Mehmet TIRAŞ
Aslında ben Başbakan Erdoğan’ın şu diline doladığı iftirayı,polis şiddetinden kaçarak gezi direnişçilerinin dolma bahçe camisine sığınanlar için,”camide içki içtiler” yaftalaması üzerine yazacaktım ve yazının başlığını da şöyle atacaktım ”yalanını alkışlattırabilirsin ama doğrulatamazsın” diye.Mısır ‘da askeri darbe olunca gündem kaydı ve ertelediğim yazıya geri dönebilir miyim, bilemiyorum çünkü; bizde gündem hava muhalefetinden daha tutarsız.
Neyse biz gündeme gelelim.
En kötü sivil yönetim en iyi askeri yönetimden iyidir.
Her devrim içinde karşı devrimi barındırır,büyütür ve taşırmış..
Yalnız bu çağın devrimi sanayi toplumunun devrimlerine benzemiyor;bu çağın devriminin çıkış referansı bireysel özgürlükler,kimlikler ve özel hayat daha önem veriyor,sınır da tanımıyor bu çağın devrimcileri;aklım var dünya vatandaşıyım,diyor.
Adına Arap baharı denilen hareketin öncülüğünü yapan Mısır’ın meşhur Tahrir meydanı şimdi seçimle iş başına gelmiş cumhurbaşkanı Mursi’ye karşı, “ordu destekli” kitlesel eylemle yeni bir başlangıçla dünyanın gündemine oturdu.
Baştan şunu belirteyim amasız,fakatsız,lakinsiz her türlü askeri darbeye karşıyım ne amaçla yapılırsa yapılsın.Bunu şunun için söylüyorum askeri darbelere nasıl ortam hazırlandığı konuda ironi yapanlara bizde AKP’nin yandaş medyası ve gazeteci müsveddelerinden ,köşe kadılarından,tetikçilerden ve karalamalarından geçilmiyor Gezi direnişinden sonra;Gezi Direnişine destek veren herkes darbeci oldu onların gözünde.Onun için altını kalın çizgiyle çizelim de, gerçi değiştiremeyiz de, biz inandığımız yazalım da kimin ne düşündüğünü değiştirecek bir gücümüz yok, zaman her şeyin ilacı,Başbakanın cami de içki içtiler yalanı nasıl kendini vurduysa, darbeci yaftalamaları da suratlarında patlayacak bir gün.
Mısır’ın sosyolojik ve geleneksel siyaseti üzerine birkaç cümleyle belirtelim askeri darbenin bir günde ortay çıkmadığının anlaşılması açısından.
Mısır’da 2,5 milyon insan mezarlıklarda yaşayarak hayata tutunmaya çalışıyor,işsizlikte yüzde 13 ve gittikçe de artıyor.Yoksulluk diz boyu tam bir sefalet var bir avuç elit dışında.
Mısır ordusu ülke ekonomisinin yüzde 30’nu elinde bulunduruyor ve bütün kamu kurumlarının ekonomisi başta olmak üzere yönetimini de Ordu belirliyor.Ve Mısır ordusunun her yaptığını demokrasilerde olmayan bir şeyi daha öğreniyoruz o da;mahkemeler ordunun her yaptığına, aldığı kararlarla meşruiyet kazandırıyor,ordunun kabul etmediği her hareketi ve düşünceyi,eylemi suç sayıyor.
Daha kötüsü Mısır da bir hakim mısırda 500 ailenin gelir düzeyinde bir ekonomik güce sahip olduğu iddia ediliyor,bu iddiada çürütülmediğine göre,darbelerin gelenek haline geldiği toplumlarda;denetimin ve saydamlığın olmadığı ülkelerde,siyasiler değil de silahlı ve sivil bürokrasinin siyasete yön vermesi değişmiyor.
Mısır’da hala ilkel insanlık suçu sayılan bir uygulama devam ediyor, hem de bu darbeyi yapan general de yapıyor, o da;”kadınların sünnet ettirilmesi,bekaret testi uygulaması” ve turizme karşı olan kişileri vali tayin etmesi ne kadar düşündürücü bir şey değil mi?
Bu manzaralar Mısır’ın demokratik yeryüzünden ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.
Bir ülkede darbe olması için başta o ülke de ekonomi çok kötü olacak,kötü olması yetmez gelir dağılımı da bozuk olacak;birde buna siyasi istikrarsızlık eklenince,artık ülkede bir kaos ortamı doğmuş ve toplum kurtarıcı aramaya başlar ,sokağın güvenliğini geçici olarak darbeciler sözde özgürlük isteyen darbeye hizmet eden güçlere verirler,akşam karanlığıyla insanlar evine çekilir, toplumda can ve mal güvenliği ortadan kalkar,ilk akşamdan sokaklar boşalır,sokaklarda in cin top oynar, medya da haberlerini silahlı ve sivil bürokratların açıklamaları üzerine manşet yapar,bu artık askeri darbenin ortamı hazır ve servise geçilecek demektir..Bundan sonra hangi tarihte darbenin yapılmasının toplantıları gündeme gelir,bizde, demedi mi 12 Eylül darbesinin içinde yer alan orgeneral Bedrettin Demirel,neden 12 Eylül denince, “ortamın olgunlaşmasını bekledik” diye.
