Erol KATIRCIOĞLU
Son günlerde olan bitenlerden, 1950’lerden bu yana bu ülkede aksak maksak olsa da var olduğunu düşündüğümüz demokrasinin ne menem bir demokrasi olduğunu daha iyi anlıyor gibiyiz. Batıda bireylerin hak ve özgürlük arayışları sonunda oluşmuş bir “demokrasi”nin, “cemaatlerden” oluşmuş bir doğu toplumuna uygulandığında nelere gebe olduğunu görmek oldukça öğretici. İktidar-cemaat tartışmasının geldiği noktanın aslında tüm toplumsal mekanizmalarımızı yeniden düşünmemizi gerektiren bir nokta olduğu çok açık. Bu nedenle de bu tartışmayı yalnızca iktidar içi bir güçler savaşı olarak görmek ve bununla yetinip galibin kim olacağını beklemek anlamlı bir tutum olamaz.
Son günlerin olayları iktisatçılar arasında da yoğun bir tartışmaya yol açtı. Kurların alıp başlarını gitmesinin ekonomide bir paradigma değişikliğine yol açmakta olduğunu söyleyenler var. Bugüne dek iç talep destekli bir büyüme patikasından, TL’nin değer kaybetmesi sonucunda artacak ihracata dayalı yeni bir büyüme patikasına geçeceğimiz konuşulmakta. AKP iktidarı boyunca uygulanan iktisat politikalarının kişi başına gelirimizi 10 bin dolarlara çıkardığı ama Türkiye’nin on yıl önce dünya kişi başına gelir sırlamasında 62’inci sırada yer alırken 2012 yılında ancak 60’ıncı sıraya yerleşebildiği, yani yalnızca iki basamak yükseldiği ileri sürülmekte. Bunun anlamı ise Türkiye’nin bu on yılda iyi koştuğu söylense de, bu, aynı zamanda diğer ülkelerin de aynı şekilde iyi koştuklarını ve dolayısıyla da daha ileri bir büyümenin bir vites değişikliğini gerektirdiği ve hatta bunun zorunlu olduğu yine bu tartışmacılar tarafından ifade edilmekte.
İktidar-cemaat tartışmasının iktisatçılar arasında ortaya çıkardığı bu tartışmanın eksik bir tartışma olduğu ortada. Çünkü bugün bu tartışma, Türkiye’de vitesin değişmesi gerektiği alanın yalnızca iktisat alanı değil, aynı zamanda siyaset alanında da benzer bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini göstermekte. Var olan demokrasimizin on yıldan fazladır iktidarda tuttuğu AKP’nin, bütün karşı-iddialarına rağmen yolsuzluklara nasıl bulaşabildiği, vesayet rejimi dediğimiz daha çok “Kemalist/laik/Batıcı” kimliğin iktidarını geriletmenin bu kez de İslami kimliği, kendi içinden başka bir yarılmaya evrilterek nasıl savrultuğunu hep birlikte gözlüyoruz. Dolayısıyla bu olayı yalnızca bir devlet krizi olarak görmek yerine toptan bir sistem krizi olarak görmek ve önlem önerilerini de öyle tartışmak gerekiyor.
AKP’nin on yıldan bu yana attığı bütün olumlu adımlara rağmen sorunların taraflarını muhatap almak yerine kendi bildiği yoldan gitmek istemesinin yarattığı “toplumdan kopukluk” sonunda kendisini kendi kimlik siyaseti içinde neredeyse bir boğulma noktasına getirmiştir. Milli iradenin her hangi bir siyasi parti tarafından temsil edildiği iddiası bu kadroların ancak toplumdaki tek tek kişilerin bireysel kararları sonucunda seçilmiş olmaları koşuluyla doğrudur. Yoksa liderin ya da etrafındaki birkaç kişinin, yüzde 50 barajıyla tayınlanmış bir alanda yaptıkları seçimlerin sonunda toplumsal cemaatlerin desteğini almış olması gerçek bir milli irade temsili değildir. Bu durum aslında “toplumdan kopukluk”tur ve nitekim yaşadığımız sorun da tam bunu göstermektedir.
Bugün iktidarın kullandığı gücün, iktidarın milli iradeyi temsil ediyor olmasıyla meşrulaştırıldığına tanık oluyoruz. Ama savcıları ya da bazı emniyet mensuplarını görevden alan “milli iradenin” temsilcisi olan AKP’nin temsil ettiği “milli irade” içinde “cemaat iradesinin” katkısının olmadığını söylemesi mümkün müdür? O zaman hangi seçimlerden, hangi demokrasiden ve hangi milli iradeden sözediyoruz?
Özetle iktidar-cemaat tartışması eğer toplum olarak bizi, nasıl bir toplum olmak istediğimizle ilgili bir tartışmaya evriltirse, yeni bir anayasa konusuna getirirse, toplumdaki bütün farklı kimliklerin kendi kimliklerini temsil edebilmede yeni bir zihniyet dünyasına ulaştırırsa, yani vitesi yükseltirse “hayırlı” bir tartışmadır diye düşünüyorum.
Aksi durumda ise “şer” olacağı aşikar...
Yazarlar
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025