Orhan MİROĞLU-Taraf yazıları
Milyonlarca engelli yurttaşımız var, ama onları hayatın günlük akışı içinde pek az görüyoruz. Engelli insanların adeta gizli tutulduğu, kamusal alanlara pek giremediği bir ülke burası.
Sosyal tecrit altında bir yaşam sürüyorlar engelliler..
Sokaklarda, kamuya açık alanlarda, alışveriş merkezlerinde ve parklarda dolaşan insan kalabalılarına baktığınızda, bu gerçeği hemen anlıyor ve toplumsal yaşam alanlarında bir eksiklik olduğunu fark ediyorsunuz..
O alanlarda ve mekânlarda engelliler pek yok çünkü.
Türkiye’de çok şey hızla değişti.
Ama engellilerin hayat standartlarında, hâlâ ortalama denilebilecek bir kaliteyi yakalayabilmiş değiliz.
Ciddi bir eğitim sorunumuz var.
Seyahat ettiğimiz toplu taşıma araçlarında, hastanelerde, engelli insanlara karşı davranış biçimlerimiz çok farklı ve dıştalayıcı olabiliyor.
Otobüse biniyorsunuz mesela ve engellilere ayrılan yerde herhangi bir engeli olmayan insanların oturduğunu görüyorsunuz.
Sizi fark ediyorlar, ama göz göze gelmek istemiyor ve hakları olmamasına rağmen oturdukları o koltuklardan kalkmak istemiyorlar.
Bir mağazadan, bir marketten, bir şeyler alıyorsunuz mesela..
O anda ödeme kasasının önünde uzun bir kuyruk varsa, ve siz yanınızda bir engelliyle o kuyruğa girip de beklemeyecek gibi davranmışsanız, size bir anda yönelen soğuk bakışları fark ediyor ve üzülüyorsunuz..
Zerdeşt’i her gün bir hastaneden bir hastaneye koşturarak büyütmeye ve yaşatmaya çalıştığımız yıllar çok şükür geride kaldı.
Ama o zor yılların hatıraları unutulacak gibi değil doğrusu.
Toplu taşıma araçlarında, hastanelerin polikliniklerinde sıra beklerken gördüklerimiz, engelli insanların yaşadığı eziyetler, imkânsızlıklar anlatılacak gibi değil.
Son yıllarda ciddi iyileşmeler oldu tabii.
Ama yine de engelli insanların günlük yaşam içinde daha çok görünür hale geldiğini söylemek çok zor.
Zerdeşt’i alıp zaman zaman sinemaya, tiyatroya, parklara filan gidiyoruz. Veya bir restorana gidip baş başa yemek yiyoruz.
Onun en çok keyif aldığı şey, bir restoranda yemeye oturmaktır., hele bir de müzik varsa, keyfine diyecek olmuyor.
Ama itiraf edeyim, bu mekânlarda başka engellilere fazlaca rastladığımızı söyleyemem.
Bu mekânlara Türkiye’nin sahip olduğu engelli oranı hiç yansımıyor diye düşünüyorum.
Bunun sebepleri üstünde durulmalı.
Neden yemek yediğimiz restoranlarda, gittiğimiz sinemalarda, spor tesislerinde engellilere pek rastlamıyoruz?
Bunun birden fazla sebebi vardır muhakkak..
Ama en önemli sebebin, bu mekânların fiziksel olarak, engellilerin dolaşabileceği, gidebileceği yerler olmamasıdır.
Yedi şiddetinde bir depreme dayanamayan ve tuzla buz olan binalar inşa edip durduk yıllarca.
Şimdi nasıl olacak da sayıları milyonları bulan bu binaları yıkıp depreme dayanıklı binalar yapacağız diye düşünmeye başladık.
Ama o binaları ve o binaların altyapısını inşa ederken, bu ülkede yaşayan 12 milyondan fazla engellinin olduğu aklımıza gelmedi hiç.
Oysa engellilerin hayatın içine dâhil olması için, önce hayatın içinde geçtiği mekânların elverişli olması gerekir.
Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği bu konuda şu önemli hatırlatmayı yapıyor:
“Kentlerin, konutların, resmî binaların ve mekânların engelsiz hale gelmesi için gerekli düzenlemeler sadece engelli otoparkı ve engelli tuvaletini yapmış olmakla sağlanmaz.
Şehrin ve mekânın tüm engelliler için yani, bedensel engelliler (tekerlekli sandalye ve baston kullanıcıları), görme engelliler, işitme ve konuşma engelliler için rahat-güvenilir ve başka birinden yardım almadan gezebilmesini sağlamak gerekmektedir.
Bu nedenle bedensel engelliler için uygun ölçüde rampa ve asansör yapılmalı, otopark alanlarında fiziksel engellilerle diğer engellilerin araçlarının park yerleri farklı şekillerde düzenlenmelidir. Her yerde görme engelliler için duyumsanabilir yüzeyler ve sesli uyarıcılar yapılmalıdır. Her yerde işitme ve konuşma engelliler için görsel uyarıcılar yapılmalıdır. Asansörler tüm engellilerin kullanımına uygun olarak düzenlenmelidir.
Belediyelere, yetkili ve sorumlulara bu bakımdan verilen yedi yıllık süre 8 Temmuz 20012’de doluyor. Engelli yurttaşlarımız, bu konularda Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği’nin internet adresinden bilgi alabilirler (www.ehdd.org).”
Derneğin başkanlığını yürüten Âdem Kuyumcu’nun Engelsiz Şehirler Kitabı’nı da şu adresten edinmek mümkün: ([email protected]).
Belediyeler, özel idareler, ticaret ve sanayi odaları, müteahhitler, mimarlar, okullar, işyerleri, oteller, sağlık kuruluşları, kafeterya ve restoranlar ile umuma açık tüm yerlerin yöneticileri sorumluluk alanlarında gerekli düzenlemeleri öngörülen bu süre içinde yapmazlarsa, söz konusu kurumlar ve kişiler hakkında engelliler ve aileleri maddi-manevi ve cezai dava açabileceklerdir.
Yetkililer ve sorumlular kalan bu kısa süreyi iyi değerlendirmeli ve boşa harcanacak zamanın kalmadığını görmeliler..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2012
3.09.2012
1.09.2012
30.08.2012
27.08.2012
25.08.2012
23.08.2012
20.08.2012
18.08.2012
16.08.2012