Cafer Solgun
Türkiye ilk defa 4 ay arayla iki seçime gitti.
7 Haziran seçimlerinin ortaya koyduğu ‘iradeyi’ beğenmeyenler fonda kurgulanmış bir ‘kaos’ eşliğinde ülkeyi yeniden seçime götürdüler.
Unutmuyoruz; bu seçimlerin öne çıkan, akılda kalan, iz bırakan özelliği bir şantaj ve dayatma seçimi olmasıdır.
‘Milli irade’yi yıllardır dillerine pelesenk edenler, gözlerimizin içine baka baka o iradeyi saymadılar, demokratik manada terbiyesizliklerinin, şımarıklıklarının bedelini bütün ülkeye ödettiler.
Maalesef bu, ağır bir bedel oldu. Çok canımızı yaktı…
Gün boyunca ‘kediler’ pusudaydı. Yurdun değişik yerlerinden ‘mükerrer’ oy kullanma haberleri geldi.
Tespit edilenlerin tamamı AKP’liydi.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde ‘hile’ haberleri dikkat çekici boyutlardaydı.
Öyle görünüyor ki 1 Kasım seçimleri ‘seçim güvenliği’ bakımından en tartışmalı seçim olarak uzun süre gündemimizde kalacak. Seçimin ‘adil’ ve ‘eşit’ şartlarda yapılıp yapılmadığı da öyle.
Yine de Türkiye sandık başına gitti ve bugün aşağı yukarı netleşecek olan sonuçlar, yakın geleceğimizi tayin edecek bir önem ifade ediyor.
Henüz partilerin aldıkları oy oranları üzerinden bir değerlendirme yapmanın ‘erken’ olduğu bir saatte bu yazıyı kaleme alıyorum.
Bu nedenle ‘kim ne kazandı ne kaybetti’ içeriğinde erken ve ister istemez riskli bir analiz yapmaktan ziyade, 2 Kasım’dan itibaren siyaset kurumunun karşı karşıya olduğu ülke tablosu ve dolayısıyla da ne tür bir sorumluluk anlayışıyla hareket etmesi gerektiğine dikkat çekmek istiyorum.
Kutuplaşma ve beraberinde büyüttüğü sosyal, siyasal gerginlik, duygusal kopuş, parlamentonun en önemli sorunu ve gündemi olmak durumundadır.
İyi kötü demokratik bir geçmişe, deneyime sahip hiçbir ülke bu kutuplaşma ve gerginliği uzun süre taşıyamaz.
Bu kutuplaşma ve gerginliği ‘siyaset’ haline getiren bir anlayışla Türkiye yönetilemez.
Bu kutuplaşmanın temel alanlarını oluşturan sorunlarda ciddi, köklü ve kapsamlı reformlar yapmak gereği vardır.
Temel hak ve özgürlükleri referans alan özgürlükçü bir anayasa ihtiyacı, daha fazla ertelenemez bir aciliyet arz etmektedir.
Kürt sorununun demokratik çözümünün de Alevilerin ‘eşit yurttaşlık’ taleplerinin de bu kapsamda ele alındığında kalıcı bir çözüme kavuşturulabileceği herkesin malumu olsa gerektir.
Kutuplaşmanın temel konularının başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Saray’ın geldiği de hepimizin malumu.
Erdoğan’ın parlamentoyu, hukuku, anayasayı hiçe sayan yönetim anlayışı, kendi başına bir sorundur.
Kendi gündemini dayatmadaki ısrarını, keyfi yönetim tarzını sürdürmesi halinde Türkiye’nin hiçbir sorununu çözüme kavuşturma imkânı yoktur.
Bir siyasi figürü sevenin ‘senin için ölürüm’ diyerek sevdiği, sevmeyenin nefret ettiği bir durumda olması ‘normal’ değildir.
Seçim sonucu ne olursa olsun, bu tablonun birinci dereceden sorumlusu, açık ki AKP’dir.
Peki AKP bu sorumluluğu taşıyabilecek mi?
Tek başına hükümet kuracak bir çoğunluk elde etse bile ‘bu şekilde ülke yönetemeyiz’ diyerek sorumluluğu diğer partilerle paylaşacak bir yaklaşımı benimseyecek mi?
Bugün 2 Kasım ve hayat devam ediyor…
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTAlbayrak’ın Gelgitleri.. 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYoksa bu gelen hukuk ve demokrasi mi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomideki Gelişmelerin Değerlendirilmesi 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBen Şüheda Sena Öğütalan; masumiyetim tek teminatımdı, kâbusum oldu… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci‘Orta Sınıf’ bu kez kazanıyor… 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset arenasında birileri hesabını yanlış yapıyor 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolErdoğan ve Trump 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEller Bağlı Duruş: Barışın ve Özgürlüğün Ahlâkî Politik Çığlığı... 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSumud tecrübesi bize neler söylüyor? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanÖzgür Özel sol medyanın gazına gelmedi 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir fotoğrafın bana düşündürdükleri… 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAYM “vatandaşı koru” dedi… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
14.09.2025
5.09.2025
29.08.2025
22.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
1.08.2025
25.07.2025
19.07.2025