Yıldıray OĞUR
Taksim Camii, kılınan ilk Cuma namazıyla Cumhurbaşkanı tarafından açıldı. Camiden taşan cemaat, Cuma Namazı’nı Taksim Meydanı’na seccadelerini sererek kıldı. Açılış öncesi Isparta Belediyesi’ne ait bir kamyonetten meydana 25 ton gül suyu sıkıldı.
Bundan tam sekiz yıl önce o meydana resmi araçlardan gül suyu değil, tazyikli su sıkılıyordu. Meydan da gül değil, gaz kokuyordu.
Meydanı dolduran çoğunluğu genç kalabalık ise iktidara karşı öfkeli sloganlar atıyordu.
Taksim Camii’nin açılışı, Gezi Park’ı olaylarının başladığı 28 Mayıs’a denk getirildi.
Caminin mesajına uymayan kaba bir rövanşizm bu.
Ama Taksim’e camii ve rövanş meselesini konuşurken hikayeyi Gezi Parkı protestolarından başlatmak eksik olur.
Burada alınan çok daha eski bir rövanştır.
Türkiye’nin 150 yıllık kimlik, laiklik, demokrasi tartışmalarının ortasından geçen bir mazisi var bu caminin.
O yüzden dün Cumhurbaşkanı, cami açılışında “Milletimiz 150 yıllık hayaline bugün kavuşmuştur. Taksim Camii, yaklaşık 1,5 asırlık bir mücadelenin ardından İstanbul'umuza kazandırılmıştır” dedi.
Peki, neydi o “150 yıllık mücadele” ve “150 yıllık hayal”?
Hikayenin başlangıcında 1856 Islahat Fermanı var.
Kırım Savaşı’nda Avrupa devletleriyle ittifak halinde Ruslara karşı savaşan Osmanlı, zaferden sonra hem reform hem de müttefiklerine jest olarak Islahat Fermanı’nı yayınlamıştı.
Fermanla ülkedeki gayri-Müslimlere verilen haklar, halkta o kadar büyük bir tepkiye neden oluşmuştu ki, az kalsın Türkiye tarihinin ilk darbesi oluyordu.
Darbenin lideri Süleymaniyeli Şeyh Ahmed adlı Kırım Savaşı’nda da savaşmış bir din adamıydı. Savaştan sonra yayınlanan Islahat Fermanı onu isyan ettirmişti.
Aralarında paşaların, askerlerin, başka tarikat şeyhlerinin, zengin aile mensuplarının da olduğu bir fedailer cemiyeti yani cunta kurdu.
“Süleymaniyeli Şeyh Ahmed ile aramdaki muahedeyi kabul ettim ve ben muvahhid fedaiyim” diyerek yazılı ahit vererek girilen gizli cemiyet 10 bine yakın silahlı fedaiye ulaşmıştı.
Şeyh Ahmed, Islahat Fermanı’nı yayınlayan Abdülmecid’in kanının dökülmesine cevaz veren bir fetva yayınlamıştı:
"Şeriat-ı Muhammediye'yi batıranlardan ve beytülmal-ı Müslimini yağma edenler ve ulemayı ve sair Müslümanları kâfirlere tercih edenleri ve kâfir ile İslâm arasında fark yoktur diyen ve gerek (6 nokta) olsun ve gerek ona muayyen eden zalimler olsun onların kanını dökmedikçe durur isek dinimiz kâfir olsun ve Karun gibi mel'un olalım ve Ebu Cehil gibi merdud olalım..."
Fetvada “sair Müslümanları kâfirlere tercih edenleri ve kâfir ile İslâm arasında fark yoktur diyen” derken kastedilen Islahat Fermanı’ydı.
14 Eylül 1859 gecesi Şeyh Ahmed ve cemiyetin önde gelen 41 kişisi darbe için Tophane’deki Kılıç Ali Paşa Camii’nde toplandılar.
Planlara göre köprüler tutulacak, telgraf hatları kesilecekti. 30 bin silahlı askerin katılması beklenen darbe için halka dağıtılacak, elçiliklere verilecek bildiriler bile hazırdı.
