Barış Soydan
Şüyuu vukuundan beterdir. Türkçesi: Bir şeyin dedikodusunun yapılması, lafının çıkması onun gerçekleşmesinden daha kötüdür. Ekonomide bir süredir kulaktan kulağa “sermaye kontrolleri geliyor” lafı fısıldanıyor. Yurt dışında yaşayan bir T24 okuru önceki gün şu soruyu sordu:
“Sermaye kontrolü olması durumunda Türkiye bankasında dolar/Euro bulunduran biri parasını çekemeyecek mi?”
Yok canım, o kadar da değil. Bu en son çare. Türkiye’de işler o noktaya hiçbir zaman varmadı, bundan sonra da varmaz. Ama bu, sermaye kontrolü uygulanmadığı, uygulanmayacağı anlamına gelmiyor. Türkiye sermaye kontrollerine başladı bile.
Bankaların yurt dışıyla Swap işlemlerinin yasaklanması (daha doğrusu öz kaynaklarının yüzde 0.5’i ile sınırlandırılması) sermaye kontrolü değilse ne? Bankaların yurt dışına TL vermesinin sınırlandırılması sermaye yasağı değilse ne? Üç uluslararası bankaya (UBS, Citigroup ve BNP Paribas) birkaç günlüğüne de olsa TL’de işlem yasağı getirilmesi sermaye yasağı değilse ne? 100 bin dolar alanların bir gün beklemek zorunda kalması sermaye kontrolü değilse ne? İhracatçıların kazandıkları dövizi 6 ay içinde Türkiye’ye getirme mecburiyeti sermaye kontrolü değilse ne?
Heyhat, padişahın yasağı üç gün sürermiş atasözündeki gibi bizim yasaklarımız da üç gün sürüyor. Yabancı bankalara koyduğumuz yasağı üç günde kaldırdıktan sonra bugün de (çarşamba), Avrupa merkezli takas şirketleri Euroclear Bank ve Clearstream Banking’i, yurt dışına TL verme yasağından muaf tuttuğumuzu açıkladık. Çünkü Türkiye’nin döviz girişine ekmek gibi, su gibi ihtiyacı var. Ve bunlar Türkiye’ye döviz girişine aracılık yapan kurumlar. Ankara büyük açmazda… Son kararlar bunun yansıması.
Gerçekten ne oluyor? Bu yasaklar nereden çıktı? Bu yasakçılığın sonu nereye varır? Yoksa korkulan olur ve bir gün gerçekten bankadan dolar/Euro çekilmesi yasaklanır mı?
Nereden çıktı bu sermaye kontrolü?
“Erdoğan en zorlu sınavında.” Turkey Analyst için Koronavirüs’ün Türkiye ekonomisine etkilerini özetlediğim yazının başlığı böyle. Sınav zor çünkü önümüzdeki bir yılda ödenmesi gereken 170 milyar dolarlık döviz borcu var. Turizm çökmüşken, ihracat hızla gerilerken nasıl ödenecek bu kadar borç? “Sermaye kontrolü” lafı işte buradan çıkıyor.
“Döviz bulamıyorsan döviz çıkışını engelle” Sermaye kontrolünün mantığı bu. Bankaların yurt dışına gönderdiği parayı sınırla, Türkiye’ye gelmiş yabancı sermayenin kaçışını engelle veya yüksek vergiler koyarak sınırla. Olmadı vatandaşların yurt dışına para çıkarmasını kısıtla. O da olmadı bankadan döviz çekimine engel koy.
Gördüğünüz gibi siyahla beyaz arasında, daha doğrusu dövizde full serbest piyasa ile katı yasakçılık arasında sermaye kontrolünün elli tonu var.
Malezya, 1998’deki Asya Krizi sırasında bir yandan krizden sorumlu tuttuğu uluslararası yatırımcılarla kavgaya tutuşurken (Dönemin Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, George Soros’a “Moron” demişti) bir yandan da ülkedeki dövizin yurt dışına çıkarılmasını resmen yasaklamıştı. Amaç, Malezya parası Ringgit’in değerindeki sert düşüşü engellemekti.
Sert sermaye kontrolü örneklerinden bir başkasını Yunanistan’daki ekonomik kriz sırasında gördük: Yunan vatandaşlarının bankadan çekebileceği para günlük 60 Euro ile sınırlandırıldı. Panik öyle büyüktü ki, bu önlem alınmamış olsa Yunan bankaları muhtemelen batacaktı.
Endişeye mahal yok, bu kadar sert önlemler dünyada ender alınıyor. Devletler genellikle Türkiye’deki gibi daha yumuşak sermaye kontrollerini tercih ediyor. Örneğin Hindistan parası 2013’te hızlı değer yitirince yurt dışına para çıkarılması 75 bin dolarla sınırlandırdı. Veya Brezilya 2006’da sıcak para hareketlerini yavaşlatmak için sermaye işlemlerine yüzde 1.5 vergi koydu.
İlginç olan nokta, Brezilya’nın o tarihteki derdinin parasının değer kaybetmesi değil, değer kazanmasıydı. Bir ülkeye çok fazla sıcak para girince o ülke parası aşırı değerleniyor ve varlık fiyatları (Borsa, konut vb.) şişiyor. (Bilmem bunu bir yerden hatırladınız mı?) Bu da gelecekteki krizlere zemin hazırlıyor. O nedenle asıl maharet, kriz kapıya dayandığında değil henüz ortada sorun yokken, işler rayında giderken sermaye kontrolü uygulayabilmekte. Bunu yapmaz, kontrolsüz yabancı sermaye girişine izin verir, giren paranın da katmadeğerli sektörler yerine betona gömülmesine olanak tanırsanız, hatta buna lokomotiflik yaparsanız er geç duvara tosluyorsunuz. Sonra da geçmişteki döviz borçlarınızı ödeyebilmek için ne yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Yabancı bankalara yasak koyup üç gün sonra kaldırıyor, yurt dışı ile Swap işlemini yasaklayıp, uluslararası takas şirketleri, “Ben de TL’ye takas hizmeti vermeyeceğim” resti çekince onları muaf tutuyorsunuz.
Neyse aman, belki böylesi daha iyi. Türkiye tümüyle dışarı kapanarak ayakta kalmayı başaran bir ülke olsa halimiz (hem ekonomik hem demokratik açıdan) nice olurdu?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021