Mehmet TIRAŞ
Başbakan üçüncü dönem seçimi kazanıp kendini usta olarak ilan ettikten sonra ilk ustalık girişimini;medyaya ayar çekmekten geçtiğini anlamış olacak ki;ciddi anlamda kendine biat eden bir medya yaratırken; birde kendi politikasını destekleyen bir tetikçi yazar kadrosu ve televizyon kanalları oluşturdu..
Sözünü geçiremediği veya kendine biat etmeyen yazarları kovdurup işsiz bırakırken,kervanına katılan beslemelere de hakkını teslim edelim çok bonkör davranarak hepsine medya da bir iş bularak “katıl bize sür karayı al parayı” misali, askeri darbelerde bile görülmemiş bir medya yarattı.
Çok merak etmişimdir acaba Mısır da ki askeri darbe olmasaydı bu yandaş medya ve AKP’nin yurttan sesler korosu ne yazacaktı?
Bir başka üzerinde günlerce durduğum şey ise; “Gezi olayları Mısır da ki askeri darbeden sonra patlak verseydi;tam yandaşların gökte ararken yerde buldukları bir hazine olacaktı ve yaftala yavrum yaftala..”
Bak faiz lobileri,Yahudi diasporosu Mısırda askerİ darbeyi yaptı, şimdi askeri darbe yapma sırası Türkiye’ ye geldi,diye ne maniler söyleyeceklerdi ama olaylar tam tersine gelişti.Gerçi hala içlerinde Başbakanın siyasi baş danışmanının yazılarının cümlelerinin yerini değiştirerek, yazanlar bu yolda görev adamlıklarını sürdürüyorlar.
Başbakan Türkmenistan’a giderken söylediği “demokrasi yeniden sorgulamalı” sözü birkaç günlük malzeme çıktı onlara;Mısırdaki katliam üzerinden faturayı demokrasiye keserler çünkü Erdoğan,hedef tahtasına demokrasiyi oturttu ya..
Mısırdaki askeri darbeyi ve katliamları Başbakandan ve onun yandaş medyasından tetikçi yazarlarından tepki göstermelerini dinlerken;tanımasa insan der ki; bu insanlar ne kadar demokrat ve hümanist duyguları var,diye peşlerinden gider ve her sözlerini duvar yazısı yapar.
Ya Gezi olayları üzerinde yaptıkları polis şiddeti Gezi olaylarında ölen 5 gencin,12 kişini sakat kalması,8 bin kişinin işkence görmesini kim yaptırdı,diye bir soran yok?
Roboski de 34 Kürt vatandaş askeri savaş uçaklarıyla 20 ay önce katledilmedi mi?
Edildi.
Bunların failleri niye açıklamıyorsunuz veya bunları yazmıyorsunuz, Mısır da ölenlere gösterdiğiniz öfkeyi Uludere vahşetinden niye esirgiyorsunuz?
Gezi olaylarından sonra AKP’e sürek avına başladı ve geziye katılıp ta polis veya medya kamerasına takılanlar hakkında, operasyonlar hız kesmeden sürüyor..Hatta bazı sanatçılar Mehmet Ali Alabora başkentin belediye başkanı tarafından tehdit edilerek, Silivri’ye gönderilmeli diyerek sosyal hesabından kampanya başlatıp linç kültürüne dönüştürdü,şimdi Mehmet Ali Alabora korumayla dolaşıyor.
Gezi olaylarına destek veren sinema ve tiyatro sanatçılarını birden bire “esrar keş” ilan etmeleri ve operasyon düzenleyerek göz altına almaları, sıradan bir operasyon olmasa gerek!.
Başbakan da demedi mi Geziye destek verenlerin ümüğünü sıkacağız,diye.
Yine kamu sektöründe çalışan ve gezi olaylarına katılan 300 kişinin işine son verildiği haberleri çıkıyor gazetelerde.Tekzipte edilmiyor bu haberler.