Sultan Abdülmecid, Tophane’den geçerken öldürülecek, yerine dindar bir padişah olan Abdülaziz geçirilecekti. Ama cemiyetin içindeki Tophane-i Amire kâtiplerinden Arif Bey, darbeyi ihbar etti. Kısa süre sonra Kılıç Ali Paşa Camii basıldı ve darbeciler yakalanıp Kuleli Askerî Lisesi’ne kapatıldı.
Halk arasında “Artık kafire kafir denmeyecek” diye özetlenen fermanla gayri- Müslümlere verilen haklardan Müslüman ahalinin en çok gözüne batan, tahta tokmak yerine artık kiliselerde çan çalınmasına müsaade edilmesi ve kilise, havra, manastır, mektep inşa ve tamiri konusundaki kısıtlamaların kaldırılmasıydı.
Yasağın kalkması üzerine 1867 yılında Beyoğlu’nda içinde tahta bir mütevazı kilisenin de olduğu mezarlık olarak kullanılan bir araziyi satın alan Fener Rum Patrikhanesi, bir kilise yapmaya başladı.
II. Abdülhamid Han devrinde “Saray Mimarı” unvanı alıp, Darülaceze’yi yapacak mimar Vasilaki Efendi’nin yapmaya başladığı kilisenin mevcut kiliselerden büyük bir farkı vardı.
Kilise, camiler ve türbeler dışında yasaklanmış olan kubbeli olarak inşa edilecekti.
Yanı başında içinde Müslüman ve gayrimüslim mezarlıkları bulunan Ayaspaşa Mezarlığı olan görkemli ve kubbeli kilisenin inşaatı devam ederken, Osmanlı’daki Ortodoksların hamiliği iddiasındaki Ruslarla Osmanlı orduları bir kere daha karşı karşıya geldiler.
"93 Harbi" olarak bilinen büyük savaşta dağılan Osmanlı ordusunu önüne katan Ruslar, İstanbul’a girdiler ve Yeşilköy’e kadar ilerlediler. İşgalle burun buruna gelen İstanbul ancak, tavizler verilen meşhur Ayastefanos Anlaşması’yla Rus işgalinden kurtuldu.
Rusların bu ezici zaferinden iki yıl sonra Aya Triada adı verilen kilisenin inşaatı bitti. Beyoğlu’nun girişinde, yanı başında 93 Harbi'nde ölen Osmanlı askerlerinden yattığı mezarlığın yanı başında açılan kilise hakkında; Rusların verdiği parayla yapıldığı, Ayastefanos Anlaşması’nda bu kilisenin şart koşulduğu gibi dedikodular halk arasında hemen yayıldı.
Aya Triada 1880’ler. Foto: Sebah ve Joaillier
Ezeli düşman Rusya’nın hamiliğinde yapılmış olması, büyüklüğü, kubbeli olması, o güne kadar alışık olmadıkları çan sesleri Müslüman ahaliyi rahatsız etmişti.
Ama Taksim’e caminin motivasyonu sadece Aya Triada’nın rövanşı değildi.
Gayrimüslimlerin, elçilerin, Batılı hayat tarzının merkezi olan Beyoğlu’nda 1594 yılında yapılmış Ağa Camii’nden başka camii yoktu (Topçu Kışlası içindeki cami de 1922’de satılıp, yıkılmıştı)
Batıyla girilen savaş, İstanbul’un işgali, Rumların işgale verdikleri destekle yükselen milli hassasiyetlerle daha çok göze çarpan bir noksanlıktı bu.
1921 yılında genç bir şair bu duyguyu şöyle ifade etmişti:
“havsalam almıyordu bu hazin hâli önce
ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce
dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım;
allahımın ismini daha çok candan andım.
ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen!
böyle sokaklarda ki, anası can verirken,
ışıklı kahvelerde kendi öz evladı var...
böyle sokaklarda ki, çamurlu kaldırımlar,
en kirlenmiş bayrağın taşıyor gölgesini,
üstünde orospular yükseltiyor sesini.
burda bütün gözleri bir siyah el bağlıyor,
yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor.
kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu,
anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu
bu imansız muhitte öyle yalnızsın ki sen
bir teselli bulurdun ruhumu görebilsen!
ey bu caminin ruhu: bize mucize göster
mukaddes huzurunda el bağlamayan bu yer
bir gün harap olmazsa türkün kılıç kınıyla,
baştan başa tutuşsun göklerin yangınıyla!..”
1921 yılında işgal altında olan İstanbul’da, yıkık dökük durumdaki Ağa Camii’ne bakarak bu şiiri yazan genç şair Nazım Hikmet’ti.
Nazım Hikmet’i bile saran bu “İmansız muhitte yalnız kalmış cami” duygusu, Beyoğlu’nu millileştirme, bize ait olduğunu gösteren bir damga vurma arzusu Taksim’e cami inşa etmenin uzun yıllar ana motivasyonu oldu.
Daha sonra büyüyen şehir, Beyoğlu bölgesinin değişen sosyolojisi ve bölgedeki tek cami olan Ağa Camii’nin küçüklüğüyle bu motivasyona, ihtiyaçlar da eklendi.
Taksim’e bir cami yapılmasıyla ilgili ilk adım 1952 yılında atıldı.
“Taksim’de büyük bir cami yapılacak” başlıklı 14 Şubat 1952 tarihli Cumhuriyet gazetesinden okuyalım:
“Taksim Meydanı, İstanbul’un büyük çapta Türk ve İslam mimari abidelerinden mahrum bir köşesidir. Ağa Camii’nin tamirinden ve Şişli Camii’nin inşasından sonra çehresi biraz daha değişen Beyoğlu semti için Taksim’de bir cami inşa edilmesi düşünülmektedir. Merkezi Ankara’da bulunan Anıtlar Derneği bu hususta şimdiden harekete geçtiğini, düşünülen caminin projesini bile tespit ettirdiğini öğrenmiş bulunuyoruz…”
1952 tarihli Taksim cami projesi
Anıtlar Derneği, İstanbul başta olmak üzere çok sayıda şehirde camiler yaptırmış bir dernekti. Başkanı ise Mevlana ailesinden gelen ve 27 Mayıs darbesinden sonra üniversiteden atılan 142’liklerden biri olacak tıp profesörü Feridun Nafiz Uzluk’tu.
Fakat, 1952 yılında çıkan bu haberin arkası gelmedi. Konu tekrar 1955 yılında gündeme geldi. Haberlere göre İstanbul Belediyesi, Taksim Camii için gerekli arsayı ayırmıştı. Ama yine hiçbir gelişme olmadı.
Taksim’e cami yapılmasıyla ilgili ikinci ciddi adım 1960’ların ortasında atıldı. Bu kez girişimin öncüleri ünlü iş adamlarıydı.
İshakol Boyaları’nın sahibi Rizeli Süleyman İshakoğlu başkanlığında Taksim Camii Şerifi Derneği kuruldu. Derneğin kurucuları arasında ÇBS boyalarının sahiplerinden Abdülkadir Çavuşoğlu ve Ülker’in sahibi Sabri Ülker de vardı. Caminin projesi ve maketi hazırdı.
Siyasi iktidardan ilk somut adımı ise 1965 yılında Adalet Partisi ile tek başına iktidar olmuş taze Başbakan Süleyman Demirel attı. Bakanlar Kurulu’ndan Taksim Sular İdaresi’nin arkasındaki Ziraat Bankası ve Hazine’ye ait arazinin cami yapılmak şartıyla Vakıflar Müdürlüğü’ne satılması kararı çıkarıldı.
Şartın süresi 10 yıldı. Artık cami için arsa, proje ve para vardı ama ikna edilmesi gereken biri vardı. İstanbul’un CHP’li belediye başkanı Ahmet İsvan.
İsvan, projeyi mahkemeye götürdü. Mahkeme arsa tahsisi kararını durdurdu.
