Ümit KIVANÇ
Hrant’ın Arkadaşları olarak, Cemaat’in elemanları kimliğiyle başladığımız faaliyeti Ergenekoncularla işbirliğine vardırmamız kolay olmadı.
Hrant’ı öldürdüklerinde hemen toplanıp dar bir örgüt kurduk. Amaçlarımızı şöyle tanımladık: 1. Hükümete ve Cemaat’e bişey olmasın, 2. Derin Anadolu Hrant’a dokunamasın, 3. Sonra da psikolojik harekât yapalım.
Faaliyetlerimizi Pennsylvania’nın bize polisteki Cemaat’çi örgütlenmeyi desteklememiz için verdiği parayla finanse edecektik. Ergenekon’la pazarlıklarımız henüz kayda değer bir aşamaya varmamıştı. Hocaefendi’nin resmine el basarak yemin ettik, işe giriştik. Mustafa Kemal fotoğraflarını da hazırladık ama çıtalarını çaktırmadık.
Başta işler kesattı. Nostaljik duygularla kendilerine sol demeye devam eden Kemalist gruplar Hrant Dink cinayeti davası adlı müsamereyi iplemiyorlar; mevki-makam buldumcuğu olmuş İslâmcı kalem-kanaat erbabı, mukaddes hükümet sayesinde nihayet devlete iç rahatlığıyla tapınabilmenin coşkusundan, bizimle ilgilenemiyorlardı. Böyle üç sene geçti.
Kabahatin bizde olduğu açıktı: Hrant’ı Ermeni olarak sunmuştuk! Derin Anadolu’dan bir arkadaşa sorduk, “Yok kardeşim öyle bir şey,” dedi. “Yalnız biz Ermeni değiliz, Türk’üz, yani siz ‘hepimiz Ermeni’yiz’ diye bağırıyorsunuz ya, onun için yanınıza gelemiyoruz...” Aramızdan bazıları, “Hrant’a Fırat diyelim, aslında Müslüman olduğunu söyleyelim, ‘hepimiz Türk’üz, Müslüman’ız’ diye bağıralım, herkes bizi destekler, Hocaefendi’nin de hoşuna gider,” dedi. Fakat Cemaat’ten gelen parayla hazırladığımız afişler, bildiriler basılmıştı, diasporadan gelen paraları da yemiştik, değiştiremedik.
Suikastın planlayıcılarını yakalarından tuttuğu gibi yargı önüne çıkarmak için canla başla uğraşan hükümet pek ayıp bir şekilde eleştirilmeye başlandığında, liberal faşist işbirlikçiler olduğumuzu gizlemek için biz de eleştiriyormuş gibi yaptık. Mevzu hükümet olunca birileri birden ortadaki rezaleti keşfetmişlerdi. Ama bizim gibi, genel seçim adı altında yapılan darbeyle işbaşına gelmiş hükümetin yalakası tiplerle birarada gözükmemek için ayrı yerden yürüdüler. Herkes Ergenekon meselesinin uydurma olduğunu, dünya halklarının biricik düşmanının AKP hükümeti olduğunu anlamak üzereydi. “Solcuların sloganlarını bastırın” talimatı aldık. Ve “sessiz yürüyüş” diye bir şey icat ettik ki, sırf devrimci sloganlar atılamasın. Bunu da mahsus, Hrant’ın ailesi öyle istiyormuş gibi takdim ettik.
Fakat o esnada solcular etrafımızı sarmış, bizi Hrant’ı taşıyamaz hale getirmişti. Hemen çıkış yolu bulduk. Aslında beş vakit namazında, mütedeyyin bir insan olan Hrant’ı sosyalist olarak sunmaya karar verdik. Biliyorduk ki Hrant son yıllarda Budist olmuştu ve bunu gizlememiz gerekliydi. Emniyet’ten yardım istedik. Emniyet’te Fethullahçı sanıp başvurduğumuz müdürler meğerse Ergenekoncuyken kendini cemaatçi gösteren tiplermiş. “Normal polis yok mu” diye sorduk, yokmuş. Bize dediler ki: “Bu işi hükümete karşı bir eyleme çevirirseniz sizin kamera kayıtlarınızı yok etmeyiz.” Kabul ettik. Çünkü kamera kayıtları bize lâzımdı. Pennsylvania için tanıtım dizisi ve Veli Küçük’ün güvenlik şirketi için reklam filmi yapacaktık. Fakat bazı arkadaşlar gelip, “Niye o polise gittiniz de bu polise gitmediniz” diye sordular. Manalı manalı da baktılar. Cemaat’le ilişkimiz deşifre olmuştu!
Böylece Ergenekonculara yöneldik. Bu sefer Derin Anadolu’dan aradılar, “Bu durumda biz gelmeyiz” dediler. Biz de solcu olduğumuz için bunun önemini kavrayamadık. Ve kaldık öyle kavruk kavruk! “Ama Hrant içinizden biriydi!” diye ikna etmeye çabaladık. Onlar da dediler ki: “Kardeşim o bir kere Ermeni’ydi. Ayrıca siz onu sosyalist olarak sundunuz, günah bizden gitti.” Zaten günah hiçbir zaman onlarda olmamıştı.
Ergenekon’dan aldığımız talimat şuydu: “Tıpkı Susurluk’taki gibi, hedefi saptırın, Ergenekon’u bırakıp hükümete yönelin!” “Haa, psikolojik harekât!” diye cevap verdim, “Telefonda konuşma!” dediler.
