Ümit KIVANÇ
Hayır, gözümüz yok. Siz rahatınızı sürdürün, emekliliğinizde de “tecrübeli siyasetçi” kimliğiyle yapacak işiniz, size danışacak insanlar olur. Üç partinin elemanları, hep birlikte, tecrübeli siyasetçilere ahkâm kestirilen programlara katılırsınız, yayın akışları sabah birörnek zarfla merkezlerine gönderilecek televizyonlarda. Okunmayan tek tip gazetelerde görüşleriniz alınır.
24 Haziran seçimlerinin iktidar değişimine kapı açmayışı, yerleşik siyasetçileri rahatlatmış görünüyor. Alıştıkları sahaya dönüp bildikleri oyunu oynamaya hazırlanıyorlar. Sadece CHP’nin, ne kadar bildik, alışıldık, hattâ kelimenin mümkün en olumsuz anlamıyla “kurumlaşmış” olsa da her seferinde kendine özgü tuhaf bir zavallılık olarak ortaya çıkan vaziyetinden söz etmiyorum. Edemem zaten. O partiyi izlemek, üzerine düşünüp taşınmak, yargılara varmak… sahiden çelik gibi sinirler, tükenmeyen nefesler gerektiriyor. “Millet İttifakı” partilerinin oluşturduğu toplu manzara pek içler acısı.
İYİ Parti Sözcüsü Aytun Çıray, âdetâ müjde verir havada konuştu: “Seçimlerin sona ermesiyle birlikte bu seçim işbirliği ittifakına bir ihtiyaç kalmamıştır” (vurgu benim -ük). Çıray, “Bizim yaptığımız, bir koalisyon değil seçim işbirliğiydi,” diye izah etti. “Seçim hilelerine karşı oyların yabana gitmemesi için bir seçim işbirliği ittifakı kurmuştuk…” Sözcünün sonraki sözleri, sadece o esnada canlandırmakta olduğu karakterin değil bütün senaryonun tutarsızlığına hükmetmemize yol açabilecek nitelikteydi: “…ve esasen de diğer prensip noktamız, çok partili güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda bir prensip mutabakatımız vardı” (vurgular benim -ük).
Akıl-mantık gibi şeylerin varolduğu yerde yaşasaydık şu hükme varırdık: Böyle bir “prensip mutabakatı” varsa, olay seçim ittifakından ibaret değil demektir. Fakat siz daha demin, “seçimler sona erdi, bu seçim ittifakına ihtiyaç kalmadı” demediniz mi? Ne oldu, “çok partili güçlendirilmiş parlamenter sistem” nereye uçtu? “Prensip”?
Seçim öncesinde Zamane Ruhu’nu kavrayan, olgun, vizyon sahibi siyasetçiyi canlandıran Temel Karamollaoğlu da, şaşkın bakışlarımız altında, İYİ Parti sözcüsünün neşesine katıldı. Halinden ve söylediğinden pek memnun ifadeyle, “İttifak, genel seçimlerle ilgili bir konuydu,” dedi. “İttifak ömrünü o noktada tamamladı” (vurgu benim -ük). E, “şu anda öldürüyoruz” diyecek hali yoktu tabiî! “Neden?” diye sorup cevabın peşini ısrarla kovalayacak kimsenin çıkmayacağından emindi. “O noktada”! Tam “o noktada” tamamlamış… Aman sakın üç milim beş milim ileri gitmiş olmasın! Kararlı lider!
Yine de “yaşandı bitti” korosunda ilk sırayı CHP dolduruyor. Partinin genel sekreteri Akif Hamzaçebi’ye göre, “Millet İttifakı sadece milletvekili genel seçimine yönelik olarak kurulmuştu”. Genel sekreter, “İttifak protokolünde bu açıkça yazılıdır,” diye vurguladı; olay her adımın yasaya, hukuka göre atıldığı bir masal ülkesinde geçtiği için ve, “Protokolü siz yapmadınız mı? Pekâlâ başka türlü de yazabilirdiniz,” diyecek kimsenin çıkmayacağından emin olarak. Kaldı ki, parlamenter demokrasi ve kuvvetler ayrılığının yeniden geçerli kılınmasına dair bir “prensip mutabakatı” yok muydu? Yine nereye uçtu o?
YA ŞUURSUZLUK YA SORUMSUZLUK YA DA RİYAKÂRLIK
Öyle görünüyor ki, söz konusu üç parti, esas meseleye dair ya şuursuzluk ya sorumsuzluk ya riyakârlık içindeler ve peşinde oldukları hedef, memleketle değil kendileriyle ilgili.