Bu arada Süleyman İshakoğlu, Taksim’in girişindeki küçük mescidi yaptırdı. Belediye onu da mahkemeye verdi. Sebep, bahçede namaz kılmak için beton dökülmesiydi.
Ayak sürtmelerle 1965’te Bakanlar Kurulu tahsisinin öngördüğü 10 yıllık sürenin sonuna gelindi.
1977 yılında üçüncü girişimi yine İkinci Milliyetçi Cephe hükümetiyle başbakan olan Süleyman Demirel attı.
Beyoğlu İlçesi İmar Planı’nda değişiklik yapılarak otopark olarak görünen arazi yeniden cami için tahsis edildi.
13 Mayıs’ta MC Hükümetinin AP’li Kültür Bakanı Rıfkı Danışman’ın imzaladığı cami projesi, hükümetin düşmesine rağmen üç ay sonra Bülent Ecevit başbakanlığında kurulan yeni hükümet zamanında Anıtlar Kurulu’ndan da olur almıştı.
Bir cami ve altında çarşıyı içeren Taksim Camii Şerifi Külliyesi Avan Projesi için artık tek bir engel vardı.
Arsadaki diğer mülk sahiplerinin rızası. O mülk sahiplerinden biri 180 m2’lik alanın sahibi olan İstanbul Belediyesi’ydi.
Projeyi başından beri engellemiş CHP’li Ahmet İsvan’ın yerine seçilen yine CHP’li Rizeli Aytekin Kotil de selefi ile aynı fikirdeydi, o beklenen olur yine çıkmadı.
Tekrar Başbakan olan Demirel 5 Mayıs 1980’de bir adım daha attı ve arsadaki Ziraat Bankası arazisinin cami yapılmak üzere Vakıflar tarafından satın alınması ve paranın da Hayrat Fonu’ndan karşılanması için bir Bakanlar Kurulu kararı daha çıkardı.
10 Eylül 1980 günü TRT akşam haberlerinde Taksim’e yapılacak cami ile ilgili haberler yapılmış, Taksim Camii Şerifi Derneği yöneticileri İshakoğlu ve Çavuşoğlu’nun görüşlerine yer verilmişti.
Ama iki gün sonra darbe oldu.
İş adamları projenin peşini bırakmak istemediler. Kenan Evren’e ulaşmaya çalıştılar. Hatıratına göre Evren, Taksim’e cami yapılması talebini geri çevirdi.
1981 yılında da darbenin İstanbul Belediye Başkanı orgeneral İsmail Hakkı Akansel, 1977’deki Bakanlar Kurulu kararıyla değiştirilen camiye tahsis edilen arsayla ilgili planı değiştirerek tekrar katlı otoparka çevirdi. Değişiklik İmar ve İskan Bakanlığı tarafından da onaylanarak Taksim Camii hayallerine bir darbe daha vuruldu.
Karara dönemin İstanbul Vakıflar Başmüdürü Süleyman Eyüpoğlu,12 Eylül’ün İstanbul Belediye Başkanlığı’na atadığı üçüncü isim olan Orgeneral Abdullah Tırtıl’a gönderdiği bir yazıyla itiraz etti. İtirazın gerekçesi ilginçti;
“Bugün Türk devletinin dış politikası, İslam âlemine ve Arap devletlerine dönük kesif faaliyetler arz etmektedir. Taksim semtinde bir cami yapılması, Arap devletlerinin dikkatini Türkiye’nin üzerine celbedecek, enternasyonel bir hüviyet arz edecektir. Geçen seneler İstanbul’da yapılan İslam devletleri Konferansı’na iştirak eden delegeler bu ihtiyaca işaret etmeler ve bu hususta yardımda bulunma talepleri Taksim’de caminin ne kadar zaruri bir ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur.”
Vakıfların ve arsanın eski sahibi Ziraat Bankası’nın itirazları son olarak Danıştay’ın önüne gitti. Ve Danıştay 6. Dairesi, 7 Şubat 1983 günü verdiği kararla Taksim Camii Projesinin “Şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olmadığına” karar verdi.
