Fehmi KORU
Televizyonların durumunu bilmiyorum, izlemedim çünkü, ancak dünkü gazeteler beni yine hayrete düşürdü: Beş hafta boyunca ‘arkası yarın’ heyecanıyla takip ettikleri, Diyarbakır’da kalleş bir cinayete kurban gitmiş sekiz yaşındaki kız çocuğu Narin, sayfalardan bütünüyle yok olmuş…
Manşetlerde zaten yok o haber, Hürriyet-Sabah hiç görmemiş, Milliyet’te iç sayfalarda unutulmuş…
Unutulması gerekmiştir de ondan…
Medyanın yüzü olsaydı ‘yüzsüzlük’ ile suçlayacaktım.
Baştan itibaren, konuya gösterilen yakın ilgiyi, her gün değişen senaryolarla kamuoyu önüne çıkmayı, yargının yayın yasağına rağmen yetkili mercilerin verdikleri bilgilerin fütursuzca paylaşılmasını olağandışı görmüş ve bilinmeyen bir hesapla ilintili bulmuştum.
İki günlük mesaiyle çözülebilecek bir cinayetin katilini beş hafta sonra bile bulamamak gerçekten olağandışı bir durum.
‘Merkez’ neye denir?
Ülkenin gerçek gündemine dönmek güzel.
‘Gerçek gündem’, hiç kuşkusuz, siyaset…
Önceki gün Karar’a gelip görüşlerini bizlerle paylaşan İstanbul’un CHP’den seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, partisinin yapılacak ilk seçimde de başarılı olacağını düşünüyor.
‘Merkez’ artık CHP tarafından temsil edilecek ve seçmen onu tercih edecekmiş…
‘Merkez parti’ daha çok bize özgü bir kavram.
Partileri hep ‘sağ’ ve ‘sol’ biçiminde tasnif ettik.
Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ‘merkez sağ’ olarak nitelendi, 1970 sonrasında Bülent Ecevit’in İsmet İnönü’nün onayıyla başlattığı ‘ortanın solu’ hareketiyle birlikte, CHP de ‘merkez sol’ sayılmaya başlandı.
Oysa, Prof. İdris Küçükömer, ‘Düzenin Yabancılaşması-Batılaşma’ kitabında, temsil ettikleri kitleler açısından, CHP’nin ‘sağcı’, Demokrat Parti’nin ‘solcu’ sayılması gerektiğini kayda geçirmişti.
Ülkemizde kayıtlı 100’ün üzerinde parti var ve tam 12 parti Meclis’te temsil ediliyor: (‘6’lı’ masadaki partiler: CHP + İYİP + Saadet + DEVA + Gelecek + DP) + Cumhur İttifakı partileri: (AK Parti + MHP + BBP + YRP ) + DEM + TİP).
Bunların hiçbiri ‘merkez’ sıfatını taşıyabilecek özellikte değil.
AK Parti, bir ara, ‘merkez olma’ konusunu ciddiyetle tartışmıştı; iktidara daha kolay taşıdığı fark edilince sonraları ‘ayrıştırıcı’ dil benimsendi.
CHP de zaten yıllardır o dili kullanıyor.
Pek çok alanda olduğu gibi, siyaset alanında da, Türkiye, başka ülkelere örnek olacak özellikleri üzerinde taşıyor.
Merkezi önemsizleştirip toplumu birbirine karşı iki cepheye bölecek bir ayrıştırmayı siyasi alana sokma, ilk olarak Türkiye’de AK Parti eliyle başladı.
İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşmuş ‘dünya düzeni’ bu alanda da şimdilerde aşılıyor. Demokrasi olma iddiasındaki ülkelerde bile ‘ayrıştırıcı dil’ geçerli…
Avrupa’nın değişik ülkelerinde, yakın zamana kadar, iki-üç parti arasında gidip gelen iktidarlar, yerlerini, daha önce ‘marjinal’ sayılan partilere bırakıyorlar.
Ekrem İmamoğlu, bizimle sohbetinden öyle anlıyorum, kendisinin ve partisinin ‘merkezde yer aldığı’ tespitini paylaşırken, siyaset arenasında konumlandıkları yerden değil, toplumun ortak değerlerine sahip çıkmaktan söz ediyor.
Yapılan bütün yoklamalarda, cumhuriyet, demokrasi, adalet, özgürlükler, laiklik ve dine saygı kavramları, genellikle de bu sırayla, geniş kabul görüyor. En az benimsenenin toplumda yüzde 70’in üzerinde destekçisi var.
Muhalefetin büyük bölümü -‘6’lı masa’da buluşanlar- her buluşmaları sonrasında yayımladıkları ortak metinlerle, bu ortak değerlere sahip çıktılar.
CHP ‘6’lı masa’yı hatırlamak istemiyor
Son genel seçimde alınan sonuç küçümseniyor ama, masada birliktelik, cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 48’i bulan bir oyu muhalefetin ortak adayı arkasına yönlendirebildi.
Yerel seçimde Cumhur İttifakı’nın sandıkta gerilemesi, AK Parti’nin ikinciliğe düşmesi de, yine eski birlikteliğin rüzgarıyladır.
CHP şu sıralarda siyaset arenasında yalnızları oynuyor… Genel başkanı iktidarla normalleşirken ‘6’lı masa’ partilerini boşluyor.
Merkez değerleri sahiplenen geniş kitleler, hiç değilse önemli bölümü, hangi partinin veya çıkardığı adayın kendisinin benimsediği ortak değerlere sahip çıktığına bakarak oyunu kullanır.
Lafı uzatmayayım: Partiler için, bugün, ‘merkezde yer almak’ değil merkez değerlere sahip çıkmak önemli.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’ye bunu ‘6’lı masa’ görüntüsü ile sağlamıştı.
Nerede şimdi diğer beş parti?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025