Oya BAYDAR
OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile yirmi dördü DBP'li yirmi sekiz belediyeye kayyum atanması, içerde ve dışarda tartışılıyor, eleştiriliyor, kaygı konusu oluyor. Cumhurbaşkanı, hükümet üyeleri, AKP’li ağır toplar ve de silahşörleri-kalemşörleri giderek daha yüksek perdeden ve ürkütücü saldırganlıkta bir üslupla bu kararı savunuyor, savunmakla da kalmayıp bunun henüz başlangıç olduğunu, arkasının geleceğini açıklıyorlar.
15 Temmuz gecesi, bizim gibi saf, sade vatandaşlar ne olup bittiğini bile anlamamışken, daha ilk andan darbe teşebbüsünü Allah’ın lütfu olarak değerlendiren Sayın Erdoğan’ın bir bildiği varmış demek ki, kendisine bahşedilen lütuftan gani gani yararlanıyor. (Cumhurbaşkanı’nın bu beyanı subliminal mi supraliminal mi, Ahmet ve Mehmet Altan’ın televizyon konuşmasını değerlendirip gözaltı kararı alan zehir hafiye savcılarımız tesbit etmişlerdir herhalde…) Reis, nicedir uygulamaya koymak isteyip de, yok demokrasi, yok AB, yok batı dünyası, yok demokratik muhalefetin takazası yüzünden atamadığı ne kadar terminator adımı varsa, fırsat bu fırsattır diyerek hepsini birbiri ardına sıralıyor. Erdoğan ve iktidarı için lütuf olan, bu zavallı memlekete, halka, bizlere, geleceğimize lânet olarak, bela olarak dönüyor.
Demokrasiye kayyum
Belediyelere kayyum atanmasıyla oyalanırken Meclis’e, yargıya, yürütmenin tümüne çoktan kayyum atanmış olduğunu gözden kaçırıyoruz sanırım. Beni, Tan Oral’ın dünkü karikatürü uyandırdı. Karikatürdeki siyasetçi kılıklı adam, “Tek tek uğraşmak yerine demokrasiye toptan kayyum atansa daha iyi olacak” diyor. Zaten olan da bu sevgili Tan; darbe teşebbüsü lütfundan yararlananlar OHAL’i fırsat bilip demokratik rejime çoktan kayyum atadılar.
Demokrasinin, özgürlüklerin, insan haklarının, hukukun, adaletin ırzına geçmenin kılıfı olan KHK’lar, Meclis iradesini, Meclis’te kullanılan yasama erkini çiğnemekten başka ne anlama geliyor? Milli irade kavramının içini boşaltıp riyakâr bir tekerleme haline getirenler şu sırada kapattıkları/ tatile soktukları Meclis’te kayyum konumundalar. 15 Temmuz’da, akla ziyan cinnet darbesi sırasında bombalanan ve gazi ilan edilen Meclis, çoktan şehitolmuş durumda.
Yargının haline bakın! FETÖ, darbe, PKK umacılarını kalkan yapıp Aslı Erdoğan’dan Necmiye Alpay’a onlarca demokratı, barışçıyı, kısaca muhalifi gözaltına alan, tutuklayan, konuşmalarda subliminal (!) deliller bulan, barış istemini, çocuklar ölmesin çığlığını suç sayan yargı… Çoktan kayyum atanmamış, eli kolu bağlanmamış olsa bağımsızlığını yitirir miydi bu denli?
Yürütmeye gelince: OHAL zaten bir anlamda yürütmeye kayyum atanması anlamına gelir. Şu anda işten el çektirilen, açığa alınan kamu görevlilerinin, öğretmenlerin, akademisyenlerin sayısının 60 bini aştığı resmen açıklandı. Sorgusuz sualsiz, yargısız kararsız mesleklerini yapmaları engellenen, itibarsızlaştırılan (bana göre itibar kazanan), her tünlü hakları gasp edilen bu insanların yaşamı bazen hükümete yakın rakip sendikanın verdiği listelerle, bazen kendisine husumet besleyen bir kişinin yalan ihbarıyla (ihbar emri ve telkini bizzat Cumhurbaşkanı’ndan yani en büyük kayyumdan gelmemiş miydi?), bazen siyasî-ideolojik karşıtlarının ahlaksız gammazlamalarıyla alt üst oluyor. Kurunun yanında yaşın da yanması, sapla samanın karışması gibi münferit vakalardan söz etmiyorum; ülke çapında kitlesel bir kıyım yaşanıyor. Kayyum kıyım yapıyor.