Seçimle gelenlerin bunlara dikkat etmesi gerekir ama demokrasi geleneği olmayan ve demokrasiyi sadece sandık gören ve olayları ve sorunları çoğunluk üzerinden okuyup,çoğulculuğu yok sayan, bireyin özgürlüğünü ve azınlık haklarını tanımayan,din ve mezhep üzerinden soysala hayatı zapturapt altına almaya kalkışanlar bir yerde darbecilere de fırsat tanımış oluyorlar,Mısır da olduğu gibi.
Mısır da böyle olmadı mı; Mursi siyasi rakiplerinin görüşlerini önemsemedi ve ben çoğunluğun oyunu aldım, istediğimi yaparım,muhalefeti de devlet gücüyle etkisiz hale getirmeye kalkarsanız,bunun sonu kaçınılmaz darbelere çağrı yaptırır.
Muhalefetle diyalogu kesen ve konsensüs yollarını aramayanın,mutabakat arayışına girmeyen;çoğulculuğu yok sayıp, çoğunluk benim arkamda dediğinizde,devlet aklını evrensel hukukla bağlamadığınızda, kendi bacağınıza kurşun sıkmış olursunuz.
Erken seçim için bir karar almış olsaydı Mursi, darbenin önünü kesebilir miydi;kesebilirdi bu demokrasilerde sık başvurulan demokratik bir yöntem çünkü!.
Demokrasilerde bireysel hakları ve azınlıkları yok saydığınızda; isterseniz toplumun yüzde yetmişinin veya seksenin oyunu alın,demokratik yeryüzü size meşruiyet kazandırmaz,bunu bilmelisiniz çünkü;kürselleşme bireyi ve kimlikleri özgürleştiren bir çağ olduğunu hatırdan çıkartmıyor,çıkartana da bedelini ağır ödettiriyor.
Mısır’da olan darbe mi, devrim mi,diye de tartışılıyor açıkçası bu darbe ama Arap baharıyla başlamış devriminde bir devamı olduğunu da gözden uzak tutmalıyız.. Bu çağda askeri darbelerin uzun süre iktidarda kalmalarının dönemi kapanmıştır.
Neyin neden olduğunu görmek için detaylı bakmazsak çok büyük yanılgılara neden oluruz;askeri darbelerin nasıl geldiğini sonuçlarıyla değil de nedenleriyle irdeleyelim.Meraklısına not olarak söyleyeyim ukalalık gibi olmasın benim ”derin devletin kara kutusu” adlı üçüncü kitabıma bakmalarını öneririm.
Tahrir meydanın da 30 milyon insanın dönüşümlü olarak toplandığı, 23 milyon insanın Mursi’in istifa etmesi için imza vermesi yabana atılacak bir şey olmadığı gibi,milyonları da darbeci,diye suçlayamayız.
Başbakan Erdoğan hatırlanırsa bir Mısır ziyaretinde basın açıklamasında ben devletin laik olmasını savunuyorum,bunu Mısırlı yetkililerle de paylaştım demişti;bu açıklaması içte ve dışta değişik olumlu veya olumsuz tepkiler almıştı.Bizce de doğru bir çıkıştı ama bunun adı Erdoğan, belli olmaz onun son söylediğine bakacaksınız.
Bu çağın devrimleri sanayi toplumun devrimlerine benzemiyor,değişimi kavrayanlar çağa ayak uyduranlar yönetimde kalıyor,kavramayanlara ise yol veriyorlar, yol vermeyenlerin faturası da ağır oluyor.Turuncu devrimleri,Kafkaslarda ve balkanlarda ki ayaklanmaları hatırlayalım.
Mısır’da askeri darbe kalıcı olamaz,demokratik bir anayasa ve çoğunluğun iktidarının yanında çoğulcu bir demokrasiyle seküler bir hayat tarzını benimsemeyen yönetimlerin,siyasi ömürlerinin kısa olacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok.
Orta Doğu ülkelerinde mevsim hiç değişmeyecek ve hep sıcak geçecek gibi gözüküyor.
Bu sıcağa kar dayanmaz ama eriyen kar suları kimleri nerelere sürükler orası da belirsiz.
Mısır’da olan halk ayaklanmalarından, askeri darbelerden ve Mursi yönetiminden,Türkiye’nin çıkartacağı çok ders var toplum olarak,başta da Başbakanın.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025