Ömer F. Gergerlioğlu
15 Temmuz darbe girişimi sonrası oldukça olağandışı günler yaşayacağız anlaşılan.
Darbenin ne kadar dehşet verici bir zorbalık olduğunu o gece sabaha kadar devam eden gelişmelerde gördük.
Öncelikle, yapanın kimliğine odaklanılmış bir zorbalığın asıl patolojisini gözlerden kaçırma çabalarını engelleyerek doğru tespit yapalım. Bu, bir askeri darbedir ve silahı, gücü elinde bulunduran mekanizmanın icra ettiği bir zorbalıktır. T.C. tarihinde farklı isimlerin yaptığı darbeleri biliriz, önemli olanın isimler değil militarist zihniyet olduğunu çoğunlukla unuturuz. Bu darbenin bir kliğin darbesi olması önceki darbelerdeki tüm komuta konseyinin işin içine katılmasını unutturmamalıdır. Yürütmeye sorulması gereken soru "bundan sonrasında tekrar askeri bir zorbalık olmaması için yasal düzenlemelerin hala vakti gelmedi mi?"dir. Bari bu sefer meseleyi can damarından yakalayalım ve demokratik bir cumhuriyet kuralım.
Ateşin üzerine benzin döken iktidar tavırları oldukça tehlikelidir. Gezi parkına kışlayı gündeme getirmek ve"güçlüyüm ve artık umursamadan herşeyi yaparım" tavrı kimseye hayretmez. Bu toplumsal birliktelik büyük bir fırsattır ve buluşulan "demokrasi" kelimesinin kadrini bilmek zorundayız.
Bu darbenin tutma ihtimali yüzde sıfırdı. Zira halkın böyle bir isteği yoktu. Şu anda demokrat kesimlerce eleştirilse de Erdoğan'ın ve hükümetin toplumun önemli bir kesimince halen desteklendiği bir gerçektir. Meşru seçimde yenilemeyen bir iktidarı gayrı meşru bir askeri zorbalıkla yenmeye çalışmak ise çok büyük bir hataydı. Darbe iyi ki ilk saatlerde önlendi, biraz başarıya ulaşsa yine kuvvetli bir mukavemetle karşılaşacaktı ve belki yüzbinlerin ölümü ve maddi manevi büyük bir felaketle ama yine de hükümetin zaferiyle sonuçlanacaktı.
Gülen cemaati bu işin içinde ve darbe gecesi yaptıklarıyla bir intihar eyleminde olduklarını gösterdiler. Her ne pahasına olursa olsun devleti ele geçirme tutkusu onlara bu yanlışı yaptırıyor. Bir tutku, hastalık halini almışsa insana akıl almaz işler yaptırabilir. Cemaat süreç içinde yaptığı yanlışlar konusunda özeleştiri yapmayıp can havliyle darbeye girişti ve intihar etti.
Cemaate yönelik yapılan hukuksuzluklara karşı durdum, bundan sonrasında da hukuk dışı iktidar uygulamalarını eleştiririm. Demokratik bir anlayışı esas alarak iki hasım gücün arasında adil olmaya çalıştık. Ancak Cemaat böylesine bir büyük lanetli yanlışa imza atmış durumda ve bu yapının sorumlularının yargılanması gerekiyor. Başına gelenleri özeleştirel bir anlayışla değerlendirmedi ve daha da yanlışa yöneldi, adeta kamikaze dalışı yaptı. Din adına ortaya çıktığını söyleyip iktidar olmak için hukuk dışı işleri, darbeyi, gözünü kırpmadan sivil öldürmeyi göze almak dehşet veren bir sapkınlıktır. Cemaat, tabandaki iyi niyetli büyük kitleye karşı bu büyük hatayı yapmamalıydı. Zira destekleyen tabanının iktidarı ele geçirmek için her türlü gayrı meşru tavrı destekleyen bir yönelişi yoktu. Cemaat aynı zamanda hakkaniyetten uzaklaşmayan aktüel gelişmelerden ziyade ilkelerini esas alan demokratlara da bu büyük yanlışı yapmamalıydı.
Darbe, Türkiye'nin tüm sorunlarını içinden çıkılamayacak bir duruma getirecek ve Türkiye'yi yıllarca geriye atacaktı. Türkiye büyük bir badire atlattı ancak bundan sonrasındaki antidemokratik iktidar tavırları ülkeye daha büyük bir kötülük yapabilecektir. Darbecilerin cenaze namazının Diyanet tarafından kıldırılmaması, idam talebi, sualsiz işten atmalar vb. başlayan uygulamalar demokrasi ve hukuk devleti adına oldukça olumsuz sinyallerdir.
Artık tüm toplum bir daha darbe olmayacak bir yönetim esasını nasıl oluşturabileceğine odaklanmalı ve taraftar duygusuna daha çok kapılmak yerine daha çok demokrasiyle sorunların halledileceğine inanmalıdır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018