Yüksel TAŞKIN
Fethullah Gülen’in Gezi Parkı olaylarıyla ilgili “endişe ve pragmatizm” kokan mesajları aslında çok şey anlatıyor: “Bir hak arama meselesi hiç yoktur derseniz, oradaki bazı masum insanları, masum istekleri de görmezlikten gelirsiniz. Bir kere başta, biz onları ihmal etmişiz. Onlar bizim ihmalimizin meydana getirdiği nesillerdir.” İlk başta anlama çabası gibi görünen sözlerin birdenbire daha aşağıdan ve köklü bir “ıslah hareketine” ihtiyaç olduğu tesbitine dönüşmesi aslında şaşırtıcı değil.
Gülen, İslami cenahın farklı guruplarının temelde müttefik oldukları varsayılan ortak bir davayı, gayeyi anımsatıyor: Maneviyatı kuvvetli nesiller yetiştirmek: “Mesele dipten ele alınmazsa, nesillerin ıslahıyla işe başlanmazsa; o nesillere, o masum nesillere, ruh ve mana köklerinden akıp gelen şeyler tanıttırılmaz, duyurulmaz, ruhlarına içirilmezse; beyinleri onların elden geçirilmezse, nöronlarına onların yeni bir adab u erkân talim edilmezse, bu azgınlıklar devam eder.”
Belli ki Gülen, gençliğin çok hızlı biçimde başka bir “isyan ahlakından” etkilenmesinden ürkmüş, endişe etmiş. “Hatalı mamulleri genetik müdahale” yoluyla hizaya getirme anlamına gelebilecek enteresan sözleri, aslında buram buram İslami toplum mühendisliği kokuyor. İsyan günlerinin Gülen’de yarattığı endişe, duygularını daha dolaysız ifade etmesine de vesile oluyor anlaşılan...
Daha sonra “pragmatizm” devreye giriyor. Başbakan’a senin “ıslah çabaların” iyi niyetli ama yetersiz. Bize ihtiyacın var deniyor çok net bir şekilde: “Biz de hep böyle plansız projesiz, azgınlara karşı azgınlıklara karşı tepki göstermek, reaksiyon göstermek suretiyle sadece karbondioksitatmış oluruz. Kabadayılık yapmış oluruz. Meselenin dipten ele alınmasına ihtiyaç var...”
Burada söylenen şudur: On yıllardır Altın Nesil yetiştirme yolunda büyük hamleler yaptık. Planlı çalıştık. Çok farklı toplum kesimlerinden gelen gençleri “ıslah ettik”. Milli Görüş ve Erbakan, bizim tarzımızı kavramadı. Toplumu kutuplaştırdı. Gülen, Erdoğan’a, Milli Görüş’e özgü korkutucu, kutuplaştırıcı tarzından vazgeç, bizimle beraber hareket et diyor. “Meselenin dipten ele alınmasına ihtiyaç var” derken, siyaset yoluyla yukarıdan aşağıya “ıslah çabalarının” sadece beyhudeliği değil, ters tepki yapma ihtimali de vurgulanıyor. Bu aslında Gülen Hareketi’nin Siyasal İslamcılar karşısındaki en önemli iddiası ve Gülen bunu yeniden anımsatma ihtiyacı duyuyor.
Demek ki Gezi Parkı’nın yarattığı özgürlükçü isyan ahlakı, on yıllardır yaratılmaya çalışılan muhafazakâr toplum mühendisliklerini de zayıflatma potansiyeline sahip. En azından Gülen böyle hissetmiş. Gençleri, “adam etme” ifadesinde somutlanan, “beyinleri elden geçirilmesi gereken”müdahale nesneleri gibi algılayan İslamcı toplum mühendisliğinin, bu süreçten ürkmesi son derece doğal. Oradaki gençlerin özgür iradeleri var. “Birilerine alet oluyorlar” denirken kendilerine yapılan haksızlığı elbette fark ediyorlar. Beraberce karşı çıkmanın sadece özgürleştirici değil, ahlaken arındırıcı, yenileyici heyecanını, kısaca “isyan ahlakını” derinden hissettiler.
Daha önce Kemalistlerin yapmaya çalıştığı toplum mühendisliği nasıl tutunamadıysa, bunun İslami türevleri de tutunamayacak. Toplum büyüdü artık. Ne yapması gerektiğinin, nasıl yaşaması gerektiğinin söylenmesini, dayatılmasını hazmedemiyor.
Muhafazakâr İslamcı çevreleri endişelendiren unsurlardan birisi de, “kendi tapulu arazilerinde varsaydıkları” Müslüman gençlerin yeni arayışlardan etkilenmeleri. Bir zamanlar sol tezlerden etkilenen Müslümanlar, “babaları” tarafından “yeşil komünist” olmakla itham edilmişlerdi. Bugün de, sözgelimi toplumcu-sol tezlerden etkilenen Müslüman bir genç, Kürt meselesine daha önyargısız bakabildiği gibi, siyasal liberalizmle de etkileşime girebiliyor. Burada çelişki mi gördünüz? Bunun adı“çelişerek gelişmek” ve önceden ayarlı toplum kafeslerine itibar etmemektir.
Kendi aklı ve iradesiyle yolunu özgürce inşa eden bir gencin önünü açabilen bir toplum mu dediniz? İşte orada yaşamak isterim...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017