Ama Taksim’e cami ile ilgili ümitler bitmemişti. 1984 yılındaki Belediye seçimlerinde ANAP’ın adayı olan Bedrettin Dalan kampanyasında Taksim Meydanı’nın yeniden düzenlenmesi sözü vermişti. Dalan başkanlığının ilk yıllarında Taksim’e cami-çarşı projesine sıcak baktığını söylemişti. Ama 1987’de düzenlediği Taksim Meydanı Tasarım Proje Yarışması’nın jüri başkanlığına 1983’te Danıştay’ın camiye karşı çıkan kararının bilirkişilerinden birini getirmiş, yarışmanın şartnamesinde de camiye yer vermemişti. Vakıflar Müdürlüğü’nün hatırlatmaları da işe yaramadı.
1989’da belediye başkanlığını kazanan SHP’li Nurettin Sözen da Taksim Camii projesine onay vermedi, camii için düşünülen alan otopark olarak plandaki yerini korudu.
1991 yılında Taksim’e cami projesi, işadamı İbrahim Arslan başkanlığında kurulan Taksim Camii Kültür ve Sanat Vakfı ile yeniden gündeme geldi. En dikkat çekici olan vakfın 86 kişilik meclisinde olan isimlerdi: Recep Tayyip Erdoğan, Vehbi Koç, Rahmi Koç, Sabri Ülker, Sakıp Sabancı, Semiha Şakir, Şarık Tara, Osman Boyner, Ekmeleddin İhsanoğlu, Kemal Ilıcak, Asım Kocabıyık, Prof. Dr. Esat Coşan, İbrahim Cevahir, Tayyar Altıkulaç, Ahmet Kabaklı, Taha Akyol, Fuat Bol, Necati Özfatura...
Hemen harekete geçen vakıfla, Vakıflar Müdürlüğü arasında bir protokol imzalandı. Protokol, arsayla ilgili planın düzeltilmesi için birlikte çalışılmasını ve yapılacak caminin mülkünün vakıflar müdürlüğüne bırakılmasını öngörmekteydi. 1992 yılında Vakıflar Müdürü, tekrar belediyeye planın düzeltilmesi için başvurdu.
Ama belediyeden yine bir cevap gelmedi. Vakfın girişimleriyle 1993 yılında 1 Numaralı Koruma Kurulu’ndan camiye yeşil ışık yakan bir karar çıkartıldı. Karara göre önündeki maksemin boyunu aşmayan bir cami yapılabilecekti.
Ama düğümü esas çözecek olan 27 Mart 1994 yerel seçimleri olacaktı.
Seçimi, kampanyasında Taksim’e cami sözü veren Recep Tayyip Erdoğan kazanmıştı. Erdoğan’ın ilk açıklamalarından biri tartışmayı yeniden başlattı: “Taksim’e cami iznini vereceğiz, temelini de Cumhurbaşkanı Demirel’e attıracağız.”
Erdoğan’a cevap dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu’ndan geldi; “Mülki amir benim, izin vermeyeceğim.”
Aynı günlerde Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan da “Yakında Taksim Camii’nin temelini atacaklarını” duyurdu.
Tartışmalara 1994 ve 1995’te Koruma Kurulu’nun verdiği iki karar noktayı koydu. Kurul, cami yapılması için tahsis edilen otopark alanında tarihî su yapılarına ait kalıntılar ve tuğla mezarlardan oluşan bir nekropol olduğunu iddia ederek bölgeyi SİT alanı ilan etti.
Artık Taksim Camii mimari tartışmaların değil, hararetli laiklik tartışmalarının bir parçası olmuştu. Taksim’e milli damga vurma isteği yerini laik-dindar gerilimine bırakmıştı.
Refahyol iktidarının kurulmasından sonra Kültür Bakanlığı koltuğuna oturan İsmail Kahraman’ın “Taksim’de camiye karşı çıkanlar yobaz” sözleri tartışmaları iyice alevlendirdi.
