Süleyman Seyfi Öğün
Son yazımı, Türkiye’nin ABD ile başı dertte olan tek devlet olmadığını işâret ederek bitirmiştim. ABD eş anlı veyâ ardışık manevralarla Kanada’ya, Meksika’ya, Almanya’ya ve Almanya üzerinden AB’ye, Rusya’ya, tabiî ki İran’a ve hepsinden maada Çin’e de vuruyor. Bu arada Kuzey Kore ile anlaşarak Japonya ve Güney Kore’yi zorda bırakıyor. Tabiî ki çıkar temelli bir aklı var; ama nihâyetinde çılgın bir siyâset bu.. Bunun bir uzantısı da ABD‘nin içinde bitmeyen bir kavga.. O halde listeye ABD’nin bizzat kendisini de koyabiliriz. ABD, ABD içinde ABD ile çatışıyor… Tuhaf değil mi? Bu alâmetler dünyânın başını derde sokacak görünüyor. Telâffuz etmekte zorlanıyoruz belki; ama her geçen gün bu kaosun sonunda bir ışık olacağına inanmakta bir miktar daha zorlanıyor. Haydi Amerikalılar gibi söyleyelim: “korkarım” iş karakolda bitecek!…
Bu tablo bizi dünya ölçekli düşünmeye zorluyor. Maalesef en zayıf yanımız da bu. Ya dünyâyı Türkiye’den ibâret gören veyâ dünyâyı, meselâ küreselcilikte olduğu üzere, bağlamsız bir uçuculuk olarak telâkki eden bir zihniyetin esiriyiz. Dünyâ bağlamına oturtulmayan; Türk’ün Türk’ten başka dostunun olmadığı bir dünyâ algısı; tekmil dünyânın kendisine düşmanlık etmekte ittifâk ettiği bir Türkiye algısıyla birleşince sâdece bir yanılsama doğurur. Diğer taraftan ,gûya bu “obskürantizm”den kurtulmak adına üretilmiş “vatanım rûy-ı zemin, nev’im beşer” diyen bakışın ise tam bir dünyâ ıskalaması olduğunu da görmek gerekiyor.
Dünya târihsel olarak çeşitli işbölümü ağları üzerine kuruluyor. Castells gibilerin geliştirdiği, “Ağ Toplumu” kavramı nevzuhûr bir olgu değildir. Bize dünyâyı bir ağ toplumu olarak gösteren, teknolojinin bunu belirginleştirmesi ve parlatmasıdır. Hâlbuki , teknolojik donanımı bugünle kâbil-i kıyas olmasa da kadim dünyâda da “ communitas”lar arasındaki ilişki ve etkileşimler bir diz kültürel ağlar üzerine kuruluyordu. Mühim olan bu kültürel ağların, maddî işbölümündeki karşılıklarını görebilmektir. Mesele işbölümüne geldiğinde güzelleme yapmak zorlaşıyor. Eşitsizlikler, adâlesizlikler ,çıkar mücâdeleleri su üzerine çıkıyor. Keşke bununla bitse… Dahası; bu işbölümünün , birikimin (zenginlik ve iktidar) ağırlık kazandığı zeminlerden hafiflediği zeminlere doğru bir dünyâ sistemi oluşturduğunu görüyoruz. Acıtan taraf ise şu: Bu sistem bizzât sistem karşıtı unsurları da içeriyor. Eğer kendiliğinden, bir tepki olarak ortaya çıkarsa onu tornadan geçiriyor; eğer kendiliğinden ortaya çıkmazsa onu bizzat kendisi sunî olarak îmâl ediyor. Meselâ 20.Asırda gördüğümüz; bir tarafında “Batı”, diğer tarafında “Demir Perde” ve nihâyet “Bağlantısızlar”ın yer aldığı “Üç Kutuplu” bir sistem değildi. Tam tersine ,”sermâye”, “devlet “ve “uluslar”ın aktör olduğu modern birikim sürecindeki işbölümünün dağılımıydı. Sovyetler, Çin farketmez, sistemin görüntüdeki alternatifi, ama esasta sistemin birer dişlisiydi. Bu sebepten, Çin’in veya Sovyetlerin dönüşümünü(?) yadırgamamalıyız. Avni Özgürel bahsetmişti; Vietnam’da Ho Chi Minh’in müze olan mütevâzı evinin karşısına devâsa bir McDonalds açılması bizi şaşırtmamalıdır. Sistemlerin sonun sistem-karşıtı hareketler değil, bizzat sistem içinde yaşanan çevrimsel ve yapısal krizler getiriyor. Unutulmamalıdır ki Sovyetlerin çöküşü veyâ Çin’in dönüşümü , sistemin zaferi değil krizine işâret eder.
