Halil BERKTAY
Talât Ulusoy’un, bütün bir toplumla birlikte Hasan Tahsin’in de İttihatçılıktan soğumasına ilişkin araştırması, beni Taraf’ın ilk günlerine götürdü. 12 Mart’ta kalabalık bir grup olarak yargılanmış; sonradan TİİKP Dâvâsı : Savunma (1974) başlığıyla, kitap halinde yayınlanan bir siyasî savunma metnini topluca imzalamıştık. Bu gazetedeki 14. yazımda (29 Aralık 2007 : Doğu Perinçek ve haksız İsviçre mahkûmiyeti) oradan şu alıntıları yaptım : “İttihat ve Terakki iktidarı halk yığınlarının yükselen mücadelesini bastırdı” (s. 127). “İttihatçı kompradorlar...” (s. 129). “Komprador feodal diktatörlük [= İTC] ... Doğuda yüz binlerce Ermeniyi katletti, geri kalanlarını da yurtlarından sürdü. Arap ve Kürt milliyetlerine çeşitli baskılar uyguladı” (s. 129). Ve sordum ve gene de soruyorum : 1990’ların ortalarında aktedilen özel, gizli bir teslimiyet ve işbirliği anlaşması yoksa, buradan devletçi milliyetçiliğe nasıl sıçranır, nasıl Ergenekoncu olunur, 1915 faciasının “emperyalist yalan” olduğuna nasıl gidilir ?
Meğer biz, TİİKP Savunması’nda, Hasan Tahsin’in 1918-1919’da Hukuk-u Beşer’de yazdıklarına çok benzer değerlendirmelerde bulunmuşuz. Ama sonra, artık derin devlete hizmet arzetmek isteyen birileri bu “ideolojik kambur”dan da kurtulmak gerektiğine karar vermiş. Talât Ulusoy’u okurken bunları tekrar düşündüm.
Gene aynı “emperyalist yalan” yalanına karşı, 5-10-12 Ocak 2008’deki 16-17-18. yazılarımı da Ermeni sorununda Nâzım’ı tanık göstermeye hasretmişim. Nâzım’ın, 1908-45 arası Osmanlı-Türk toplumunun “kültürel mahremiyet”ine vukufunu vurgulamışım. Özel olarak Enver, Talât ve şürekâsından ne kadar nefret ettiğini hatırlatmışım : “Biz ki İstanbul şehriyiz, / Seferberliği görmüşüz: / Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin, / vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi / bir de İttihatçılar / bir de uzun konçlu Alman çizmesi / 914’ten 18’e kadar / yedi bitirdi bizi.” Bozkırdaki bir hapishaneden (1908-9’dan kalma) 33 yıllık bir gazete parçasını okumaya çalışan dört kişinin ağzından, Adana katliamını canlandırışına değinmişim : “Adana kıtali köylere... Tarsus sokakları cesetle doludur...” Oradan, Nâzım’ın Çolak İsmail diye hayli berbat birini anlatışına geçmişim : Yozgat taraflarına jandarma gitti. / Ve Ermeniler kesilirken / kana battı göbeğine kadar. / (...) / Seferberlik bitti, / döndü köye, / kemeri: küpe, bilezik ve gümüş mecidiye dolu.
Demek, demişim, Nâzım’a göre bu diyarların toplumsal belleğinde “Ermeniler kesilirken” diye tarif edilen bir dönem ve o katliamda kemerini doldurup köşeyi dönen silâhlı-külâhlı, “domuzuna yiğit” tipler var. Bugün de doğu ve güneydoğuyu gezerken bazı evlere gidersiniz; duvarda asılı palalar için “bunların üzerindeki kan Ermeni kanıdır” denir; sonra bazı kuyular gösterilir, “Ermeniler buraya atılmıştı” denir. Bunu özel olarak söyler ama asla ortalıkta dile getirmezler. Gene de herkes bilir bu gizli tarihi.
Ancak bütün bunlardan sonra, Nâzım’ın bu konudaki en çok bilinen pasajına gelmişim (o sırada, Fazıl Say’ın sansürlemesi yüzünden meşhur olan altı dize). Nâzım 13 yıl sonra hapisten çıkmış, yeni karısı Münevver’le ev kurup hayata tutunmaya çalışmaktadır. Bir “Akşam Gezintisi”ne çıkarlar (şiirin adı budur): mahalleye bakıp düşünür : Bakkal Karabet’in ışıkları yanmış. / Affetmedi bu Ermeni vatandaş / Kürt dağlarında babasının kesilmesini. / Fakat seviyor seni, [= Nâzım’ı] / çünkü sen de [Nâzım]affetmedin / bu karayı sürenleri Türk halkının alnına.
Sonuçta, budur işte Nâzım’ın yargısı; Türk halkının alnına kara bir leke sürülmüştür ve sürenleri affetmemek gerekir. Bir şey daha aktaracağım, dört yıl önce yazdıklarımdan, gene resmî belleğin toplumsal belleği aşağı itmesiyle ilgili. “Yıl 2004. Robert 64’lülerin 40. mezuniyet yıldönümü. 2000 Ekim’inden beri ‘bednâm’ım ya bu konuda. Bir grup etrafımı alıyor; yıllardır yurtdışında profesör olan bir sınıf arkadaşım (ismi saklı) başlatıyor sohbeti : ‘Halil, gerçekten oldu mu bu ?’ Açıklıyorum dilimin döndüğü kadar. Sonunda kafa sallıyor. ‘Evet,’ diyor, ‘benim çocukluğumda dedem de söylerdi zaten, bütün bir gün boyunca, üzerinde beyaz kasap önlüğü, kolları bağlı önüne getirilen Ermenileri nasıl yalağa dayayıp boğazlarını kestiğini.’ Bir makine mühendisi ekliyor : ‘Bizde de Ermenilerin bir gün bağlanıp kamyonlarla nehre götürüldüğünü ve sonra kamyonların boş geldiğini anlatırlardı’” (bkzWeimar Türkiyesi, s. 57-58).
Eh, diyeceğim, madem aile tarihiniz, ne soruyorsunuz bana, gerçekten oldu mu diye ? Ama biliyorum da cevabını. Perşembe günü anlatmaya çalıştığım gibi, işte o resmî belleğin çektiği kırmızı çizgiler, insanları bildiklerinden dahi şüpheye düşürebiliyor. Ya da, “onlar da bize yapmıştı” gerekçesi, olmuş olana olmadı demeyi kabul edilebilir hale getiriyor.
Bu yakınlarda Timothy Garton Ash gelip gitti; 5 Nisan’da Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nde yapılan bir düşünce ve ifade özgürlüğü panelinde birlikte yer aldık. Türkiye’de düşünce özgürlüğünün (veya özgür düşünmenin) sadece “dış yasak”ları değil, asıl “iç sansür”ü ve katmanlaşmış bir “ikilidüşün”ü aşma meselesini olduğunu, buzdolabından çıkardığım bu “Kolej hikâyesi”yle anlatmaya çalıştım. Birileri aaa, dedi, hiç bilmiyorduk, yaz bunu. Yazdım, dedim, 2008 başında (ama o zaman Taraf yeni 10-12 bine çıkmıştı). Sen boşver, bir daha ve bir daha yaz, gene yaz ve gene yaz dediler. İşte yazmış oluyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları








































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024