Ümit KIVANÇ
Piyasalar yine yaşadı. Türkiye’de uzun süredir alamadıkları başrolleri yeniden kaptılar. Dünyanın gelişmiş kısmında, Norveçli faşistler katliam yapmadığı sürece başrolde kalabiliyorlar, ama hem bu roller hem de maceranın kendisi artık o kadar sıkıcı ki, ünleri Paris Hilton kadar olamıyor. (Sahi o nerede bir zamandır?) Dolayısıyla onlar da perde gerisinden yürütüyorlar işlerini.
Şimdi, hesapta ne oldu: Yunanistan çok harcama yaptı, İspanya ile İtalya’da ekonomi, niyeyse, birden bozuluverdi, hikmeti kendinden menkul birileri ABD’nin kredi notunu düşürdü... ve çok özlenen, hasretle beklenen “dünya çapında ekonomik kriz” piyesi 712985. temsili için perdelerini açtı.
Ama işte, esas oyun perde gerisinde oynandığından, bizim payımıza yine azalan gelirler, çoğalan işsizler falan düşecek. Önce canımıza okunacak, sonra medya bizi yatıştıracak; “piyasalar huzura kavuştu” diyecekler, biz de kavuşacağız, “piyasalar coştu” diyecekler, biz de ferahlayacağız.
Muhterem okurlar, bu sarsıcı gerçeği böyle langadank söylemek istemezdim, fakat açıklamak zorundayım: Biliyor musunuz, aslında piyasalar diye birileri yok. Huzursuz olan, gevşeyen, coşan, düşen, kalkan böyle birileri yok.
Yerim ve imkânım olsa, size ekonomi diye bir şeyin de o bize kakalanan anlamıyla varolmadığını anlatmak isterdim ama tahsisat yok, zaten ben bir toplantıdayım, önemli bir iş için dışarı çıktım, notunuz varsa alsınlar vs.
Evet, piyasalar yok. Fakat böyle tanımlanan bir alanda ortaya sürülen, çekilen, oradan alınıp buraya aktarılan, el değiştiren, muazzam servetlere, acayip hayatlara, saraylara, konaklara, özel uçaklara, 4x4’lere, fotomodellere dönüşen paralar var. Bunlar, azınlığın arasına karışabilme umuduyla tezgâha düşen bir çeşit üst tabaka çoğunluk mensuplarının elinden azınlığın eline aktarılıyor. Bu aktarmanın bir defada ve “gündelik işlem hacminden” çok daha büyük boyutlarda gerçekleştirilmesine de kriz deniyor.
Nasıl ekonomi, bütün şaşaalı iddiaların aksine, kendi kendine işlemiyor, birilerince güdülüyorsa, kriz de kendi kendine olmuyor. Ve bugünkü krizler, “serbest rekabete dayalı kapitalist ekonomi” denen gaddarlık mekanizmasının safiyane savunucularının her türlü inancını infilak ettirecek bir mekanizma içerisinde üretiliyor. Üretimle uzaktan yakından ilgisi olmayan, tamamen asalak ve kemirgen bir “malî sermaye”, dünyayı dolaşıyor, geçtiği her yerden peşine taktığı paralarla büyüyor. En basiti, yoksul ülkelerde pazarın geliştirilmesi elbette global kapitalizmin işine gelecekken, yoksul ülkelerden zenginlere mütemadiyen kaynak aktarılıyor. Zengin evinin ufak oğlu, babasının fabrikasını batırmak dâhil her şeyi göze alarak, yakıyor yıkıyor geçiyor. Babası da, ne yapsın zavallı tonton “fabrikatör” (artık kalmamıştır ama Hulusi Kentmen’in hatırına kıyak yapıyorum), işçilerini çıkarıyor. Artık kölelik yok, adamın da öldürecek hali yok, sokağa atmakla yetinmek zorunda. Sokakta artık polis ilgilensin... (“Ayaklar baş mı olacak!” diye gürleyen başbakanların yönetiminde.) Gerçi bu patronun bilmemne müdürü, “ilk potansiyel krizde şu kadar işçi çıkartırız, sonra şu yatırımı yaparız, kârımız şu kadar artar” planlarını çoktan hazırlamıştır. Ama adam ne yapsın, rekabet etmek zorunda. İşçileri düşünecek hali yok ya! Dış politika gibi bu mevzu da romantizm kaldırmaz.
İşte aşağı yukarı böyle bir şeye ekonomi diyoruz. Şu an itibarıyla insanlığın hemen bütün öbür faaliyetlerini tâbi kıldığı aslî faaliyet alanı bu. Ekonomi çarkı. Hepimiz, sorgulamadan, sanki “doğa” der gibi, “ekonomi” diyoruz. Sanki bizim dışımızda oluşmuş, sanki birileri tarafından yönlendirilmiyor, sanki birilerinin çıkarına çalıştırılmıyor.
Çook eskilerde, doğuştan, yani mecburen sahip oldukları özelliklerle (milliyet, ırk, din, şu ya da bu cemaat aidiyeti vs.) kendilerini tanımlama tutkusu insanların gözlerini almadan, zihinlerini dumura uğratmadan önce, bu ekonomi çarkının esrarı kabaca çözülmüştü. Sınıfların varlığı, işlevleri, ilişkileri keşfediliyordu. Tarih boyunca ekonomik düzenlerin nasıl bir egemen-ezilen ilişkisi ekseninde şekillendiği berrakça görülebiliyordu. Ekonomi çarkına sağlam bir çomak sokulabilecek gibiydi. Olmadı. Çomak sağlam çıkmadı, çomağı tutanlar yoldan çıktı, şu bu. Fakat hakikat değişmedi ki!
“Piyasalar”mış! Kim ya bunlar?
Neyse, kim olduklarını da bir yana bırakın. Şu soru yeter: Biz niye onları beslemek zorundayız?
Her türlü kriz, kârlar azalmasın ya da çoğalsın ya da kâr alanı değişsin diye çıkar. Kriz, birilerinin bizden para çalmasıdır. İşte o kadar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024