Zihinlere kayyum atayamazsınız
Söz çoktan bitti, yazı da anlamını yitirdi. Yine de feryad ediyoruz, çırpınıp duruyoruz, birileri sesimizi duysun istiyoruz: Kendi vicdanımız, kendi ahlâkımız için; yarın kendimizden utanmamak, çürümemek, çirkinleşmemek, insanlığımızı yitirmemek için. Ama bir an geliyor, artık bu kadarı fazla diyorsun.
AKP Grup Başkanvekili zatın şu sözleri, “durdurun dünyayı da ben burada ineyim artık” duygusu yarattı içimde. “O kayyum az” diyor adam, “onların partisine de (HDP), kapısına da, zihnine de kayyum atanmalı.”
Kendilerini Meclis’e, devlete, millete kayyum olarak atamaya çalışanların amaçlarını, dertlerini, çabalarını, siyasî ahlak ve demokratik bilinçlerinin yerlerde sürünen düzeyini bundan daha iyi özetleyen bir söz düşünemiyorum. Zihinlere kayyum atamak!Bunu daha önce deneyenler çok oldu. T.C. Devleti’nin en köklü ve kadim hayali ve alışkanlığıdır bu. Dönemler değişir, iktidarlar değişir, zihinlerine kayyum atanmak istenen kesimler değişir ama her dönem kim iktidardaysa ötekilerin zihinlerine: yani dinlerine, inançlarına, ideolojilerine, düşüncelerine kayyum atamaya kalkışır. Kimi zaman Müslümanların, kimi zaman Alevilerin, kimi zaman Kürtlerin ve de her daim komünistlerin, solcuların, gerçek demokratların, barışçıların zihinlerine kayyum atanmaya çalışılır.
Sıra şimdi mağdurluktan muktedirliğe terfi eden AKP taifesine gelmiş görünüyor. Onlar ki, Kemalist vesayetçilerin tekçiliğinden, zulmünden, baskısından yakınıyorlardı iktidara gelirken. Şimdi, Allah’ın lütfuyla zalim ve kayyum olma sırası kendilerine geldi. AKP Grup Başkanvekili’nin sözleri antidemokratik, despotik, tekçi bir zihniyeti ayna gibi yansıtıyor. O zihniyet ve ideolojinin iktidar olması halinde toplumun nelerle karşılaşacağını da şekil 1’de görüyoruz.
Zihinlere kayyum atanamayacağını, buna tevessül edenlerin eninde sonunda yenileceklerini tarih her zaman acı deneyler pahasına gösterdi. Diktatörlükler dört bir yana kayyum atayabilirler, varlık nedenleri de budur zaten. Ama zihinlere kayyum atayamazlar; düşünceler, inançlar, aidiyetler direngendir, kayyum kabul etmez. Bugünler geçer, kayyumlar gider, inançları, düşünceleri için direnen insanlar kalır, hem de çoğalarak, “tükenmeyiz kırmağ ile” diyerek.
PKK’nin kayyuma verdiği destek
Yazıyı bitirmek üzereyken, Van’daki terör eylemini PKK’nin üstlendiği haberi geldi. Açıklamaya göre, amaç DBP'li belediyelere kayyum atanmasını protestoymuş.
Hani bir söz vardır! Biri kötü bir şey yaptığında, ironik olarak “Aferin oğlum Memet, sen bu yolda devam et!”denir. KCK’nin açıklamalarına göre, şehirlerde gerçekleştirdikleri, birçok sivilin canına mal olan canlı bomba, vb. şiddet eylemlerinin gerekçesi de AKP iktidarını sarsıp, düşürüp demokrasi getirmekti. Himmet ve gayretleriyle sayesinde nur topu gibi bir demokrasimiz oldu işte! Her şiddet eyleminden sonra Kürt halkının da Türk halkının da acılarının katlandığını, demokrasinin d’si kalmışsa, d’nin bile kuyruğunun koptuğunu, iktidarın totalitarizme yürüyüşünü biraz daha hızlandırdığını ve terör umacısını göstererek kitle desteğini arttırdığını göremeyenlerden bu beklenirdi. Elliden fazla insanın yaralanmasına, korkuya, yıkıma, bölgede baskıların büsbütün artmasına yol açan patlama, PKK aklına göre kayyum atamalarını durduracak zahir!
“Önderlik” diye benimseyip yücelttikleri Öcalan’dan “Bu anlamsız savaş bitmeli, barış hâlâ mümkün” mealindeki çağrının geldiği şu sırada Van’daki sivillere yönelik terör saldırısı, oraya buraya ve de zihinlere kayyum atama heveslilerine ilaç gibi geldi. Tebrikler doğrusu!..
Erdoğan’ın ve iktidarın amok koşusundan söz etmiştim önceki yazılarda, amok koşucularımız çoğalıyor. PKK, Erdoğan iktidarına rakip olarak sahadaki yerini alıyor. Olan Türküyle Kürdüyle halklara oluyor…
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024