakalım!..
Osmanlı’dan bu yana Türkiye toplumunu, „Yönetenler“ ve „Yönetilenler“den oluşan bir sistem olarak ele aldığımız zaman çok açık bir şekilde Türkiye’de iki Türkiye bulunduğu gerçeğiyle karşılaşırız demiştik…
Buradaki birinci Türkiye, şekilde „Yöneten“ (A) ve „Yönetilenler“ (C) den oluşan bir A-C sistemi olarak „Beyazların“ Türkiye’sidir… Buradaki (A) „batıcı“ İttihatçı-Kemalist Beyazdevlet sınıfını, (C) ise „batılılaşma“ süreci boyunca yaratılan yeni tipten „yönetilenleri“ yani „Beyazhalkı“ temsil ediyor!..
İkinci Türkiye ise, „Yöneten“ (B) ve „Yönetilenler“(D) den oluşan bir B-D sistemi olarak „Siyahların“ („Türkiye’nin zencilerinin“) Türkiye’sidir… Buradaki (B) İslamcı geleneksel Devlet sınıfı fraksiyonunu temsil ederken (ki, bunlar Devletin „batılılaşması“ sürecine “paralel” olarak özellikle Cumhuriyet dönemi boyunca artık hep altta güreşir pozisyonda olmuşlardır), (D) de, Osmanlı’nın „Reaya“sından bu yana geleneksel olarak yaşamlarını sürdüren halk kitlelerini temsil eder. Bu ikinci Türkiye’nin insanlarının birincilere karşı koruyucu bir şemsiye olarak hep dini öne çıkardıklarını, onu ideolojik olarak koruyucu bir silah gibi kullanageldiklerini unutmayalım…
POPÜLİZM NEDİR?..
Genel olarak, „popülizm”in bizdeki karşılığı “halk dalkavukluğu” oluyor. Bir ideoloji olarak popülist devrim anlayışı ise bizde „halkçılık“ olarak ifade edilir. “Halkçı” devrimcilere göre “halk”, yani “yönetilenler” bir şekilde iktidarı “yönetenlerden” alarak devrim yapmış olurlar!.. İşin özü budur... (Aslında her ülkeye göre, her ülkenin kendi tarihsel gelişme diyalektiğine göre anlamı biraz daha farklı hale gelen kavramlardır bunlar. Ama, şu an bizim için önemli olan, bizde iki Devlet sınıfına karşılık iki çeşit “halkın” ve „halkçılığın“ da bulunuyor olmasıdır!..)
“Beyaztürk” halkçılığının yakın zamanlardaki en büyük temsilcisinin Ecevit olduğunu söylemeye gerek yok sanırım... Aslında diğer „solcu“ akımlar da bu kategoriye giriyorlar. Ne var ki, Ecevitin popülizmi aşağıdan yukarıya bir popülizmi temsil ederken, öteki solcuların popülizmlerinin yukardan aşağıya pozitivist bir popülizme denk düştüğünü görürüz…
Ama biz şimdi tekrar „AK Parti hareketine-devrimine” dönelim:
AK Parti hareketi-“devrimi”- ortaya çıkışı itibariyle, “popülist bir halk hareketi” olmanın çok ötesine geçen bir hareketti. Küreselleşme süreciyle birlikte dış dinamiğe ilişkin rüzgarları da arkasına alan sistemin iç dinamiklerinin, yeni bir Türkiye’nin inşası yönünde kollektif bir ayağa kalkışı olarak şekillenmişti. Ama tabi, bu elbette aynı zamanda bir halk hareketiydi de. Her halk hareketinin popülizm anlamında „halkçı“ bir hareket olmadığını bilelim yeter... Neden mi?
Sınıflı bir toplumda, adına “halk” denilen „yönetilenler“, yeni bir topluma gebe olan bir annenin rolünü oynarlar…
Yani, yeni bir üretim ilişkileri sistemiyle karakterize olunan yeni toplumun güçleri (şekilde E-F) daima eskinin içindeki ana rahmi konumunda olan halkın içinde gelişir, güçlenir, sonra da oradan çıkar gelirler. Bu açıdan, “yeninin” “eskinin” içinden çıkıp gelme süreci daima devrimci bir koalisyondur. “Halk” adı verilen ve sistemin anne rolünü de oynayan „ezilenleri“, kendi içlerinde barındırdıkları yeni toplumu temsil eden güçlerle birlikte, dış dinamiği de-dış konjönktürü de- arkalarına alarak tarihsel bir koalisyon şeklinde iktidara yönelirler…Sonra, yavaş yavaş, anneyle çocuğu arasındaki ayrışma süreci yaşanılmaya başlanır, çocuğun bağımsız bir kişilik olarak kendi ayaklarının üzerinde yürümesi gerçekleşir... İşte, devrim denilen olayın özü budur. “AK Parti devrimi” denilen olayda, “devrimin birinci aşamasında”, Siyahtürk halk kitlelerinin, kendi içlerinde gelişen yeniye ait güçlerle birlikte iktidarı eski Türkiyenin „Beyazdevlet sınıfı“ unsurlarından almalarının özü budur...
