Tayfun Atay
Türkiye nihayet muradına erdi ve “Palu ailesi” hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Dün sabah bir yandan polis Kocaeli’deki eve baskın düzenleyerek hanede bulunanları alırken, aynı zamanda yine Kocaeli’den gelen ekiplerin Müge Anlı programında günlerdir boy gösteren katiller katili, psikopatlar psikopatı “Enişte Tuncer”le eşini stüdyodan kelepçeleyerek götürüşlerini izledik.
Stüdyoda bulunanların hep birlikte coşkulu alkışları arasında.
Müge Anlı’nın, tüm Türkiye’yi temsilen ekranda dökülen gözyaşları arasında.
Ve program konuklarının, “Helal olsun Müge Hanım, helâl olsun” çığlıkları arasında.
***
Anlı, bu önemli ânın anlamına işaret ettiğini düşündüğü cümleyi şöyle kurdu:
“Sanırım tüm Türkiye’nin beklediği görüntü buydu.”
Acaba?!. Yoksa şu eklendiğinde mi daha ikna edici olacaktır bu cümle:
“Enişte” Tuncer Ustael’in de beklediği görüntü buydu!..
Ustael, hakkında cinayet, gasp, taciz, dolandırıcılık gibi bir dolu suçlama ayyuka çıktığı halde ne kaçmak ne de saklanmak gibi bir telaşa kapılmadan günler boyu ekranda boy gösterdi, konuştu, anlattı, dinledi, sorulara sakin sakin cevap verdi.
Konu medyatik şekilde gündeme gelir gelmez kendisine yönelik birikmeye başlayan kamusal nefreti gün geçtikçe kat be kat artıracak bir canlı yayın performansıyla sahne aldı, görünür oldu ve görüntüsüyle milyonların hafızasına kazındı.
"Enişte Tuncer", nefretten şöhret devşirdi!..
***
İki yıl önce, bir otel odasında oyuncu-sunucu sevgilisi Vatan Şaşmaz’ı öldürüp kendisi de intihar eden, böylece yıllarca erişmek isteyip de erişemediği şöhrete bu hazin sonla ulaşan eski manken Filiz Aker için kaleme aldığım değerlendirmeye şu başlığı atmıştım: “Ölüm, adın şöhret olsun!”
İşte şimdi “Meşhuriyet Çağı”mızın semalarında dolaştırılacak nadide sloganlara bir yenisini ekleme imkânı buluyoruz Müge Anlı programındaki bu son gösterinin baş aktörü Tuncer üzerinden:
Katil, adın “Şöhret” olsun!..
***
Aslında bu bir ilk değil. Daha önce de “Müge Anlı ile Tatlı Sert”te benzeri “performanslar” seyrimize düştü.
Mesela biz, dört yaşında bir kız çocuğuna tecavüz edip sonra da onu boğarak öldüren adamın stüdyoda “çözülmesi”ni de ürpere-tiksine ve nefrete nefret kata kata izlemiş bir milletiz!..
Mesela, aynen “Enişte Tuncer” gibi, stüdyoda şova katılan bir katilin, yine kendisi gibi stüdyoya günlerce konuk olan sevgilisi kadının canlı yayın itirafı ile ifşa oluşunu da izledik biz… Üstelik o zaman, “cinayet büro”nun stüdyoya yetişmesi için program ekibi caniyi bahçede lafa tutup oyalamış, böylece “polise yardımcı” da olmuştu.
***
Şimdiki vakayı farklı ve daha yoğun bir ilgiye mazhar kılan, sanırım içeriğindeki korkunç zenginlik (cinayet, tecavüz, ensest, çocuk tacizi/istismarı, dolandırıcılık, gasp, dayak, iftira, din, büyü, cin/muska);
Buna bağlı olarak suç çerçevesinin karmaşıklık ve kolektifliği,
Sonuçta da adeta gizemli ve fantastik bir dizi film sürekliliği içinde ortaya çıkması…
“Enişte Tuncer” adeta bir “Kült” topluluğun başı gibi, öyle bir ağ örmüş ki neredeyse “American Horror Story” kıvamında bir kurgu var karşımızda!..
Eğer böyle bir kurguda “başrol” iseniz, işlediğiniz onca suça rağmen sırra kadem basmak yerine paşa paşa ve kasıla kasıla stüdyoya girip günlerce ekranda olmanın hazzını yaşarsınız.
Böylece hiç de öyle klişe şekilde söylendiği gibi, “yaptıklarınız yanınıza kâr kalmaz” değil! Bal gibi de yaptıklarınız, yanınıza bir “şöhret” kârına dönüşerek kalır!..
Kimse kızmasın ya da kızarsa kızsın; ben söz konusu programda stüdyoyu, mesleklerini icra ettikleri ofislere, bürolara, muayenehanelere tercih eden kerli ferli tiplerle bu caninin stüdyo tercihi arasında incecikten bir bağ olduğunu da düşünüyorum.
O bağın adı, “şöhret”!..
Ve işte “Meşhuriyet Çağı”nın “ekran” denilen anaforuna kapılmaktan ne “kerli-ferli”ler ne de caniler kendilerini alıkoyabiliyor.
***
“Gerçeklik gösterisi”nin gerçekliğin kendisine galebe çaldığı, hakikatin ancak şov formatında açığa çıktığı bu çağda 10 yıldır karanlıkta kalmış bir suç muamması da işte emniyet cinayet büroda değil, ancak bir televizyon programında aydınlatılıyor.
Ne kadar teşekkür etse Türkiye, az Müge Anlı’ya!..
Tabii o da oyunu kuralına göre oynamak gerektiğini biliyor ve kendisine “Helâl olsun” nidaları eşliğinde yükselen alkışları, “Efendim bu alkışlar Cumhuriyet savcılarımıza ve emniyet yetkililerimize” diyerek usta bir kıvraklıkla yönlendiriyor.
***
Ve sosyal medyada birileri diyor ki Müge Anlı’nın ne reytinge ne de başka bir şeye ihtiyacı var; o, televizyonun gücünü kullanarak bir pisliği açığa çıkardı.
Ne hazin bir çağda yaşıyoruz, bir yanılsamayı ortadan kaldırmak, atomu parçalamaktan daha güç!..
Arkadaşlar bu bir “endüstri” ve her endüstride olduğu gibi bunda da ne doymak var ne de durmak var! Hep daha fazlasını isteyerek hem maddi hem de “manevi” (psikolojik) kârını artırdıkça artıracaksın!..
Müge Anlı, “Meşhuriyet Çağı”nın talihli ve kazananlarından; tıpkı Acun gibi…
Ve o, inşa ettiği şöhreti kaybetmeyi hiç istemez.
O yüzden, siyasette birileri için olduğu gibi, onun için de aslolan “durmak yok, yola devam”dır!..
***
Dolayısıyla bu böyle devam edecektir. Daha nice katiller, tacizciler, sapıklar kuyruk olmuş bekliyor sırada, “Müge Anlı ile Tatlı Sert”te boy gösterebilmek için…
Bekleyin, göreceksiniz!..
Ve ne demişti Rakel Dink, alçakça ve plânlı bir cinayete kurban giden Hrant’ın cenaze töreninde yaptığı konuşmada katile atfen, hatırlayın:
“Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim!”
Biz de diyoruz ki:
Bir katilden bir şöhret yaratan ışıklı kutudaki aydınlığı sorgulamadan da hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim!..
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019