Hamzaçebi’nin rahatlığına bakın: “Yeni dönemde,” demiş, “özellikle kuvvetler ayrılığına sahip demokratik bir sistemin oluşturulması yönünde yapılacak çalışmalarda seçimler öncesinde ittifak yaptığımız partilerle farklı bir anlayışta olacağımızı sanmıyorum.” Sanmıyormuş! Olsa da olur, sanki, olmasa da!
Yukarıda sorduğumuz soru günün hem en doğal hem zorunlu sorusu. Bildikleri için, aynı şahıs buna cevap sayılmasını beklediği, içinde ne olduğu belirsiz naylon poşeti ortaya itiyor ayağının ucuyla: “Yeni döneme, ittifakların siyasete hâkim olacağı bir dönem anlayışıyla başlamak doğru olmaz.” Neden? Kurultay kavgasıyla başlamak bile oluyorken? Üstelik karşınızda tam da şu tarif ettiğiniz şey, bir ittifak yok mu? İlaveten: ittifaksız parlamenter demokrasi ve kuvvetler ayrılığı rejimine dönülmesi ihtimali, ufacık da olsa, var mı? Siz kendi başınıza mı başaracaksınız, şimdiye kadar zerresini başaramadığınız cinsten bir işi?
Şöyle diyor Hamzaçebi: “Demokrasi, kuvvetler ayrılığı, özgürlük, kutuplaşma, terör gibi bireysel ve toplumsal hayatımızı çok yakından ilgilendiren konularda Meclis’te siyasî parti bağlarının ötesinde bir buluşmayı gerçekleştirmek zorundayız. Böyle yaptığımız zaman güçlü Meclis oluşturmuş oluruz.” (vurgu benim -ük).
Hangi “güçlü Meclis”? Adı var kendi yok olsun diye uğraşılan turuncu koltuklu mekân mı? Başkana tanınan muazzam tek adam yetkilerine rağmen o meclisin işe yarayabilmesi için bir siyasî hedef etrafında birleşmiş, kendi güçlerinin toplamından fazla güç oluşturabilmiş bir “parlamenter demokrasi bloku”nun varlığı, yani “siyasî parti bağlarının ötesinde bir buluşma” şart. Sizse, hazır seçim vesilesiyle kurulmuş, ayrı ayrı partilerin seçmenlerinin kulağı alıştırılmış bir ittifak girişimi varken, bundan bir an önce kurtulmaya bakıyorsunuz. “Siyasî parti bağlarının ötesinde buluşma”nın seçim ittifakı kısmının bitişi ilan edilebilir, prosedür icabı. Ama bu, “kendi dalgamıza bakacağız” sorumsuzluğu içerisinde, muhtemel yakın gelecek felaketlerini takmayan tutumla, “oh kurtulduk!” havasında yapılmamalıydı. Aksine, seçim ittifakı bitti, şimdi sıra esas köklü işbirliğine geldi, diyebilmeliydiniz. Bunu herkese, açıkça, kararlılıkla söylemeliydiniz. Hepinizi sadece kuklalar, biblolar haline getirecek bir rejim değişikliği yürürlüğe girerken esas derdiniz nedir sizin?
BİTİRİYOR MUSUNUZ, ARIYOR MUSUNUZ?
Bakın CHP Sözcüsü Bülent Tezcan ne diyor: “Özellikle, yeni dönemde etkisizleştirilmeye çalışılan Meclis’in buna karşı yetkilerini koruma ve kullanma konusunda kararlı bir tutum bekliyoruz tüm milletvekillerinden.” Bakar mısınız: “Tüm”ünden bekliyormuş. Hangi tümü? Demeç şöyle sürmeliydi: “Türkiye’yi çok sevdim, şiş kebap, deniz, Topkapi, ilk fırsatta tekrar geleceğim.”
Kudretli sözcü herkesi uyarıyor: “Tek adam rejimi altındayız, kuvvetlerin bir yerde toplandığı, millet iradesinin yok edilmeye çalışıldığı bir tabloyla karşı karşıyayız.” İsabetli bir uyarı; çoğumuzun haberi yoktu muhtemelen! Peki o ve partisi ne yapacakmış: “Meclis’in iradesini savunma kararlılığımız devam edecek. Bu çerçevede adım atacak herkesle birlikte yürümeye hazırız. Geniş bir mutabakatarayışının olması gerektiği düşüncesindeyiz.” (vurgular benim -ük).
Neyi arıyorsunuz? Mutabakat vardı, genişleteceğiniz yerde, ‘bitti!’ diye karşımızda sevinç çığlıkları atıyorsunuz. Seçim ittifakı pekâlâ seçim ittifakıyla kısıtlı kalmayabilirdi. Kaldı. Şimdi de bitiyor. Neden?