Ağır sarsıntılar yaşayan Dünyâ Sistemi kendi iç çevrimini sürdürmekte artık alabildiğine zorlanıyor. Bu çöküş 1970’lerde uç verdi. 1990’larda sistemin bir sütunu kırılıp çöktü. Unutmayalım ki Sovyetlerin çöküşü ile Asya krizleri zamandaştır. 2008 sonrasında ise merkezdeki tsunamiyi gördük. Artık bu sürecin geriye dönüşü yok. Bu çok net anlaşılıyor…
Denklem, Karatani’nin ortaya koyduğu gibi sermâye, devlet ve uluslar üzerinden işliyor. Frantz Fanon’un “Yeryüzünün Lânetlileri” olarak tanımladığı “Çeper Dünyâ” yine kimsenin umûrunda değil. Eğer değişkenleri devlet ve ulus temelinde koyarsak ,mücâdele iki boyut üzerinden işliyor. Bir boyutuyla Merkez ile Yarı Merkez Dünyalar çatışıyor. Meselâ Çin, Rusya, İran,Türkiye, Venezüella ,Meksika ve Brezilya başta olmak üzere çeşitli Lâtin Amerika devletleri ile Merkez’in Tek Patronu olma iddiasındaki ABD çatışıyor. Diğer taraftan mücâdele Merkez içinde devâm ediyor. ABD-Almanya, ABD-NATO Avrupası , ABD-Birleşik Krallık, ABD-Kanada , ABD-Japonya gerilimleri çeşitli dozlarda Merkez Dünyânın çatlaklarını oluşturuyor. Son G7 Zirvesi bunu neredeyse karikatürleştirerek somutlaştırdı.
Merkez dünyâdaki iç gerilimde “sermâye-devlet” çelişkisi üzerine epeyi yazdım Onun için dönmeyeceğim. Diğer taraftan Merkez içi ve Merkez-Yarı Merkez Dünyâlar arasındaki savaşın devlet sermâye gerilimine oturması anlaşılır bir şey. Yarı Merkez Dünyânın en karakteristik niteliklerinden birisi görece “eksik “sermâye birikimidir. Bunun denklemdeki karşılığı ise görece “arttırılmış “devletlerdir. Bir bakıma “eksik sermâyeyi arttırılmış devlet” tamamlar. Bu da sermâyenin küresel dolaşımını rahatsız ettiği için istenmez. Risk, diktatörlükle ve yolsuzlukla suçlanmaktır. Ama tuhaf ve beklenmeyen durum, bu arttırmanın demokratik meşrûiyet üzerinden pekişmesidir. Ne Sayın Erdoğan, ne Putin ve de Ruhânî’nin bir meşrûiyet sorunu olmaması bâzı çevreler için çıldırtıcı olsa gerekir. Baskı ve yolsuzluk dosyalarına rağmen seçiliyorlarsa, seçenleri kınamaktan başka yapılacak bir şey kalmıyor. İyi de, o zaman demokrasi öncesi değerlere dönüş için bilet kesilmiş demektir. Diğer taraftan “çoğunlukçuluk” ile “çoğulculuk” arasındaki ince akademik ayırımlar , kâğıt üzerinde değer bulsa bile, çoğulculuğun çoğunluktan ayrık değer bulması matematiksel olarak imkânsız.. Sermâye-devlet çelişkisinin ,devâm etmekle berâber, Merkez Dünyâya, Yarı-Merkez ile olan çelişkisinde fazlaca bir şey kazandırmadığı anlaşıldı. Vites değiştirildiği anlaşılıyor. Son gelişmelerin, mücâdelenin esasta giderek “devlet-devlet” çatışmasına evrildiğini düşünüyorum. Türkiye’ye mâtuf baskıların moral-politikte değil; reelpolitikte karşılığı var..Hukuksal dayatmalardan, siyâsal dayatmalara bir geçiş… Arkasının askerî bir dayatma olarak gelmesi şaşırtıcı olmamalı…
Merkez Dünyânın iç çelişkileri nasıl çözülür, Merkez-Yarı Merkez Dünyâ arasında giderek sertleşen gerilimler târihi nereye savurur, Yeni bir Dünyâ Sistemi ne zaman mümkün olur, bilmiyorum. Heyecanlar, ekserî yakıtını bilemediklerimizden almıyor mu? ….
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2021
29.04.2021
22.04.2021
4.06.2020
22.04.2019
4.02.2019
14.02.2019
11.02.2019
4.02.2019
28.01.2019