Ümit KIVANÇ
Sivas-Fener maçını Fenerli bir arkadaşımla seyrettik. Zaten hemen hemen bütün maçları birlikte seyrediyoruz. Mâkûl bir Fenerli’dir. Yani herhangi bir maçta rahat edebilmesi için Fener’in 3 değil 2-0 öne geçmesi yeterli olabiliyor.
Futbolu sırf futbol niyetine seyretmediğimizden, arada, futbolcuların ruh hallerinden Aykut Kocaman’ın Fener’de başarılı olmasının toplumsal manasına, puronun kulüp yöneticileri için yasal bakımdan zorunlu tutulmuş olup olmadığına, hocanın edâsına, bir sürü mevzu konuşuruz. Koşan, didinen, kendini paralayan futbolcuları sever, takdir eder, ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar, şımarıklara prim vermeyiz. Şenol Güneş’in Burak’ı nasıl kısmen adam edebildiğine şaşar, Andre Santos’un istediğinde ne biçim oynadığını, çoğu zaman yan gelip yattığını teşhis eder, kızarız. Ben, hem üç büyüklere hem star oyunculara dair bütün takıntılarıma, yargı ve önyargılarıma, kötü hislerime rağmen, takım arkadaşlarından bazıları iki kişilik çalıştığı için sahada bulunabilen Alex’in bir hareketi karşısında mest olur, arasıra lütfedip yapıyorlarmış izlenimi verse de dalga dalga Beşiktaş akınları izleyince heyecanlanır, “en sevimsizler” sıralamamda ilk üçten aşağı düşmeyen Galatasaraylı Sabri’nin döktüğü ter karşısında saygıyla eğilmekten âdetâ zevk duyarım. Fenerli arkadaşım da benden geri kalmaz.
Biz futbolseveriz anlayacağınız. Türkiye’de milyonlarca kişilik bir topluluk sanılan, oysa pek az mensubu bulunan, azınlık mı azınlık bir meczuplar grubundanız. Bir arkadaşımız, “televizyonda zaplarken yeşil görünce heyecanlananlar” diye tarif etmişti. Futbolsever olmayanlar, en az iki renk görünce heyecanlanır.
Pek yalan söyleyen bir insan sayılmam, ama futbol oynayabilmek veya seyredebilmek için birilerini ekmem gereğinde gözümü kırpmamışımdır. Bu yıl ilk defa LigTV aldım, uzun süre, Karabük-Ankaragücü, Eskişehir-Kayseri, Büyükşehir Belediye-Kasımpaşa türü maçları büyük keyifle seyrettim. İkinci yarıda keyfim kaçtı, az seyreder oldum. (Şimdi düşünüyorum da, ilahî bir işaret miydi acaba?) Her neyse, yine de, sözünü ettiğim arkadaşımla, sadece birkaç fireyle, aşağı yukarı her hafta bir-iki maç izledik.
Son haftaki Sivas-Fener maçına arkadaşımın kızı da gelmişti. Fener formasını sırtına geçirmiş, sevinmeye hazırlanmış...
Açıkçası, bütün hayal kırıklıklarıma, bir tür ihanete uğramışlık hissime rağmen gönlüm Trabzon’dan yanaydı ve o kapanan dokuz puanlık farkı azıcık açabilirler diye ummuştum. Çünkü, rakipleri Fener’di ve, adı üstünde, en olmayacak maçta puan kaybedebilirdi. Olmamıştı, o gün Fener’in şampiyonluğa uzanmaması milyonda bir ihtimaldi. Yani evde yaşanacak gelişmelere hazırlıklıydım. İçim de rahattı açıkçası, çünkü Fener’in şampiyonluğu daha fazla hak ettiğini düşünüyordum. O puan farkını kapatmak artı yazar; bu âlemde böyledir.
Selçuk’un aslında hiç de gollük olmayan şutunda top Sivas’ın gayet başarılı kalecisinin tam da “her kalecinin başına bunlar gelir” kategorisinden hatasıyla fileleri bulunca, sadece benim keyfim kaçmadı, gol bekleyen, galibiyet bekleyen, şampiyonluk bekleyen arkadaşımın da sevincinde bir burukluk oldu. “Oğlan iyi de oynuyordu ya...” diye başladık. “Ulan şimdi bu golle mi olacak”a geçtik, vesaire.
Anladınız siz beni. Futbolu böyle seyrediyoruz, böyle yaşıyoruz.
Derkeeen... Günün birinde kafamıza bir balyoz iniyor ve ortalıkta kalakalıyoruz. Hülya Koçyiğit’li filmlerin değişmez sahnesi, hayal kırıklığı ifadesi titreyen dudaklarımızla. Tabiî yüzümüz Hülya Koçyiğit’inki gibi güzel olmadığından bayağı zavallıca bir duruma düşüyoruz. Sakallı bıyıklı kazık kadar adamlar, köşeye sinmiş, titreyen dudaklarıyla, “Yoksa... yoksa...” diye kekeliyorlar, “Yoksa her şey yalan mıydı...”
Ahlâkı, namusu, delikanlılığın olabilecek her türlü güzel anlamını kanalizasyona batırıp çıkaran o garabet gözünüzü karartmadıysa, “Başkan, takıma sahip çık!” derken aslında şimdi insanların tutuklanmasına sebep olan eylemleri beklemiyor idiyseniz, kazanmak için rakibi, hakemi şunu bunu bağlamayı mubah görmüyor idiyseniz, şu anda benden pek de farklı bir durumda bulunmamanız beklenir.
Ne yapacağız?
Bu kadar büyük bir kitlenin kandırıldığı bir rezaleti o kalabalığın hareketi temizleyebilirdi. Televizyonlarda birçok insan bunu umarak “temizlik” beklentisini dile getiriyor. Hayal âleminde yaşıyorlar. Belki, “başka çare yok” demek istiyorlar; haklılar. Naçizâne, şunu hatırlatmak isterim: Bilmemkaç yıldır tribünlerde en çok küfre muhatap olanların başında, adı tezahürat temposuna bu kadar uygunsuz olmasına rağmen, federasyon geliyor. Niye? Taraftar niye federasyona kızıyor? Çünkü birilerinin çıkarına –ve doğal olarak kendi takımı aleyhine– iş çevirdiğini düşündüğü için. Peki, ne istiyordu? Kendi lehine iş çevirmesini.
Sizi bilmem. Ben Fener maçından sonra Sivas kalecisini arayıp, “Üzülme, gençsin, iyi kalecisin” diye teselli edebilirdim rahatlıkla. Haydi, benzer durumlarda böyle şeyleri aklımdan geçirdiğimi de itiraf edeyim, oldu olacak. Şimdi ne yapmalıyım?
E, ben de çok safmışım. Değil mi? Saf olmamak lâzım bu hayatta. İşini bileceksin, falan filan. Bildiler işte. Milyonlarca insanın eve zor ekmek götürdüğü bir dünyada ceplerindeki paralar, altlarındaki arabalar, toplum hayatındaki haksız itibar ve iktidarları, hiçbir halt yetmedi.
Ertelesinler ligi. Bir sene yüzlerini görmeyelim. Kimseye bir şey olmaz. “Büyük taraftar” da belki oturup düşünür o arada; acaba şişindiğim gibi delikanlı mıyım, diye.
En çok merak ettiğim ayrıntı: “Parayı alayım mı” sorusuna muhatap olup, “Al evlâdım, hayır işi yaparsın” diyen hocaya acaba kimse bir şey diyecek mi? “Kimse” derken, savcıyı kastetmiyorum.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024