Vahap COŞKUN
Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi’nin araştırması, dindarlarda CHP’ye dair keskin bir menfi görüşün mevcut olduğunu gösteriyor. Bunu yaratan sebepler dört başlık altında toplanabilir:
1. Dindarlar CHP’nin “icracı” bir parti olmadığını düşünüyorlar. Onların zihin dünyasında CHP; plan ve programı olmayan, sırf ideolojik saiklerle hareket eden bir yapıya denk düşüyor: CHP’nin ağzı iyi laf yapar, sorunları da güzel tespit eder amma velakin bu sorunları çözmek için ne bir öneri geliştirir ne de elini taşın altına koyar.
Otoyollar, tüneller, köprüler ve havayolları gibi projelere büyük bir kıymet atfeden dindar seçmene göre, bunların hayata geçirilmesi kamu kaynaklarının israfı değil, halka yapılan yatırımlardır. Millete faydası dokunan bu hizmetlere peşinen karşı çıkmak kabul edilemezdir. Elbette bu işlerin yapımında bazı yanlışlar, hatalar veya yolsuzluklar olabilir. Fakat bu arızalar projelerin iptalini gerektirmez, aksine doğru işletilmesi, denetlenmesi ve rantın önüne geçilmesi için lazım gelen tedbirlerin alınmasını gerektirir.
CHP bu şekilde müspet bir tavır alacağına ülkeyi ileri götüren yap-işlet-devretlere karşı çıkmak, büyük kamu ihalelerini iptal edeceğini söylemek, inşaat firmalarını ve işadamlarını hedefe koymak gibi menfi bir tavır içine giriyor. Ama zaten CHP budur; yapıcı değil yıkıcıdır, tek gayesi AK Parti’nin yaptıklarını durdurmak ya da yıkmaktır.
Dindar seçmenin indinde CHP, iş bilmeyen ve taş üstüne taş koymayan bir partidir. Muhalefetteyken ücretleri artırmaya ve istihdamı büyütmeye yönelik bol keseden vaatleri hesap kitap bilmezliğindendir. Seçim kazanma adına halka tutamayacağı sözler verir CHP; çağdışı bir popülizme savrulur, ülkenin uzun vadeli kalkınma ve ilerleme hamlelerini göz ardı eder veya sekteye uğratır, onun yerine kendi kısa vadeli dar hesaplarının peşinden koşar. Hülasa, bu partinin iktidarından memlekete bir hayır dokunmaz.
“Batı’ya meydan okuyan Türkiye” ve “baş eğen Türkiye”
2. Salt iktisadi meselelerde değil, dış politika, savunma sanayii ve iç-dış güvenlik konularında da dindarlar CHP’ye neredeyse hiç güven duymuyorlar. Dindar seçmenler, Türkiye’nin uzunca bir süredir ihmal edilen bu alanlarda AK Parti iktidarı ile birlikte büyük bir atağa geçtiğini vurguluyorlar. Bu sayede içte ve dışta teröre karşı büyük bir başarı elde edildiğini ve ülkenin saygınlığının arttığını belirtiyorlar. Erdoğan’ın hassas konularda dışa bağımlılığı azalttığı ve içerde-dışarda arkasını sağlam tuttuğu için Batı’ya meydan okuyabildiğini söylüyorlar.
“Büyük ve güçlü Türkiye”, “dik duran Türkiye” vb söylemlerin bu kitlelerde karşılığı var. Dışarıya posta koyan, gereğinde elini masaya vuran ve sözünü muhataplarına kabul ettiren Erdoğan imajına büyük bir sempati besliyorlar. CHP’ye de tam bu noktada büyük bir şüpheyle yaklaşıyorlar. Savunma sanayii ve yerli otomobil gibi büyük bir şevkle sahiplendikleri milli projelerin rafa kaldıracağından endişe eden dindarlar arasında, CHP yönetimindeki Türkiye’nin geri adım atmayan kimliğinden taviz vereceği ve baş eğen bir ülke haline geleceği söyleminin büyük bir oranda paylaşıldığı görülüyor.
