Dün gerçekleşen görüşme malumun ilanı oldu. Bu aşamada CHP’yle kurulamayan koalisyonun MHP ile kurulması da imkansız.

Çünkü Erdoğan Meclis’i, vesayetindeki AKP iktidar olmadan çalıştırmak istemiyor. Mevcut iktidarı paylaşmak hiç istemiyor.

 SEÇİM KARARI 7 HAZİRAN’DA VERİLDİ

 Erdoğan 7 Haziran akşamından bu yana erken seçim istiyor. Bu süreçte koalisyona olumsuz baktığını defalarca ifade etti.

Erken seçimi, Erdoğan kadar 7 Haziran gecesi yaptığı çıkış ile Bahçeli de istedi.

 Erdoğan seçimi, kendi vesayetindeki AKP’nin iktidarının devamı ve resmi olarak ‘Başkanlık’ olmasa da 10 Ağustos’tan itibaren fiilen sürdürdüğü ‘partili Cumhurbaşkanlığını’ devam ettirmek istiyor.

Ancak bunu devam ettirmek için en az yüzde 46 oy alması gerekiyor. Çünkü HDP -kapatma davası açılması halinde yedeği olacak parti- son araştırmalarda yüzde 10’u hatta 12'yi geçiyor.

 KAOS PLANI AKP’YE YARAMIYOR

 Erdoğan’ın Kandil’i bombalayarak oyuna çektiği PKK’nın terörü de tepkisel oy olarak AKP’ye değil olarak MHP ve HDP’ye yarıyor. Şehit cenazeleri MHP’nin oylarını yükseltiyor. Kandil’in bombalanması Kürtlerin tutuklanması Kürt oylarını sadece bölgede değil Türkiye genelinde HDP’de konsolide olmasına yol açıyor.

 AKP yükselmiyor çünkü, içine girilen kaosun hedefinin terörle mücadele değil erken seçimde AKP oylarının arttırmak olduğu kamuoyu tarafından biliniyor.

 Kısaca Erdoğan ve onun çevresine kümelenen dar grup kendi çıkarları ve  gelecekleri için Türkiye’yi ateşe atıyorlar. Şehit düşen gençler vatan için değil bu dar grubun çıkarlarına kurban ediliyor.

 2 MİLYAR KİMDEN ÇIKACAK?

 Erdoğan ve çevresi daha düşük oy alabileceklerini bile bile istiyorlar erken seçimi. Sonunda yeniden koalisyonu konuşacağımızı bile bile neden erken seçim yapıyoruz?

 Asıl önemli soru şu; yapılan bu erken seçimin ekonomik yükünü kim çekecek?

 Vatandaş olarak, halk olarak bizler ödeyeceğiz. Bu satırların yazarı, bu satırları okuyan vatandaşlar ödeyeceğiz.

 Peki ne kadar erken seçimin maliyeti?

 Erken seçimin doğrudan maliyeti (hazine yardımı, YSK, adayların harcamaları vs. kalemlerle) 2 milyar TL'yi geçiyor.

 Bundan daha fazlası ise dolaylı maliyeti. Erken seçimin ekonomiye getirdiği dolaylı maliyet milyarlarla ifade ediliyor.

 Ertelenen yatırımlar, kullanılan kredilerdeki azalmalar, yurt dışına giden yatırımlar bu kalemlerden bazıları. Daha önemlisi seçimler nedeniyle gerçekleştirilmeyen yapısal reformların ekonomik büyüme başta olmak üzere olumsuz etkilerin maliyeti var.

 Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bir süre önce büyüme oranının revize edilebileceğini açıklamıştı. Büyümedeki 1 puanlık düşüşün Türkiye’ye maliyeti yaklaşık 30 milyar TL olduğunu düşünürseniz, erken seçim isteyen Erdoğan ve çevresinin Türkiye’ye maliyetini daha iyi anlarsınız.