Madem “geniş mutabakat” aranacak, dolayısıyla vaziyeti idrak edemiyor değilsiniz, ittifakı parlamenter demokrasi ve kuvvetler ayrılığı için güçbirliğine sıçratmamanızın, bunu gürültüyle, özgüvenle ilan etmemenizin, bunun yerine CNN Türk’e “dağılıyorlar” haberi yapma imkânı yaratmanızın sebebi nedir? Alışageldiğiniz için yeni şartlar altında da kolaylıkla kendinizi uyarlayabileceğiniz Ankara hayatına dair nostaljik hayaller kurmakla mı meşgûldünüz?
KİM ÇIKAR DA DOĞRU CEVAP VERİR…
Bu sorular elbette sadece CHP’ye sorulmuyor. İYİ Parti Sözcüsünün “ittifak bitti” açıklaması yaparkenki neredeyse neşeli hali nasıl bir münasebetsizliktir? Esasında “neyin peşindesiniz?” sorusunun ilk -olağan şüpheli- muhatabıyken bu neyin rahatlığıdır?
Saadet Partisi de, seçime gidiş sürecinde sergilediği dinamizm ve ufuk genişliğinin gençler tarafından gençlere yönelik hazırlanan seçim kampanyasıyla sınırlı olduğu şüphesini yarattı, yine telaş ve mecburiyet hissi içerisinde yapıldığı izlenimini veren “ittifak bitti!” duyurusuyla. “O noktada ömrünü tamamladı” nasıl bir ifadedir? İttifakın ruhunu teslim edişinde onca gülümseyecek ne var, Temel Bey?
Hepsi bundan kurtulduklarına neden bu kadar seviniyorlar? Israrla sormalı değil miyiz bunu?
Tabiî doğru cevabı alamayacağımızı baştan varsayarak. Kim çıkar da açıkça söyler, “Elbet günümüzün seçimli otokrasisinin bir muhalefete ihtiyacı olacak, biz de işte buna talibiz,” der? CHP’nin gözden çıkardığı partililerin niteliği, onları ayıklayarak ulaşılmak istenen parti ortamına dair yeterince fikir veriyor. Öbür partilerin böyle bir “sivriler temizliği” yapması da gerekmez muhtemelen.
Kravat ceket dosya klasör kürsü koridor oda… Sabah arabaya biner, Meclis’e gelirsin. Azıcık sohbet azıcık muhalefet. Çay kahve, gelen giden… Meclis’ten partiye. Toplantı toplantı toplantı. Parti binası da bir alt-evren. Orada da klasör çay kahve gelen giden, orada da oda; ve iktidar.
İYİ Parti Sözcüsü diyor ki: “İyi Parti kendi hükmî şahsiyeti altında kendi özel siyasetini üreterek Türk milletiyle paylaşacaktır.” Vay! Biz de artık anahtarları Kılıçdaroğlu’nun şöförüne teslim ettiklerini, parti politikasını CHP Şişli ilçe başkanıyla Saadet Partisi genel sekreter yardımcısının belirleyeceğini sanmıştık, ittifak deyince!
Gelin görün ki, CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi de partinin bağımsız kişiliğini ittifak gölgesinden kurtarma hususunda pek titiz: “Seçimler sonrasında TBMM’de hangi siyasi partinin hangi politikayı izleyeceği tamamen kendi takdirlerindedir.” Vay vay! Oysa ittifak sürseydi CHP Meclis grubunu SP genel sekreteri yönetecek, kadın kolları Meral Akşener’in sözünden çıkmayacaktı.
Bunlar ne tuhaf sözler!..
Üçü de, “ittifak bitti!” nârâlarıyla, partili ve seçmen önyargılarına “valla onlarla değiliz” cilası çekiyor. Ve koltuklarına, odalarına yerleşiyorlar.
Hayır, gözümüz yok. Siz rahatınızı sürdürün, emekliliğinizde de “tecrübeli siyasetçi” kimliğiyle yapacak işiniz, size danışacak insanlar olur. Üç partinin elemanları, hep birlikte, tecrübeli siyasetçilere ahkâm kestirilen programlara katılırsınız, yayın akışları sabah birörnek zarfla merkezlerine gönderilecek televizyonlarda. Okunmayan tek tip gazetelerde görüşleriniz alınır. Tıpkı bugün sizin yaptıklarınızı yapacak müstakbel saray muhalefetlerine yol gösterir, onları bazen pasif bazen sorumsuz bulur, eleştiri ve tavsiyelerinizi anlatırsınız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları


















































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024