Ekin GÜN
Bir dönemin meşhur eylemiydi “Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde…” diye başlayan cümleler kurmak. Bu eylemin yerini son zamanlarda “Barışı bugün dünden daha çok savunmalıyız” cümlesi almışa benziyor. Bu cümlenin kurulma sebebi ise insanların ölmesinden, barışın yerine silahların konuşmasından başka bir şey değil. Bu satırları yazdığım sıralarda Malazgirt'te bir komutanın pusu kurularak öldürüldüğünü “son dakika” olarak geçiyordu televizyon kanalları. Savaşın en çetin olduğu zamanlarda korkusuzca “barışı savunmak” herkesin harcı değildi, şimdilerde ise “barışı daha çok savunmak” barışa giden yolun birileri tarafından engellendiğini anlatıyor bize. Belki de “barışı savunmak” zorunda kalmanın derinine inildiğinde barışa karşı savaş açanların habercisi… Ya da “barışı daha çok savunmak” cümlesi barıştan daha fazla savaş isteyenlerin, barış düşmanlarının aktif faaliyette bulunduğunun en bariz kanıtı. Gerisi de bunun gibi cevabı belli olmayan sorular… Sorulara cevap vermesi beklenilenler de “barışı ve demokrasiyi” bir an olsun dilinden düşürmeyen HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ…
1) 2015'in Mart'ın da yapılan son Newroz'da Abdullah Öcalan PKK'ya aynı 2013'te olduğu gibi “olağanüstü kongreyi toplayıp silahları bırakması” için çağrıda bulunurken “artık silahlı bir dönemin kapandığından” bahsediyordu. Abdullah Öcalan'ın bu çağrısı hayata geçmemişken Öcalan'ın ifade ettiği üzere “silahları bırakması” gereken örgütlere sırt dayamak neyin anlamını taşımaktadır?
2) PKK'nın son bir haftada iki polisi uykusunda öldürmesi, Adana'da bir kişiyi sofrada ailesiyle birlikte yemek yerken vurması, kaza ihbarı yapıp gelen polislere pusu kurması artık JİTEM'in, Hizbullah'ın insan öldürme tarzlarından farksız bir hale gelmişken Figen Yüksekdağ'ın PKK, HPG gibi eli silahlı örgütlere sırtını dayaması bu öldürmeleri üstüne alan PKK'nın da tüm faaliyetlerinin sorumluluğunu üstüne almasıyla örtüşmez mi?
3) Figen Yüksekdağ'ın AK Parti'nin IŞİD'le ilgisi olduğunu ispatlamadan AK Parti'nin IŞİD'le olan ilgisizliğini ispatlamasını istemesi devletin IŞİD'i vurmasıyla olmayan ilgisizliği bir kez daha ispatlamasına “IŞİD'i göstermelik vuruyorlar” demek komedi dalında Altın Portakal'ı zorlamaz mı?
4) 8 Haziran Günü iktidara gelmiş bir havayla “basını özgürleştireceğini” ifade eden Selahattin Demirtaş'ın ve dolayısıyla Figen Yüksekdağ'ın Star gazetesine MLKP tarafından konan bombayla alakalı olarak bir kınama yapmaması, hatta Figen Yüksekdağ'ın “Star beni de hedef göstermişti” diyerek üste çıkması “özgür basının” bu zihniyetle kurulacağını mı ifade etmektedir?
5) Koalisyon için sıraladığı 14 ilkede Çözüm Süreci'nin Ç'si geçmeyen bir CHP'yle HDP'nin, AK Parti'nin tek başına iktidarlığından ziyade AK Parti – CHP koalisyonunu desteklemesine sebep olan şey nedir?
6) Figen Yüksekdağ'ın hiçbir kanıt sunmadan AK Parti ile IŞİD'in bir olduğunu ifade etmesiyle IŞİD'le aynı kefeye koydukları AK Parti'nin olacağı bir koalisyonu neden destekleme ihtiyacı duymuşlardır?