Yani insanların birkaç yıl önce “Hrant’ın katili Ergenekon devleti” diye bağırırken “Faşistler vuruyor, AKP koruyor”a dönmesi asla hükümetin beş sene boyunca katilleri korumasından değil bizim Ergenekoncularla iş tutmamızdan ötürüdür.
Ancak bu kolay olmadı. Çünkü hükümetten kimse çıkıp “mum söndü oynuyorlar”, “glu glu dansı yapıyorlar” demiyordu. Hükümetin rezaletteki rolünü teşhir etmek için bir dolu ayrıntı anlatmak lâzımdı, kim dinleyecekti?
Basın toplantısı düzenleyip hükümetin günahlarını saydık döktük. Fakat memleketin cesur ve uyanık gazetecileri hemen bütün bu tezgâhı yine polisteki Cemaatçileri korumak için kurduğumuza uyandı. Basın da, yargıyı, meclisi, hükümeti, askeri, polisi töhmet altında bırakan bizim gibi şerefsizlerin söylediği tek lafa yer vermedi tabiî. Üstelik “Hrant Dink operasyonu”nun o sırada hükümete karşı da yapıldığını ağzımızdan kaçırdığımız için solcu teşkilatlar bizim gerçek yüzümüzü hemen anladı. Hükümeti hedef aldığımız için de öbürküler Ergenekon’la ilişkimize uyandı.
Ve nihayet, Hrant’ı öldürtenlerin korunması gibi tâlî meseleler bir kenara itildi, Hrant’ın Arkadaşları olarak baş köşeye geçtik.
Hrant’ın çok yakın bir dostu, çok yerinde bir hamleyle, insanlara asıl hedefi işaret etmişti: Hrant’ın Arkadaşları. Hemen ardından yazdığı yazıda da “parazit” lafını kullandı, böylece “arkadaş” gibi olumlu çağrışımlı bir kavramın insanların kafasını karıştırması önlendi, biz de parazit olduk, çünkü bu iki yazı “parazit” kodu altında birarada internet âlemini süsledi. Basın toplantımızda “hükümetin yapabilecekken yapmadıkları” başlığı altında sunduğumuz beş buçuk sayfa malzemeden aktarmaya değer tek satır bulamayan gazeteler, hakkımızdaki yazıyı internet sitelerinde sürmanşetlere, manşetlere çıkardılar. İktidar makamına bayağı alışmışken kamu vicdanı gibi bir düşmanla karşı karşıya gelmeyi hiç istemeyen hükümet yanlısı akıl-fikir insanları kaleme sarıldı. Vicdan sahibi dindar insanları Hrant için adalet için verilen mücadeleden soğutma harekâtı başladı. Bunu Hrant’a laf ederek yapamıyorlardı. Ermeni olmasına RAĞMEN! onu bağrına basmış geniş kitleyi, “bakın, Hrant’a sahip çıkanlar kötü insanlar” diyerek etkileme şansını onlara bizzat Hrant’ın bir dostu vermişti. Bulunmaz nimetti! Artık “psikolojik harekât”ın parçası olduğumuzu söylemek bile terbiyesizlik sayılmayacaktı.
İşte böylece bütün foyamız meydana çıktı!
Ve bu, Hrant’ı anmak için kırk bin kişinin meydana çıkmasından hemen sonra oldu.
Moralimizi 19 Ocak 2012’nin görüntülerini izleyerek doğrultmaya çabalıyoruz. Siz de izleyin bakalım, oradaki kalabalığın ezici çoğunluğu Ergenekoncu mudur, Cemaatçi midir, herhangi bir hesapla mı oradadır; yoksa “vicdan sahibi insanlar” demek daha mı doğrudur: http://vimeo.com/36491394
Nazlı Ilıcak’a kısa mesaj:
Nazlı Hanım, hepsi somut birer vakanın aktarılması niteliğindeki tesbitlerimizi, dayanaksız bir –tek!– kaynaktan edinilmiş altı boş iddialar gibi sunmaya çalıştınız. Bununla yetinmeyip, hükümete laf edenleri “cehalet”le suçladınız, ortaya “psikolojik harekât” şaibesi attınız. Devlet organizasyonuyla öldürülmüş bir insanla ilgili konuşulurken aslında sizin susmanız gerekmez mi? “Susurluk zamanındaki gibi” diyorsunuz; hiç hatırlamamamız gereken bir şeyi hatırlatıyorsunuz. Siz Susurluk zamanında –yanılmıyorsam, Ahmet Hakan Kanal 7’deyken sunduğu tartışma programında (“Mayın Tarlası” olabilir)–, “Devlet elbette insan öldürür, ama bunu seçilmiş hükümetin, Meclis’in onayıyla yapar” diyebilmiş birisiniz. (Zaten İbrahim Şahin ve emrindeki katil ekibini kahraman ilân etmiştiniz.) Hrant’ı şüphesiz seçilmemişler öldürttü, ama katilleri seçilmişler koruyor. Sizin de onları korumanız bu yaklaşımınızdan ötürü mü?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2025
30.12.2024
24.12.2024
15.12.2024
1.12.2024
15.11.2024
21.10.2024
7.10.2024
22.09.2024
5.07.2024