Dini kazanımları kaybetme korkusu
3. Dindarların en büyük endişeleri dini kazanımların kaybedilmesi noktasında kendisini gösteriyor. İktidar CHP’ye geçtiğinde bir rövanşizmle karşı karşıya kalacakları endişesi, yoğun ve yaygın. AK Parti döneminde mesafe kaydettikleri üç alanda büyük bir gerilemeye uğrayacaklarını düşünüyorlar:
Birincisi, eğitim ve çalışma alanındaki dini özgürlüklerdir. İkincisi, sosyal hayatta ve eğitimde milli ve manevi değerlerden uzaklaşılacağı ve bu değerlerin hor görüleceği bir toplumsal ortam yaratılmasıdır. Üçüncüsü de, dini organizasyonların ve mensuplarının (vakıfların, tarikatların, cemaatlerin) kamusal hayattan dışlanması ve baskılara maruz kalmasıdır. Tüm bu korkuların altında CHP’nin “İslami değerler karşıtı bir parti“ olduğu algısı yatıyor:
“Nesilden nesle aktarılan ve AK Parti ve Erdoğan’ın mütemadiyen hatırlatarak seçmen hafızasına kazıdığı bu algı görüşmelerde karşımıza çıkıyor. Tek parti döneminden 28 Şubat’a tüm sert laikçi uygulamaların faturası CHP’ye çıkarılıyor. CHP’nin iktidara gelirse aynı uygulamaları tekrar gerçekleştireceği kaygısı çok yaygın ve neredeyse kesin bir gerçek gibi ifade ediliyor.”
Geçmişin kamburu
4. CHP tarihi bir bütün olarak ele alınıyor ve bilhassa 1970’lerde yaşanan sıkıntılar hatırlatılarak CHP’ye dair kara bir tablo çıkarılıyor. Tarihe müracaat ederek bugünkü CHP’yi mahkûm etmek, yalnızca üst yaş grubunda görülen bir tavır değil; orta yaş seçmenlerde de bunu görmek mümkün. Dolayısıyla Erdoğan’ın bugünkü CHP yönetimini sıkıştırmak için sürekli geçmişte dindarlarda travma yaratmış hadiselere referans vermesi, yani geçmişi hep canlı tutması, tabanında karşılık buluyor.
Aslında AK Parti seçmeni ile CHP seçmeni arasında, bu bağlamda bir benzerliğin olduğu söylenebilir. AK Parti iktidara geldiğinde CHP’liler nasıl bir rahatsızlık ve endişe duymuşlarsa, bugün de AK Parti seçmeninde benzer bir rahatsızlık ve endişe var. Laik-seküler kesimlerin AK Parti’ye “özcü” yaklaşımlarında olduğu gibi dindar kesimlerde de CHP’ye dönük “özcü” bir duruş söz konusu; deyim yerindeyse CHP’nin asla iflah olmayacağı, dine ve dindarlara karşıt tavrının asla değişmeyeceği düşünülüyor. Bazı CHP belediyelerinin milli bayramları yakın geçmişteki laik-dindar gerginliğini anımsatacak şekilde kutlamaları ve bazı CHP sözcülerinin dini eğitim gündeme geldiğinde “ortaçağ zihniyeti” gibi ifadeleri kullanmaları, CHP’ye dönük menfi kanaati daha da kökleştiriyor.
Bugün dindarlarda AK Parti’ye karşı memnuniyetsizlik ve eleştiriler artıyor. Lakin muhalefete duyulan güvensizlik, siyasi tercihlerinin değişmesini engelliyor. AK Parti yalpalasa da, yanlışa sapsa da dindar seçmen AK Parti’yi bu haliyle bile CHP’ye yeğ tutuyor; çünkü CHP iktidarında iyi giden işlerin bozulacağına ve kötü giden işlerin ise daha da kötüleşeceğine inanıyor. Muhalefete dair kaygıların bu kadar yüksek olması bir seçeneksizlik algısı yaratıyor ve bu da siyasi bir kopuşu durduruyor.
Velhasılı kelam, dindarların gözünden CHP’ye bakıldığında, CHP ile bu kesim arasında kapatılması güç bir mesafenin olduğu görülüyor; CHP’nin yapması gereken çok iş ve alması gereken daha çok yol var.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları





































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025