Ama dikkat ederseniz burada-Türkiye somutunda- çok önemli bir nokta var:
AK Parti’nin iktidarı ele aldığı koalisyon, o dönemde, eskisi ve yenisiyle sadece bir Siyahtürk hareketi değildi. Bunun içinde Beyazların içinden çıkıp gelen, yeni Türkiye sentezine dahil olmaya namzet unsurlar da vardı. Ama iktidar ele geçirildikçe, sanki bütün mesele bu imiş gibi- eski Türkiye’nin Devletini ele geçirmekmiş gibi- koalisyonu oluşturan güçlerden Jakoben bir kanat ötekileri adım adım tasfiye ederek öne çıkmaya başladı. Artık olayın yeni Türkiye’ye geçiş boyutu görmezden geliniyor, mesele Devletin sahipliği meselesine indirgenerek, süreç eski Türkiye’nin içinde „ezilen Siyahların” “ezen Beyaz” Devlet sınıfı güçlerine karşı mücadelesi boyutuna indirgeniyordu. Kısa zamanda, o kucaklayıcı devrimci ruhun yerini, sürekli bir kavga ve kutuplaşma ortamı yaratarak, kendine eski sistemin içinde (onun Devletine sahip çıkarak) yaşam-varoluş alanı oluşturmaya çalışan Siyah bir jakobenlik anlayışına şahit olur hale gelmiştik…
Bütün bunları son dört yıldır yazıp duruyorum… Şimdi geldik gene bir dönüm noktasına. Peki bundan sonra ne olacak?..
Ben size birşey söyleyeyim mi, Referandumda „evet“ de çıksa „hayır“ da çıksa sakın enseyi karartmayın!.. Eğer “evet” çıkarsa, bu, “kazananlar” için kelimenin tam anlamıyla “halkçı” bir pirus zaferi olacaktır!.. Ama öte yandan, muhtemel bir “hayırı” da kimse-özellikle de Beyazlar- kendi hanesine yazmaya kalkmasın; çünkü o “hayırın” onlara hiçbir hayrı olmayacak!! ...
E, o zaman ne kaldı geriye mi diyorsunuz?..
“Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik” şurada hesabı, Türkiye her halukarda yolunu bulacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın!.. Yani artık ne öyle, Mısır’da falan olduğu gibi, Siyahların yaptıkları hatalar nedeniyle “Beyazların” iktidarına bir geri dönüş mümkündür, ne de Siyahların Beyazlar üzerinde, uzun süre kalıcı, yeni tipten Devletçi bir hegemonya inşa etmeleri… Yeni Türkiye, “Siyahların” ve “Beyazların” Türkiyesi değil, “Siyah-Beyaz” etkileşiminin ürünü olan çok kültürlü Melez insanların Türkiyesi olacaktır. Buraya giden yol ise, „tarihsel bir uzlaşma“dan geçiyor. Eski Türkiye’ye karşı yeninin güçlerinin uzlaşarak yaratacağı bir uzlaşmadan… Tarihsel uzlaşma zemininde yaratılan „adem-i merkeziyetçi“ yeni bir anayasa ile, Kürt ve Alevi sorunları başta olmak üzere, kendi iç sorunlarını çözmüş, küreselleşme rüzgarlarını da tekrar arkasına alarak, 21.Yüzyılın “yumuşak gücü”- vicdanı- olma yolunda ilerleyen yeni bir Türkiye’nin önünde kim durabilir ki?.. Göreceksiniz bakın, bütün yollar buraya çıkıyor-çıkacak... E, gerisini de artık bu yolun önüne engel olarak çıkmaya çalışanlar düşünsün!..
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.11.2024
9.11.2024
31.07.2024
3.06.2024
9.04.2024
20.07.2023
18.07.2023
17.07.2023
20.06.2023
18.06.2023