Tuncer KÖSEOĞLU
Yıllar önce misafirliğe gittiğim Fındıklı’daki evde laf lafı açtı, sonunda konu cinlere perilere geldi. Yaşlı bir Laz kadını tarlada uyuyan genç bir kadının hikâyesini anlatmaya başladı birden.
“Genç kadın tarlada uyurken ağzından içeri büyük bir yılan girmiş. Köylüler onu karnında anlam veremedikleri, hareket eden kocaman bir şişlikle bulmuş. Yaşlı bir bilge kadın, hemen taze süt bulup getirin, demiş. Tastaki sütü kadının ağzına doğru tutmuşlar. Yılan bir süre sonra kadının ağzından çıkıp, süt tasından içmeye başlamış.”
Evdeki kalabalık pür dikkat yaşlı Laz kadının hikâyesini dinlerken, evdekilerden biri “çocuk var böyle şeyler anlatma” diye uyardı onu. Bunun üzerine kadın, gözleri korkudan büyüyen çocuğa döndü ve “Korkma uşağım” dedi, “bizim buralarda böyle şeyler olmaz, hağu yukari köyde oldu.”
Önceki gece PSG – Başakşehir arasında oynanan Şampiyonlar Ligi maçının 14. dakikasında 4. hakem Sebastian Coltescu orta hakemi yanına çağırarak, Başakşehir Teknik Direktörü Okan Buruk’un yardımcısı Pierre Webo’ya kırmızı kart göstermesini istedi. Ne var ki 4. hakem Webo’yu işaret ederken “Bu siyah adam” demiş, bu da sahayı karıştırmaya yetmişti. Oyun durdu.
Hakemin ırkçı sözlerine karşı Başakşehirli oyuncuların verdiği tepkiye PSG’nin dünyaca ünlü oyuncuları başta Neymar ve Mbappe olmak üzere destek verdi. Ve maç yarıda kaldı.
Futbol sahalarında yaşanan ilk ırkçılık örneği değildi elbette bu. Paris’te yaşanan bu olay karşısında bir anda memleket ahalisi olarak ‘ırkçılığa karşı’ tek yürek olduk. Zaten olay bizim burada değil, yukarıdaki köyde olmuştu, bizde böyle şeyler olmazdı!
Başka yerlerde yaşanan buna benzer ‘ırkçılık ve ayrımcılık’ içeren sözlere memleketin verdiği tepki bana yukarıda anlattığım hikâyeyi hatırlatır hep. Toplum olarak kendimizle yüzleşmeyi başaramadığımız için, kendi ırkçılık ve ayrımcılıklarımızı görmezden geliyoruz. Dünya üzerinde “Türkün Türkten başka dostu yoktur” sözünü ‘Türk’ yerine artık hangi millettense onu koyarak kullanan başka bir ülke var mı bilmiyorum. Hal böyle olunca zaman zaman dolaptan çıkarılıp köpürtülen bu ‘düşmanlık’ söylemi ihtiyaç duyulduğunda toplumun üzerine devlet politikası olarak boca ediliyor. Herkes bize düşman…
‘Herkesin bize düşman’ olduğu bir dünyada haliyle, ihtiyaç halinde her türlü ırkçılığı ve ayrımcılığı kullanmaktan geri durmakta bir beis görmeyiz. Toplumun hücrelerine işlemiştir bu çünkü. Kendisi de şu anki ortağı tarafından ‘ırkçılık’ saldırısına uğrayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka biri için ‘Kılıç artığı’ diyerek ayrımcı bir dil kullanmaktan geri durmamıştır.
Dün akşam olduğu gibi başka ülkelerde yaşanan ‘ırkçı’ çıkışlara en sert tepkileri gösteren Erdoğan’ın miting meydanlarında ve değişik zamanlarda söylediklerini buraya yazmaya kalksak, sayfalar tutar.
Son yerel seçimlerde özellikle iktidar tarafından İmamoğlu’na yönelik ‘atalarının Rum olduğu’ yönündeki suçlamalar ve o suçlamalarla birlikte yapılan çirkin saldırılar hâlâ hafızalarda. “Diyelim ki İmamoğlu’nun ataları Rum kökenli, bu neyi değiştirir” diyebilecek çoğunluğa sahip bir toplumda yaşamadığımız için bu ve benzeri ırkçı, ayrımcı söylemleri çok rahatlıkla kullanabiliyoruz. Daha acı olanı, bunların ırkçılık ve ayrımcılık olduğunu fark edemiyoruz.
Ülkemize iç savaş nedeniyle gelmek zorunda kalan Suriyeli mültecilerin yaşadıkları ayrı bir ırkçılık konusu. Ülkemizde yaşanan olumsuz gelişmeleri, gelir dağılımının düşmesini, adaletsizliği Suriyeli mültecilere bağlayan büyük bir çoğunluğa sahibiz. O nedenle Suriyeliler sokak ortalarında öldürülebilir, fiziksel şiddete uğrayabilir, aşağılanabilir, ayrımcılığa uğrayabilirler. Fakat bunları yapanlar kendilerini ırkçı olarak görmez.
O yüzden çok büyük bir rahatlıkla ‘ırkçı olmadan’ ırkçılık yapabiliyoruz. Yapılan ırkçılık ve ayrımcılıklar yapan kişinin durumuna-konumuna göre değişebiliyor. Mesela şu anda Fenerbahçe futbol takımının sportif direktörü olan Emre Belezoğlu’nun, futbol oynarken Trabzonspor maçında Zokora’ya ‘zenci’ demesini ırkçılık saymadık. Daha doğrusu Fenerbahçeliler Emre’yi desteklerken rakip taraftarlar buna tepki gösterdi. Tamamen taraftarlık duygusuyla…
Dün geceki maçta yaşanan olaylara gelecek olursak…
Bir hafta önce bir spor yorumcusu, katıldığı spor programında Galatasaraylı Diagne için “Afrika’daki köyünde okuma yazma öğrendi mi bilemem. Orada timsah yiyordu, burada futbolcu oldu” diyebilmiştir. Dün gece yaşanan olaydan sonra, “Webo kardeşimdir. Ona yapılan hepimize yapılmıştır” diyen de o. Yorumcunun, içine düştüğü çelişkinin farkında olmadığından hiç kuşku duymayın. Çünkü o yılanın o kadının ağzından bizim buralarda girmesi mümkün değildir; olmuşsa öyle bir şey, bizden çok uzakta bir yerde olmuştur.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021