7) 13 senelik zaman zarfında Kürtçe karnelerin verildiği, Kürtçe hukuki savunmanın, Kürtçe seçim propagandaların yapıldığı, 3 senedir insanların ölmediği bir Türkiye AK Parti iktidarında tesis edilmişken HDP'nin AK Parti ile konuşacak bir şeylerinin olmadığını ifade etmesiyle birlikte her zaman Çözüm Süreci'ne karşı çıkmış, Kandil'in bombalanması gerektiğini savunmuş bir MHP'yle bile daha fazla konuşma isteği ihtiyacı nerden gelmektedir?
8) 7 Haziran seçimlerinden çıkan sonucu “halk koalisyon istedi, uzlaşın” diye analiz yaparken %13 oy ve 80 milletvekiliyle birlikte HDP'nin Meclis'e girmiş olmasına halk “silahları bırak, demokratik siyaset yap” demiş olabileceğine dair analiz neden yapılmamaktadır?
9) Bese Hozat'ın Özgür Gündem'de takma adla yazdığı yazıda Selahattin Demirtaş'ın bir TV programında “Benim demem bir şey ifade etmez ama PKK silah bıraksın” demesini “HDP'den birileri apolitikleşiyor” diye yorumlamasından sonra Demirtaş'ın sus pus olması Meclis'e giren bir partinin özgür ve sivil bir iradeyle hareket edemediğini açık bir şekilde ortaya koyduğu gibi 80 milletvekiliyle HDP bu teslim olmuş siyasetle ne yapmayı amaçlamaktadır?
10) Figen Yüksekdağ'ın Suruç'ta katledilen “32 gencin yerinde keşke ben olsaydım” demesi gibi öldürülen iki polis ve askerlerin yerinde aynı şekilde olmak istediğini dile getirmemesi Türkiyelileştiklerine ve Türkiye partisi olduklarına karşı tezat bir tutum değil midir?
11) Devlet PKK'ya operasyon düzenlerken “AK Parti savaş istiyor” deyip de PKK'nın öldürdüğü kişilere tek bir lanetleme yapılamaması HDP için PKK'nın öldürmelerinin “barış” adına olduğunu mu ifade etmektedir?
12) İstanbul'da, Adana'da sakallı kişileri ortada tek bir kanıt bile yokken IŞİD'çi olduklarını iddia ederek PKK'nın öldürmesi sokakta yürüyen her sakallı insanın can güvenliğini nasıl sağlayacağına dair bir kuşkuyu beraberinde getirmez mi?
13) Üç senedir insanların ölmediği, barışın toplumsallaşmaya başladığı bir dönemde bu ortamın sağlanmasında pay sahibi olan AK Parti'ye karşı “Barış Yürüyüşü” düzenlemekten ziyade PKK'nın öldürdüğü insanlar ortada gün be gün dururken PKK'ya “Silahları Bırakmaya Çağrı Yürüyüşünün” düzenlenmemesinin sebebi nedir?
14) Selahattin Demirtaş'ın “HDP kararlarını bu genel merkezde alır, başka kimseye kararlarını danışmaz” demesiyle Figen Yüksekdağ'ın “Sırtımızı PKK'ya, YPG'ye dayıyoruz” demesi arasında bir çelişki olduğu gibi sırt dayadıklarınızın karar alma süreçlerinizde etkisi olmadığını ispatlar mısınız?
15) PKK'nın son bir hafta içinde insanları öldürmesine PKK'ya bir şey demeden devlete “konuşarak ve müzakere edilerek çözülemeyecek hiçbir sorunumuz yoktur” demeniz eli silahlılara sırtınızı dayamakla, silahın geçerliliğini kabul etmekle nasıl mümkün olacaktır?
