Mustafa PAÇAL
Türkiye-AB ilişkileri tarihinin en zor günlerini yaşıyor.
İki farklı kültür ve iki farklı din geleneğinden gelen bu kadim dostluk ilişkisinde, bugün gelinen durumu taraflar ne kadar daha sürdürebilir, bu bana günümüz dünyasında oldukça imkânsız gözüküyor.
Burada Türkiye-AB ilişkilerinin, gelgitlerden kurtulması ve tam üyeliğe doğru yol alınamamasının nedenleri ne olabilir diye sorduğumuzda...
Her iki tarafın da AB müktesebatına uyum sürecinde yaşanan sorunlarını görmekteyiz.
AB tarafı, Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı var olan gümrük birliği ve ekonomik anlaşmaların koşullarını yerine getirmediği için üyelik süreci ağır işliyor diyor.
Yine AB Komisyonu her yıl yayımladığı ilerleme raporlarında başkaca ne diyor diye bir göz attığımızda, öncelikle demokratikleşme ve yeni anayasa sorunu ile Kürt sorununun barışçı çözümünün altı çiziliyor. İnsan hak ve özgürlükleri, din ve vicdan özgürlüğü ve sosyal ve sendikal hakların yetersizliği, her ilerleme raporunun ana başlıklarını oluşturuyor.
Türkiye ise buna karşın, Kıbrıs sorununun çözümü için Kuzey Kıbrıs’ın ve kendilerinin Annan Planı’na destek olduklarını “haklı bir şekilde” söyleyerek, müzakere sürecinin Kıbrıs nedeniyle, bir bölümünün haksız yere bloke edildiğini ve ayrıca müzakere süreci içerisinde üyelik için ilave taleplerin ileri sürüldüğünü söylüyor.
Ancak Türkiye’nin bu hâlleri, AB ilerleme raporunda yer alan AB kriterlerine uygun talepleri karşılamaya yetmiyor.
Bugün bu karşılıklı sorunlar nedeniyle, süreç kilitlenmiş durumda ve sanki bu kilidin açılması şimdilik mümkün gözükmemekte gibi durmakta.
Peki, bu duruma, Türkiye toplumu, siyasi partiler, hükümet ve diğer kurumlar nasıl bakıyor?
AB için toplumsal destek giderek azalan bir eğilim göstererek yüzde 40’ın altı seviyelerine kadar düşmüş gözüküyor.
Meclis’te grubu bulunan siyasi partilere bakacak olursak, AB konusunda ‘ama’ları ve ‘fakat’ları var.
AK Parti olmazsa, Ankara kriterleri, CHP ve MHP’nin de AB üyeliği için cumhuriyetçilik ve milliyetçilik üzerinden koyduğu rezervler var. BDP ise AB konusunda mesafeli durmaya çalışıyor.
“Resmî STK’lar”ın bir kısmı AB üyeliği konusunda devletin ve hükümetin ağzına bakarak, pozisyon alıyor ve ortada durmayı tercih ediyor.
İş dünyası, AB konusunda, çokça ihracat ve ithalat yaparak para kazanalım, ancak AB kriterlerine uygun “işleyen piyasa ekonomisi” için daha erken havasında.
Bu havanın anlamı, en büyük yüz sanayi kuruluşu kim diye bakıldığı zaman daha iyi anlaşılıyor.
Bu yüz kuruluşun sadece yüzde onu Avrupalı şirketlerden oluşuyor.
Bu durumun bir diğer anlamı ise Türkiye’de “işleyen piyasa ekonomisi” tartışmalı demektir.
İş dünyası bu tablonun bozulmasını istemiyor, yani Avrupalı rakipleriyle eşit rekabet koşullarında ticaret yapmayı göze alamadığı için, AB üyeliği konusunda “mış gibi” yapmayı tercih ediyor.
Türkiye Ortadoğu’da izlediği politikanın sonunda “değerli yalnızlığa” itilirken, bu yalnızlıktan çıkmasının şimdilik en mantıklı yolunun, AB’ye tam üyelik sürecini daha güçlü bir şekilde ilerletmek olduğunu görmesi gerekiyor.
Çünkü Türkiye’nin AB sürecini güçlü bir şekilde ilerletmesi demek, hem demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü demek ve hem de Kıbrıs sorununun çözümü ile gelişen ekonomi demektir.
Ve diğer yandan da, 2024 Olimpiyatları’nın İstanbul’da yapılması anlamına da gelebilir demektir.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2021
10.02.2021
13.01.2021
23.12.2020
7.02.2020
22.10.2020
12.10.2020
2.09.2020
26.08.2020
15.08.2020