Yalçın AKDOĞAN
PKK’nın Silvan saldırısıyla tırmandırdığı süreç, bir yönüyle de yeni anayasa yapılmasını baltalamayı amaçlıyordu. Hatırlarsanız, 12 Haziran seçimlerinin ardından iki konuda büyük bir iyimserlik oluşmuştu.
Birincisi, Habur krizine ve muhalefetin Açılım sürecine yönelik eleştirilerine rağmen AK Parti’nin yüzde 50 oy alması, Kürt meselesinin çözümüne yönelik iradenin halktan destek bulduğu anlamına gelmiş ve daha ileri adımlar konusunda bir beklenti oluşturmuştu.
İkincisi ise seçimde tüm partilerin vurguladıkları ‘yeni anayasa’ konusunda uzlaşı sağlanabileceğine dair ümitler artmıştı.
İşte tam da böyle bir süreçte PKK, 14 Temmuz’da gerçekleştirdiği Silvan saldırısıyla ümitleri havaya uçuran bir hamle yaptı.
Adeta Ergenekoncu odaklar gibi terör örgütü de yeni anayasa yapılmaması konusunda harekete geçmişti... Nitekim 12 Eylül referandumundaki çıkar birlikteliği de ortak kaygılar taşındığını gösteriyordu.
***
Peki PKK’nın yeni Anayasa konusundaki korkusu neden kaynaklanıyor?
Geçen 10 yıllık süreçte gördük ki, PKK’nın temel kaygısı, Kürt meselesinin çözülmesine yönelik adımlar atılması ve halkın hükümete güven duyarak, sorunun çözülmesi konusunda ümitvar olmasıdır.
Kürtlerin haklarını değil, kendi örgütsel hedeflerini esas kabul eden PKK, Kürt meselesinin üzerine basarak yükselmeye çalışıyor ve buradan çekilecek her tuğlayı kendisinin seviye kaybetmesi olarak görüyor. Bu yüzden de 10 yıldır hükümetin attığı her adımın karşısında oldu, her hayırlı adımı sabote etmeye çalıştı, açıkçası kendisini destekleyen Kürtlere de ihanet etti...
Bölücü terör örgütünün, yeni anayasa bağlamında Kürt meselesinin çözülmesi ihtimaline karşı paniğe kapılması ve eylemlerini tırmandırması, yine kendi varlığını öncelemesinden kaynaklanıyor. Adeta, “bize rağmen ve bizim dışımızda mesele çözülürse, biz ayazda kalırız” şeklinde bir kaygıya kapılıp kendi muhataplığında kendi önceliklerinin karşılandığı bir süreci zorluyor.
Yeni anayasayı, örgütsel çıkarları için tehdit olarak algılayan PKK, devrimci halk savaşıyla ‘kendi çözümüne’ ulaşmayı veya en azından kendi muhataplığında bir süreci başlatmayı amaçlıyor.
Geçmişte yanlış kurgulanan devlet aklı, terör ile Kürt meselesini aynı kefeye koyup sorunu sadece terör olarak takdim ediyordu. Şimdi ise PKK, iki meseleyi birleştirip kendine yontan bir tutum takınıyor.
Kürt meselesinin çözüm sürecinde terör olgusunun görmezden gelinmesi veya hesaba katılmaması elbette düşünülemez, çünkü terör, Kürt meselesinin çözüm sürecini etkileyen bir faktördür. Ancak meseleyi terör örgütüne endekslemek ve onun hareketlerine hapsetmek büyük bir hata olur. AK Parti iktidarı bugüne kadar bu hataya düşmemiş, örgüte ve terör olgusuna rağmen kendi vatandaşları için atması gereken adımları atmıştır. Örgütün paniğe kapıldığı tavır da hükümetin Kürtleri kucaklayarak meseleye karşı duyarlı olması, Kürtlerle PKK’yı birbirine karıştırmamasıdır. Kürtlere karşı olabildiğine sevgi dolu, terör örgütüne karşı ise olabildiğine toleranssız bir anlayış, örgütün temel propagandasını boşa düşürmektedir.
Bu meyanda kendisini PKK’nın amaçlarına adayan BDP’nin de anayasa konusunda sorun çıkaran ve mızıkçılık yapan taraf olması kuvvetle muhtemeldir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019