Fehmi KORU
Suriye’de halen devam eden iç-savaş sırasında yurtlarını terk ederek kendilerine daha güvenli bir hayat sağladığı için ülkemize sığınanlar olduğunu biliyoruz. Sayılarının milyonlarla ifade edildiği bir kitle bu. Savaşın sona erebileceği beklentisi arttıkça onların durumu ülke gündemine daha sık yansıyor.
Gidecekler mi, yoksa ülkemizde kalmaya devam edecekler mi?
Suriyeliler Taksim’de ÖSO bayrağı açtı..
Yeni yıla girerken İstanbul/Taksim’de kendilerine özel bayraklarıyla coşkulu gösteriler yapan bir grup Suriyeli bu tartışmayı yeniden ateşledi.
Birleşmiş Milletler’in (BM) mülteciler ile ilgili biriminin daha önceki benzer sınır hareketlerinden hareketle geliştirdiği hesaplamaya göre, savaş yüzünden başka ülkelere göçen insanların yeni ülkedeki ikameti uzadıkça geriye dönme ihtimalleri de azalıyor.
Mülteci nüfusun yaklaşık yarısı sığındıkları ülkede varlıklarını sürdürüyor BM’ye göre…
Geçenlerde, nereden estiyse, yaşadığımız yerin yakınlarında bir Suriye lokantası arayışına girdik. Suriyelilerin yoğun yaşadığı yerlerde -mesela İstanbul/Fatih’te- birden fazla ve çeşitli düzeyde lokantanın varlığı biliniyor. Bizim eve nispeten yakın olan -araçla yarım saatte gidilebiliyor- beklentimizin altında bir lokantaydı. Humuslu, pideli bir öğle yemeği için herhangi bir Türk lokantasında ödeyeceğimizin yarısı kadar bir ücret ödeyerek sofradan kalktık.
Lokantayı işleten genç ve garsonları Türkçeyi yarım yamalak konuşan Suriyelilerdi.
Belli ki, müşterileri, daha çok eski ülkeden o çevrede yaşayan insanlar…
Gittiğim Türk berberde bir Suriyeli genç çalışıyor. Biri uyarmasa Eymen‘in Suriyeli olduğunu çıkarmak zor; espirileriyle birlikte kapmış dilimizi…
Bu insanlarla konuştuğunuzda anlıyorsunuz: Geldikleri ülkeye hasretle dolu olsalar bile hayatlarını aramızda sürdüreceklerini belli ediyorlar… Kamplarda kalanlardan farklı olarak, çocukları çocuklarımızın devam ettikleri okullara gidiyor ve kendileri gibi olanlarla aynı çevrede yaşamaya dikkat etseler de buralarda kök salacaklarının bilinciyle davranıyorlar.
Deşince, biri bana, “Esad yerinde kaldıkça ülkeme nasıl dönerim?” sorusunu yöneltti.
Uluslararası arenada ‘Esad’lı çözüm’ seçeneği giderek güçleniyor ve bu da ülkemizdeki Suriyelileri daha fazla Türkiyeli kılıyor.
İngiliz yayın kuruluşu BBC‘nin dünyayı gezen muhabirinin geçenlerde yayınlanan iki bölümlük ‘Türkiye’ belgeselinde ülkemize sığınan Suriyeliler ile ilgili tablolar da var. Ucuza çalıştırıldıklarından, yaşadıkları kentlerde buldukları imkanların geride bıraktıkları imkanlardan daha geride olduğundan, evlerinin kalabalığından şikayet edenler bile, sonunda, Türkiye’de gördükleri misafirperverliğe teşekkür ediyorlar.
Yüz yüze görüşmelerden veya BBC belgeseli gibi yayınlardan elde edilen kanaat çok açık: Suriyeli mültecilerden önemli bir kesim artık ülkemizde kalmaya ve buradaki şartlara uyum sağlamaya kendilerini hazırlıyor.
İster beğenin ister beğenmeyin bir süre sonra ülkemizde önemli bir Arap nüfusumuz olacak…
Göçebe bir milletiz, hareketliyiz
Türkiye, Cumhuriyet sonrasında, kapsamlı nüfusu hareketleri görmüş bir ülke. Mübadeleler ve zorunlu göçlerle daha önce başka coğrafyalarda yaşarken Türkiye’ye gelmiş insanlar ve onların devamı olan milyonlar var.
Avrupa’ya işçi olarak gönderdiğimiz, ancak gittikleri ülkelerde kök salmış sayıları milyonlarla ifade edilen nesillerimiz olduğunu da unutmayalım.
Şu yakınlarda başka ülkelerde hayat kurmaya çalışan bir ‘beyin göçü’ dalgası yaşanıyorsa, bunun bir sebebi de, bizim insanımızın hareketlilik özelliği…
Orta Asya’dan kalkıp gelmiş ve yuva olarak Anadolu’yu seçmiş bir millet olduğumuzu da unutmayalım.
Unutmayalım ve Suriyelilerin önemli bir bölümünün bundan böyle burada yaşayacağı gerçeğiyle yüzleşelim.
Bununla yüzleşmeye yanaşmadığımız için göçlerin kıyımıza dayadığı fırsatların büyük bölümünü değerlendiremiyoruz. Suriye’yi gözümüzde küçümsediğimiz ve biraz da kaçıp gelen insanları hep sıradan olarak gördüğümüz için olacak, aralarındaki değerlerin farkına varamadık.
Mülteciler içerisindeki iyi eğitim almış insanlar, sanatçılar, öğretim üyeleri, öğretmenler, değişik meslek sahipleri aramıza geldiklerinde bizlerden göremedikleri ilgiyi kendilerine fazlasıyla gösteren başka ülkelere gittiler. En niteliklileri ABD’ye, Avrupa’ya yolunu düşürdü bu insanların…
Oysa BM’nin ilgili biriminin raporlaştırdığı ‘yarısı kalır’ gerçeğini göz önünde tutarak konuya yaklaşsaydık, nasıl olsa bir kısmı yerleşik hale dönüşecek mültecilerin en niteliklilerinden kendi sosyal ve iş hayatımızın içerisinde yararlanmayı becerebilirdik.
Bunu yapamadık, hala da yapamıyoruz.
Ucuz iş gücü olarak kullanılanlar bize yetiyor.
Devlet politikaları değişmeli
Konu ne zaman gündeme gelse, “Suriyeliler dışarı” veya “Onlar bizim kardeşimiz” türü tepkisel muhabbetlerle boşa çene yoruyoruz. Oysa yapılması gereken, sağlıklı değerlendirmeler eşliğinde mültecilere dönük devlet politikaları geliştirmek olmalıydı.
Olmalı.
Hiç değilse bundan sonra konuya daha serinkanlı eğilmenin yollarını aramalıyız.
Berber Eymen genç bir adam; kendisi gibi Suriyeli olan eşini burada bulup evlenmiş, iki çocuğu burada doğmuş. Tek derdi, Türkiye’de kendisine kurduğu hayatı görmeleri için geride bıraktığı anne-babasına turist vizesi alabilmek…
Suriyeliler sınırı geçip mülteci olarak ülkemize gelebiliyorlar, ancak vize alamadıkları için turist olarak gelmeleri imkansız gibi bir şey.
Tezatları olan bir ülkeyiz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025