Mehmet TIRAŞ
Ülkenin gündemi 30 Mart seçimlerinden sonra Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine ve son günlerde Anayasa Mahkemesinin(AYM) verdiği özgürlükler açısından verdiği kararlar üzerine yoğunlaştı.
AYM kararları bir nebze olsun yüreklere su serpti.
Başbakan ve onun havuz medyasından nemalananlar öyle bir yargı ve hukuk tarifi yapıyorlar ki,körün fili tarif etmesi gibi.
Bireyin özgürlüğü,azınlık hakları ve çoğulculuk kavramı,denetlenebilirliği nereye oturtacaklar bu anlayışla anlamak mümkün değil.
Başbakanın AYM’nin twetter yasağını kaldırılması üzerine verdiği kararlarını gayri milli bulması ve saygı duymuyorum diyerek,yargısız bir demokrasiyi savunması da anlaşılır gibi değil ama açıklaması da sürpriz değil.
Erdoğan 17 Aralık’ta başlayıp 25 Aralık’ta içinde oğlunun da bulunduğu yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu durdurmak için yargıya yaptığı darbe ile;HSYK’da yapmış olduğu antidemokratik düzenlemeyle yargıyı Adalet bakanlığına bağlamasından sonra,son günlerde AYM’nin vermiş olduğu kararları içine sindiremediğini açık beyan etmese de sıranın AYM’ne geldiğinin sinyallerini vermeye başladı.Erdoğan’a göre AYM’de paralele yapıya hizmet ediyor.
Başbakan,onun dalkavuk medyası ve kurmayları AYM’sine paralele yapının son kalesi demeye başladılar.
Sık sık hatırlatma yapıyoruz tekrar anımsamak gerekirse Erdoğan’ın beğenmediği yargı kararlarına karşı çıkması ve kuvvetler ayrılığını tanımaması yeni bir şey de değil.
Gezi olaylarına neden olan Taksime topçu kışlasının ve alış veriş merkezinin yapılmasına yargı durdurma kararı verdiğinde de bu karara tepki göstermiş ve manidar bulmuştu Başbakan.
Yine Ankara’da inşaatı devam eden Başbakanlık binasının durdurulması konusunda da mahkeme kararı çıkınca Erdoğan,”güçleri yetiyorsa gelsin yıksınlar” diyerek yargıya meydan okumuştu.
Başbakan sandıktan seçmenin yüzde 45’i beni tercih ettiğine göre ben yargının kararlarına değil,yargı benim kararlarıma uymalı gibi demokrasilerde kabul edilmeyecek bir yola girdi,hem de en yüksek perdeden seslenerek.
Açıkça Erdoğan ben sandıktan çıkan sonuçtan sonra iki yeri tanırım diyor birisi yürütme diğeri de yasama demek istiyor.Yürütme kendisi olduğuna göre yasamada da çoğunluğa sahip yasamadan çıkan her kanunu anayasaya uyması o kadar da çok önemli değil bir anlayış yolunda, hukuk tanımaz bir hızla yoluna devam etmek istiyor. Ama hukuksuz demokrasi olmaz ve mutlaka duvara toslar.
Başbakan 2011 yılında yapılan genel seçimlerden sonra sandıktan birinci çıktıysam benim dediğim olacak, denetlenebilir bir kavramı ve çoğulculuğu tanımıyorum söylemini,seçmen kitlesine kabul ettirmiş gibi gözüküyor ama karsında muhalif olan yüzde 55’i, ne yapacak?
30 Mart seçim sonuçlarından sonra Havuz medyasından beslenen devlet kadrosundan oluşan tetikçi yazar geçinenler bir de şunu demiyorlar mı;Başbakan çok ciddi bir demokratikleşme yapacak demeleri yok mu?
Yargı bağımsızlığını içselleştirmeyen,yargı kararlarını uygulatmayan ve yargıyı kendine bağlayan bir insan, nasıl demokratikleşme yapacak toplumla bu kadar da alay edilir mi?
30 Mart seçimlerinden AKP birinci parti çıkıyor başta ABD olmak üzere AB’liği ülkelerinden bir tane ülke Erdoğan’ı kutlamıyor seçim başarısından dolayı!.
Kutlamadıkları gibi Başbakanın demokrat olmadığını demokrasiyi bir araç olarak kullanıp otoriter bir rejime götürmek istediğini sıralıyorlar..
Yolsuzlukların üzerini örtmek için yargıya yaptığı darbeyi ve yüzlerce hakim ve savcının yerlerini değiştirilmesini,medya özgürlüğünü yok saydığını,muhaliflerini rejim karşıtı görmesini,ifade özgürlüne getirdiği yasakları nereye koyacaklar, bu yandaş medya mensupları?
“Başbakanın nefret ettiği iki kavram var biri çoğulculuk diğeri de denetlenebilirlik”
Harcamalarını Sayıştay’a denetlettirmiyor,farklı sesleri bölücü,vatan hainliğinden tutunda,ortada bir yargı kararı olmamasına rağmen kendine muhalif olan toplumun her kesimine iftiralar atıyor.
Başbakanın kamuoyundan gizlediği ve seçmenine inanmayın bunlar dış ve iç güçlerin komplosu dediği; Suriye’de 625 kişini kimyasal silahlarla öldürülmesinden dünya demokrat kamuoyu Erdoğan’ın desteklediği muhaliflerin yaptığı ise hiç iç politikada hamasetle örtbas edilecek bir olay gibi görünmüyor.Dış basında ve demokratik dünya kamuoyunda bu haber ilk sırasında yerini korurken, Başbakan ve onun yandaş medyası sanki sıradan bir habermiş gibi gündemlerine almıyorlar.
İçeride Erdoğan tek adamlığa doğru yürüyen siyasetiyle içeride hukuksuz bir devleti yönetmeye çalışsa da sonu hiç hoş olmayan nahoş olaylara sebep vereceği kaçınılmaz,bir de izlediği dış politikada son geldiği nokta ise, tam bir açmaz içerisinde.
Yargı kararlarını sandıktan çıkan sonuçla değerlendiren ve karşı çıkan bir siyasetçi, demokratik yeryüzünün kabul edeceği bir şey değil.
Demokrasinin evrensel kurallarını kimse kendine göre eğip bükerek uygulayamaz, uygulamaya kalkan da bizim Başbakanın düştüğü duruma düşer.
Geldiğimiz nokta da; Erdoğan yargı kararlarını benim kabul edeceğim bir anlayışta vermeli,yargı sandığın üstünde olamaz demek istiyor.
Yargı kararlarını sandığa mı götüreceğiz?
Yolsuzlukları ve rüşveti aklayacak,yargının dışında başka bir çözüm yolu var mı?
Sandık aklamaz yetki verir asla yargının yerini alamaz.
Unutulmamalı herkes bir gün hukukun kapsına muhtaç olacak.
En çok ta siyaseti şaibeli olanların sığınacağı bir limandır hukuk.
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025