16) Pervin Buldan'ın seçimlerden önce “Barajı geçemezsek iç savaş başlar” gibi cümlelerinden yola çıkarak barajı geçtiğiniz halde sırtınızı dayadıklarınızın silahlı eylemlere başlaması Meclis'e silahlı eylemleri artırmak adına girdiğinize dair bir işaret midir?
17) Kandil/PKK'nın Kürt halkını tehdit ederek oy toplaması bölge insanı tarafından sürekli dillendirilirken kendi halkını tehdit ederek oy toplamanın PKK silah bırakırsa mümkünlüğü ortadan kalkacağı için mi silahların gölgesinde siyaset yapmayı daha meşru görüyorsunuz?
18) Milletvekilliğine hiç yakışmayacak bir şekilde halkı “silahlanmaya” davet ederken Meclis'in yolunu ancak “olağanüstü toplanma” hallerinde hatırlamanız hangi demokrasi ilkeleriyle uyum sağlamaktadır?
19) Suruç'ta daha bomba patlamadan fail bularak dünya üzerindeki en hızlı ve başarılı şekilde suçluları tespit etmeyi başardığınıza göre hem Suruç'taki hem de diğer bombalama faaliyetlerindeki faillere ulaşmanızı sağlayan elinizdeki tüm bilgileri ve kanıtları kamuoyuyla paylaşmanız gerekmez mi?
20) Artık savaş sebebi üretmek için “baraj yapımları” gibi sudan bahaneleri öne süren PKK varken böyle sudan bahanelerin üretilmesi bile barışa çok yaklaştığımızın ve barışın toplumsallaştığının bir göstergesi değil midir?
21) “Erdoğan'ın hedefi erken seçim” derken Meclis meydanlarında CHP ve MHP'ye tek bir laf söylememiş, seçimden sonra üçlü blok olarak kendinizi ifade etmişken Erdoğan'ın bu hedefini muazzam bir akıl yürütmesiyle çözdüğünüze göre “MHP'yle konuşulabilir”, CHP'yi de koalisyon için desteklerken üçlü bloğunuzla koalisyon yaparak hükümet kurmanız o bahsettiğiniz Erdoğan'ın planını boşa çıkarmış olmayacak mıdır?
22) Erdoğan ve Davutoğlu için “Seçim meydanlarında bizi hedef gösterdiler, seçim dönemi boyunca saldırılara uğradık” demişken bir mitingde Star gazetesini elinize alıp “paçavra” derken özgür basını hedef göstermiş olup Star'a bomba konulmasına sebep olmuş olabileceğinizi aklınızdan geçirdiniz mi?
23) Devletin sırf IŞİD'e operasyon yapmamasından yola çıkarak AK Parti'nin IŞİD'le ilgisi olduğunu iddia edip devlet IŞİD'i vurmaya başladıktan sonra “Erdoğan savaşa sürüklemek istiyor, savaş konsepti” demeniz bir çelişki olduğu gibi şu sıralar bu ikisi arasında bir karar vermeyi düşünüyor musunuz?
24) Meclis'i arada bir hatırlayıp olağanüstü toplanmaya çağırırken Öcalan'ın da ifade ettiği gibi PKK'yı silah bırakmaya çağırmamak Meclis'te olduğunuzu hatırlamaktan ziyade unutmak değil midir?
25) AK Parti'yi IŞİD'le ilgisi olduğunu deliller sunmadan ilgisizliğini ispat etmeye davet ettiğiniz gibi PKK ve sırt dayadığınız türevleriyle ilginiz olmadığını ispat edebilir misiniz?
İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz. Sınav süresi en az “Seni Başkan Yaptırmayacağız” dediğiniz kadar PKK'nın eylemlerini lanetlemeye ve PKK'ya silahları bırakmaya davet edene kadardır. Belki de milyonların kahramanı olmak için Don Kişot olmaya değer.
Başarılar…
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2018
24.09.2018
9.02.2018
19.08.2018
29.07.2018
15.07.2018
1.02.2018
14.06.2018
4.02.2018
9.02.2016