28 Ocak 1997 günkü gazetelerde Taksim Camii’nin temelinin 29 Mayıs İstanbul’un Fethi yıl dönümünde atılacağı haberleri vardı.
Ama bir ay sonra 28 Şubat 1997 günkü Millî Güvenlik Kurulu toplantısı geldi. 4 Mart günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilk meclis toplantısında Taksim Camii Projesi gündeme alınmadı. Refah Partisi Meclis Sözcüsü “Taksim Camii şimdilik gündemimizde değil” açıklaması yaptı. Camii bir kere daha darbeyle gündemden düşmüştü.
Taksim’e cami projesi, AK Parti iktidarı boyunca da gerilimi artırmama stratejisiyle uzun süre gündeme gelmedi. Ta ki AK Parti iktidarının kendini artık güçlü hissettiği 2011 yılına kadar.
2011 yılında Taksim’de cami için ayrılan arsanın planları askıya çıkarıldı.
İlk somut adımı başkanlığını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı attı. Taksim’e yapılacak cami konusunda proje yarışması açıldı. Vakıf, Mimar Ahmet Vefik Alp’in projesini seçti. Alp’in camii projesinin adı “Taksim Cumhuriyet Camii ve Dinler Müzesi” ydi.
Ahmet Vefik Alp’in projesi..
Şehir Plancıları Odası’nın Taksim Meydanı’daki cami alanının iptali için açtığı dava 2012 yılında Birinci İdare Mahkemesi’nce reddedildi.
Mahkeme kararında, “gayrimüslim nüfusun yerini zaman içinde Müslüman nüfusa bıraktığını ve Cuma günleri sokakta ibadet etmek zorunda kalan nüfus için camiye ihtiyacın aşikar olduğunu” belirtmişti. Artık mahkemeler de değişmeye başlamıştı.
Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarı boyunca sürdürdüğü Taksim’e cami ile ilgili sessizliğini 2012’nin son aylarında İspanya ziyareti sırasında bozdu.
“Çamlıca Camii projesinin içine sindiğini” söyledi, bir gazetecinin “Taksim’e cami yapılacak mı?” sorusuna da “Evet yapılacak. Şimdiki mescidin yerinde, etrafında birkaç bina daha var. Onların orası bir ada. Maksem’in arkası. Birkaç parsel kamulaştırılacak” dedi.
Tartışmalar yeniden alevlendi.
Yakın zamanlarda vefat eden mimar Alp, o günlerde ısrarla “500 yıl önceki şartlarda yapılmış bir mimariyi bugün taklit etmek kültürel kodlamada büyük bir yanlışlıktır. Başbakan Erdoğan’ın Çamlıca ve Taksim için çağdaş projelere dönmesini tavsiye ediyoruz” açıklamaları yaptı, Taksim cami için ek kamulaştırmalara karşı çıktı.
Ama tartışmalar bu kez siyasi değil, mimari merkezliydi, harareti düşmüştü.
Ama Gezi Olayları sürerken, Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşma yeniden Taksim Camii’ni siyasi tartışmaların ortasına düşürdü.
Başbakan, Taksim’de olaylar sürerken katıldığı bir açılışta salondan gelen “cami de istiyoruz” sesine cevap verdi:
“AKM inşallah yıkılacak. Muhteşem bir opera olarak kültür merkezi olarak onu da yapacağız. Oradan bir ses geldi. Evet cami de yapacağız. Ben bunun iznini gidip de CHP genel başkanından alacak değilim, birkaç çapulcudan alacak değilim. Bize oy verenler bunun yetkisini verdi zaten.”
Fakat Gezi’nin siyasi harareti geçince cami bir kere daha unutuldu.
Ta ki 16 Nisan 2017 Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumu kampanyasına kadar.
19 Ocak 2017 günü İstanbul İki Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Taksim Camii’ne yeşil ışık yakan kararı verdi.
Referandum kampanyası sırasında gecikmeden caminin temeli atıldı. Muhalifler bu kez projeye, referandum kampanyasında kimlik savaşlarında kullanılmasın diye sessiz kaldılar.
