Barış Soydan
"İnsan gerçekten hayret ediyor." Konutta yaşananlara bakınca insanın aklına Abdullah Gül'ün ünlü sözü geliyor. İktidar geçen yaz inşaat sektörünü canlandırabilmek, kredi borcunu ödeyemeyen müteahhitleri ayağa kaldırabilmek için konut kredisi faizlerinde damping yapmıştı. Kamu bankaları birinci el konuta 0.64, ikinci el konuta 0.74 faiz verdi. Bu, enflasyonun da altında, yani zararına kredi vermek demekti ama olsundu. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüksek faizin ekonomideki bütün kötülüklerinin anası olduğunu düşünüyordu. Faizler inince konut satışları patlayacak, stoklar temizlenecek, talebi karşılamak için yeni şantiyeler kurulacak, işsizlik bir nebze olsun azalacak veee AKP'den kaçan oyların en azından bir kısmı geri dönecekti. Ustalık dönemi bu demekti...
Gerçekten de kamu bankalarının zarar etme pahasına verdiği krediler konut satışlarını patlattı. Temmuz ayında tarihi rekor kırıldı. Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 124 artışla 229 bin konut satıldı.
Asıl çılgınlık kredili satışlarda yaşanıyordu. Banka kredisiyle yapılan satışları gösteren ipotekli satışlar temmuzda, sıkı durun, tam yüzde 900 arttı. Kamu bankaları zarar yazıyordu ama olsundu, ekonomi canlanıyordu...
Sonra ne mi oldu? Düşük faizli kredilerle sağlanan hormonlu büyüme ithalatı ve cari açığı patlattı. Cari açık patlayınca dolar yükselişe geçti. 7 TL'yi, 7.50 TL'yi, 8 TL'yi, 8.5 TL'yi geçti. Dolardaki tırmanış Merkez Bankası Başkanı'nın görevden alınması, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifasıyla sonuçlandı...
Yeni Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, ayağının tozuyla düşük faiz politikasına sünger çekti, politika faizini kallavi bir artırımla yüzde 10.25'ten yüzde 17'ye çıkardı. Bu, inşaat şirketlerinin üzerine de sünger çekmek demekti. Çünkü politika faizi artınca konut kredisi faizleri yükseldi. Haliyle gayrimenkul satışları bıçakla kesilmiş gibi durdu.
İktidara "Madem yükseltecektin, faizi neden indirdin? diye soran oldu mu? "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?" diyen? "Ekonomi yönetimi bu kadar zikzak kaldırmaz" diye yumuşak da olsa bir eleştiri getiren? Nerede... Piyasa arkasına değil, önüne bakmayı tercih etti. Çünkü para tatlıydı ve Silivri soğuktu…
Bir süre sonra dolar düşmeye, borsa yükselmeye, yüzler gülmeye başladı. Peki bu arada emlak sektörüne ne oldu?
Bu sorunun yanıtını Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) tarafından hazırlanan "Konut Piyasası Görünümü" başlıklı rapor aracılığıyla arayalım. (En çok sorulan soruya, konut fiyatlarındaki artışın sürüp sürmeyeceğine yazının sonunda geleceğiz.)
BETAM'ın sahibinden.com verileriyle hazırladığı rapor, geçtiğimiz yaz aylarında emlakta yaşanan patlamayı çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. Üç büyük ilde satılan konut sayısının satılık konut ilanına oranını gösteren grafik, yazın büyük bir sıçrama yaşandığını, ama bu artışın kalıcı olmadığını, sonbaharda eski seviyelere geri dönüldüğünü gösteriyor.
Bir sektörde satışlar patlarsa ne olur? Tabii ki fiyatlar artar. Nitekim BETAM ile sahibinden.com'un verileri, konut fiyatlarının 2019 yılı sonbaharında dip yaptıktan sonra tırmanışa geçtiğine, yazın ise adeta uzaya çıktığına işaret ediyor. Sonuç: Türkiye genelinde konut fiyatları son bir yılda yaklaşık yüzde 30 arttı...
Fakat atlanmaması gereken çok önemli bir detay var. Konut fiyatlarındaki artışı enflasyondan arındırdığımızda, reel fiyatların hâlâ üç yıl önceki seviyesinin altında olduğunu görüyoruz.
Konut fiyatları halen reel olarak 2017 yılının yüzde 8 altında. İstanbul'daki fark daha fazla: Fiyat artışına rağmen ortalama satış fiyatı 2017 yılı eylül ayının yüzde 12 altında bulunuyor. Ankara ve İzmir'de ise reel kayıp hemen hemen telafi edildi, ortalama konut fiyatı 2017 yılı eylül ayı seviyesine geri geldi...
Artık en çok merak edilen soruya gelebiliriz: Satışlar azaldığı, kredi faizleri yükseldiğine göre konut fiyatları düşecek mi?
Maalesef hayır. Peki neden?
Yazının girişinde iktidarın faizleri indirirken yeni projelere başlanması, yeni şantiyeler kurulmasını (böylece işsizliğin azalmasını) hedeflediğini söylemiştik. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Evet, stoklar temizlendi ama inşaat şirketleri yeni projelere başlamadı. Çünkü talep saman alevi gibi parlayıp söndü. Yeni projelere başlanmayınca ortaya arz sorunu çıktı.
Gayrimenkul sektörünü en yakından izleyen uzmanlar arasında yer alan Ahmet Büyükduman, bu meselenin fiyatları nasıl etkileyeceğini şöyle anlatıyor: "Şu sıralar yaşadıklarımız, yaz aylarındaki faiz düşüşünün yarattığı şok dalgasının tersine dönmesi olarak yorumlanabilir. Ancak bu düzeltme hareketinin akabinde reel fiyatları yukarı yönlü olarak görüyorum."
Büyükduman, artışın süreceği yönündeki öngörüsünü iki olguya dayandırıyor:
1) Demografik dinamik, yani yeni evlenenlerin, boşananların ayrı eve çıkma ihtiyacı. Bu dinamik en ağır krizlerde dahi varlığını koruyor.
2) Arz tarafındaki atalet, yani inşaat şirketlerinin yeni projelere başlamaması.
Özetle, satışlar durduğu için konut fiyatları bir süre yerinde sayacak. Yani enflasyon karşısında reel olarak gerileyecek. Ama sonra yeniden yükselmeye başlayacak...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021