Gezi olaylarıyla Mısır da askeri darbe katliamını çok nefis bir yazıyla yorumlayan Taraf gazetesi yazarlarından Erol Koç şöyle anlatıyordu 17 ağustos 2013 tarihinde Strateji köşesinde:”Benim taksimdeki vahşetim daha kabul edilir bir vahşettir;Mısırda ki ise,kabul edilemez bir vahşettir” diye. Okumayanların bu yazıyı okumalarını hararetle öneririm.
Bir başka sıkıntı bizim medyamızda eğer siz Mısırdaki askeri darbeyi ve katliamı Erdoğan veya onun dalkavukları gibi yazıp,söylemiyorsanız yandınız siz darbecisiniz.Bunlar yeni bir şey değil;Başbakanın Suriye politikasını eleştirdiğimizde de, siz Esad’ın katliamına destek çıkıyor diyerek kendisi gibi düşünmeyenleri, vatan haini ilan etmiş,meydanlarda anlatmış,televizyon kanallarında da teşhir etmişti Erdoğan..
Ülkenin orta doğu politikasında geldiği yere bir göz atalım; Suriye de mezhepçilik yaptığı neredeyse ayyuka çıkmış ve bir algı meydana gelmiş durumda..
AKP’nin ilk dışişleri bakanı emekli diplomat Yaşar Yakış,Türkiye’nin orta doğu politikası bir mezhepçi olarak algılanıyor ve çokta yaygın bir kanı,diye açıklamaları yandaş medyanın dışında diğer gazetelerde geniş haber oluyordu.
Benim bir önerim olacak bunun tartışılması ve sonuçlandırılmasını istiyorum,medya özgürlüğü ve ülkenin demokratikleşmesine, saydamlığına çok büyük katkısı olacağını düşünüyorum.
AKP’nin Eylül ayında açıklayacağı demokratikleşme paketinde bildiğim kadarıyla yer almadığı için önewriyortum:
“Tüm gazetelerde ve televizyon kanallarında çalışan medya mensuplarının maaşlarının açıklanması,buna ek olarak yine tüm ticaret ve sanayi oda yöneticilerinin,işçi ve memur sendikalarında görev yapan sendikacıların,bir sefer daha yazdım ama yine dile getireyim; yargıçların ve generallerin maaşları kamuoyuna açıklanmalı!.”
Bu kesimlerde çalışanların ve görev yapanların maaşları açıklansın, inanın ülkede dudak uçuklatan rakamlarla karşılaşacaksınız ve inanmayacaksınız?Erdoğan için ölmek isteyenler ve onun için bedel ödemeyi göze almak isteyernmlerin neden böyle can siper oldukları ortaya dökülecek.
Benim bu konuda 25 yıl çalışıp emekli olmuş bir işçi emeklisi olarak sendikaya ödediğim aidatlar ve sendikacının aldığı paraları ortaya koymuştum bundan 16 yıl önce; sendikacılar beni neredeyse linç edeceklerdi eğer eli kalem tutan biri olmasam ve ulusal medyada dostum Mehmet Altan bana destek çıkmasaydı.
Siz merak etmiyor musunuz,devletin el koydu gazetesinde ve televizyon kanallarında çalışan,program yapan,patronunun işini takip edip iktidara güzellemeler çeken kişilerin aldıkları paraları?
Bu yazar ve televizyoncu geçinen gazeteci besleme tayfasının, bir gün olsun 11 yıldır iktidar da olan AKP’ye ciddi bir eleştirisini duydunuz mu; veya okudunuz mu?
Hiç görülmüş mü medya tarihinde bir ülkede ulusal yayın yapan; bir gün 8, bir başka gün 5 gazete aynı manşetle çıkıyor?Buna tesadüf pişti oldu diyebilinir mi?
Şimdi gazete manşetleri, gazetelerin yazı işleri toplantısından değil,Ankara dan belirleniyor!..
28 şubatta da Genelkurmaydan belirlenirdi.
Artık Başbakan Erbakan’ın fabrika ayarlarına döndü ve 28 şubatın rövanşını almaya çalışıyor!.
Bunu destekleyen gazetecilere bize biat et; düşünsel derinliğin,meslek ilkelerine bağlılığın çok önemli değil,yeter ki karalama ve yaftalama yeteneğin olsun“katıl bize sür karayı al parayı” diyorlar.
Öyle değil mi?
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025