Ve nihayet cami Gezi Olayların yıldönümünde dün açıldı.
Taksim’de caminin bir ihtiyaç olduğu doğru.
Ama bu 150 yıllık tarihi akış, konunun “ihtiyaç” ile açıklanamayacağını söylüyor.
Türkiye’nin kimlik travmaları, katı laiklik anlayışı, sağ-muhafazakar siyasetin buna karşı geliştirdiği reflekslerle her zaman siyasi bir mesele oldu Taksim Camii.
Taksim’e cami “İslamcı bir hayal” de değildi.
Beyoğlu’na milli bir damga vurma arzusu en başta sağ milliyetçi bir hisse karşılık geliyordu.
Nitekim Taksim’e camii için 50’lerde muhafazakar şehirli akademisyenler, 60’larda, 70’lerde, 80’lerde işadamları ve merkez sağ siyasetçiler girişimlerde bulundular.
Ama bu talepleri karşısında hep katı bir laiklik anlayışını buldu, uzlaşma mümkün olmadı.
90’ların başındaki demokratikleşme havasında Taksim Cami Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucuları arasında Tayyip Erdoğan, Vehbi Koç, Rahmi Koç, Sabri Ülker, Sakıp Sabancı, Semiha Şakir, Şarık Tara, Osman Boyner gibi isimlerin olması bir şanstı.
Ama sonra 94 yerel seçimleriyle yeniden laiklik hassasiyetleri yükseldi ve o hava dağıldı.
2011-12’nin demokratikleşme, açılımlar atmosferinde arkasındaki maksemin boyunu çok geçmeyecek daha modern ve estetik bir camiye çok yaklaşılmıştı ama sonra Gezi olayları oldu.
Siyasetin konusu oldukça ve rövanş hissi arttıkça Taksim’e cami projeleri büyüdü, estetik kaygısı yerini damga vurma isteğine bıraktı.
İstanbul’a büyük katkıları olmuş Turing Başkanı Çelik Gülersoy 90’lardaki Taksim camisi tartışmaları sırasında “Camiyi yapalım ama karşısındaki kilise kadar estetik ve görkemli olmayacaksa hiç yapmayalım” demişti.
Günün sonunda Taksim gibi ülkenin kalbi olan bir yere, bir mimari yarışma açarak, ölçerek, biçerek değil, neredeyse hayırsever bir işadamının köyüne cami yaptırmasıyla ile aynı yöntemle bir inşaat şirketinin hayır ve hasenatı olarak bir cami yapıldı.
Meydanı ezen, karşısındaki tarihi kiliseye meydan okuyan, Taksim’in simgesi olan mütevazi anıtın karşısında kibrit kutusu gibi kaldığı haşmetli bir eser ortaya çıktı.
Türkiye’de dinden en uzak insanlar bile camilere saygılıdır, camiye kimse laf etmez. Gezicilerin “camiye bira şişeleriyle girdiler” iddiasına karşı gösterdikleri büyük öfkeyi böyle de okumak mümkün.
Evet belki Taksim’e yapılan cami bir ihtiyaca karşılık gelecek, yıllarca o teneke minareli mescitten duyulan mahcubiyeti giderecek, bu camiyi engellemek için yarım asırdır gösterilen anlamsız direnişin yenilmesi dindar insanların hislerini de okşuyor ama tarihi boyunca kozmopolit İstanbul’un merkezi olmuş Taksim’e, estetikten çok damga vurma arzusunu yansıtan, üstelik toplumu ikiye bölmüş Gezi olaylarının yıldönümünde açılışı yapılan Taksim Camii, bu camiden günde beş kere yükselecek davete uygun, davetkar, iç ferahlatıcı, felaha çağıran bir cami olamayacak.
Görenlerin en az yarısına uzun bir süre bu rövanşizmi hatırlatacak.
Adı üzerinde insanları cem’eden, ibadet için bir araya toplayan bir cami daha açılır açılmaz rövanşizme aracı yapılmış oldu.
Peki böylece her yer gülsuyu kokmuş oldu mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025