Ümit Kurt
Hatırla Sevgili, hikâyeyi tek bir bakış açısından resmetme konusunda hem sağ hem de soldan eleştiri oklarına hedef olmuştur. Siyasi olarak sağ kanatta yer alanlar, sağcı öğrencilerin ve dönemin sağcı örgütlerinin devletin aktörleri olarak yansıtıldığını öne sürmektedir.
Ancak soldan gelen eleştiriler de vardır: Dizi genelde tek bir fraksiyon, yani Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) ve bu örgütün lideri Deniz Gezmiş üzerine odaklanmıştır. O günlerin siyasi hareketlerinde aktif olarak yer almış olan görüşme yaptığımız kişiler, diğer ana fraksiyon olan Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) ve bu örgütün lideri Mahir Çayan’ın temsili (ya da temsil edilmeyişi) konusunda memnuniyetsizliklerini ifade etmiştir.
Elbette ki, bir fraksiyona gösterilen bu açık ilgi yapımcılar, senaristler ve danışmanların kişisel geçmişleri ve eğilimleri ile yakından ilişkilidir. Sıklıkla ifade edilen bu endişeyi anlamak mümkündür ancak sorulması gereken asıl soru şudur: Bir televizyon dizisi çekerken öznel olmamak ya da tek bir bakış açısını benimsememek mümkün müdür?
Bazı uzmanların film yapımcılarının bulgulara ille de tarafsız bir pozisyondan yaklaşmak zorunda olmadığını savunduğunun da altını çizmek gerekiyor. Bir yapımcının materyal seçimi ve düzenleme konusunda aldığı kararlar, filmi düşünmeye teşvik eden ve hisleri harekete geçiren güçlü bir araç haline getirebilir.
Bu yapının analizi Erik Barnouw’un mükemmel gözlemini akla getirmektedir: “Belgeselci bitmek bilmeyen kararlar verir. Konuları, insanları, manzaraları, açıları, objektifleri, sıralamaları, sesleri, kelimeleri seçer. Her seçim farkında olsa da olmasa da, kabul etse de etmese de kendi bakış açısının bir ifadesidir.”
Bu görüş, sinemacılar/film yapımcıları/senaristlerin verdiği kararların, kelimeler ve imgelerin sıralanışının, anlatıdaki ince ayrımların ve diğer etmenlerin kompozisyona şekil verdiğini ve potansiyel olarak izleyiciyi belirli sonuçlara doğru yönlendirdiğini göstermektedir.
Diğer bir deyişle, tartışmalı bir konu hakkında çekilen hiçbir filmin tamamen tarafsız olduğu varsayılamaz. Bu bakımdan, özellikle Hatırla Sevgili’nin bir bölümü sağ kesimden gelen şiddetli eleştirilere maruz kalmıştır: 1969’daki korkunç Kanlı Pazar olaylarını gösteren söz konusu bölümde Deniz Gezmiş olaylardan doğrudan İlim Yayma Cemiyeti’ni sorumlu tutan bir konuşma yapmaktadır. Bu bölümün yayınlanmasını izleyen haftalarda, yazarlar ve yapımcılar bu cemiyetin üyelerinden tepki görmüştür.
Söz konusu yazar ve yapımcılar, filmlerin tarafsız olmak gibi bir mecburiyeti bulunmadığı savını akıllarında tutarak, perspektiflerine sahip çıkabilirlerdi. Ancak, bunun yerine taraflardan birini yabancılaştırma korkusuyla dizinin bir sonraki bölümünün sonunda bir özür mektubu yayınlanmıştır. Elbette ki bu özür mektubu, yazarlar ve eleştirmenler tarafından dizinin senaristi ve yapımcısının görüşlerinin arkasında durmamakla eleştirilmelerine yol açmıştır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.02.2018
15.12.2017
15.11.2017
11.11.2017
19.10.2017
16.10.2017
22.09.2017
18.09.2017
14.09.2017
8.02.2017