Beklemiyoruz ama dileriz Cumhurbaşkanı Erdoğan bizi yanıltır.

10 gün içerisinde ülke olarak teröre  biri büyük elçi olmak üzere tam  60 kişiyi kurban verdik ..

İstifa müessesi gibi  çok önemli demokratik bir gelenek, 20 Aralık 2016 Tarihinde Ankara’da öldürülen Rus Büyük Elçisi Andrey  Karlov’un öldürülmesi başlangıç olur mu?..

Yetkililerden istifa eden olur mu olmaz mı bunu zaman gösterecek..

İşin tuhaf yanı siyasi sorumluluğu olanlar bir de çıkıp isithbarat zaafiyeti yok demiyorlar  mı, insanın beynine kan sıçrıyor..

İstihbarat zaffiyeti yok da bu insanlar nasıl katlediliyor?

Bir dokdor hikayesi var   hasta yakını sormuş dokdora operasyon nasıl geçti diye ,dokdor çok iyi geçti ama hastanız malesef öldü der.

Bizim iktidarın teröre bakışı da aynen böyle.

Yalnız Rus Büyük elçisinin öldürülmesi ülke adına vahim bir olay!..

Ulusulararası anlaşmalar gereği bütün yabancı elçiler ve temsilciler  o devletin koruması altındadır, işin daha vahimi ise  Rus büyük elçisini katleden kişinin devletin polisi olması..

Bu ihmalin mazereti olamaz ve özür dilemekle de kabul edilemez bir zafiyettir.

Onun için istifa eden çıkacak mı veya böyle bir gelenk başlar mı diyoruz.

Çok büyük bir istihbarat ve güvenlik  zafiyeti var.

Rusya bunun peşini bırakmaz Rus lideri Putin’in Sovyetler Birliğinin eski bir KGB başkanı olduğu da unutulmamalı.

Zaman herşeyi gösterir ama Rusya tüm zamanların en büyük fırsatını Türkiye aleyhine kullanmayı da çok iyi değerlendirecektir  buna da hazırlıklı olalım.Uçağın düşürülmesi ve pilotun öldürülmesinin ardından büyük elçilerinin suikastı Rusları  çıldırtmıştır.

Dah üç gün önce Rus büyük elçiliğinin önünde protesto eylemi yapan islami gruplar, şimdi neredeler niye sokağa çıkıp bu suikastı kınamıyorlar?

Çünkü, islami kesimin anlayışında ölen müslüman ise duyarlar..İnsan kanı akıyor demiyorlar.. Ortadoğuda müslüman kanı akıyor demeleri samimiyetsizliklerini ortaya koyuyor.

İstifa neden olmuyor bizde?

Bizim siyasi geleneğimizde istifa müessesi diye bir gelenek yokltur.

Olması için ülkeyi yönetenlerin  özeleştiri verme, yanlışdan dönme,özür dileme ve yargıya hesap  verme    diye bir siyasi demokratik   kültürü yok ki ..

Peşinden sivil iteatsızlık  ortaya çıksın,kitleler sokağa dökülüp, bir baskı grubu oluştursun ve siyasi sorumluluğu olanlar da istifa etsin..

Var mı böyle bir tepki? Yok.

Başaramadım diye görevini bırakan istifa eden ve başarısız diye görevden alınan bir siyasetçiyi veya bürokratı hatırlıyormusunuz?

Ben şahsen hatırlamaıyorum.

Sivil toplum örgütleri dediğimiz sendikalar  ise temsil ettikleri işçiler ölüyor,15 yıllık  AKP’e iktidarında iş kazasında 17 bin işçi ölmüş ama Türk-iş ve Hak-iş’li sendikacılar  Erdoğan’ı ayakta alkışlıyorlar.

Erdoğan, OHAL ile diyor bakın grev,gösteri,yürüyüş, miting ve direniş gibi ıvır- zıvır kaldı mı ortada, diye övünüyor sendikacılardan ses yok..

Görevden alınan bakanlar oluyor  Erdoğan  bu bir nöbet değişimi diyerek geçiştiriyor.

Eğer bizde başarısızlık ve önlem almamak çok önemsenseydi..

15 Temmuz darbe kalkışmasını haberdar etmeyen MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Darbeyi önleyemeyen, ordusuna komuta edemeyen Genelkurmaya başkanı orgeneral Hulisi Akar hala görevlerinin başında olmazlardı.

Paris’te IŞİD terör eylemi sonucunda iki bakan ve istihbarattan  sorumlu olanlar  istifa etti, etmeyenler ise görevden alındı..

Burada ise şehitlik ve gazilikle öleni ve yaralı kalanı teselli etme, vatan-millet hamaseti yapılıyor görkemli cenaze törenleri düzenleniyor, istifa etmesi gerekenler şehitlik herkese nasip olmaz,bizde şehit olacağız deyip, yoksul halk kesimlerinin çocuklarının aileleirne  bir kaç lira ile susturuyorlar.

Bu toprakların kültüründe devleti yönetenlerden hesap soran, sivil iteatsızlığa dayanan bir demokratik kültür doğmadı ki, hesap veren   istifa müessesi işlesin!.

Talep edilmeyen bir hakkı devleti yönetenler vermez,tepki olmazsa da  istifa  etmez.

Yazıyı hayati bir soru ile sonlandıralım..

“Eyy yüce Necip Türk halkı, niye sormuyorsun 15 Temmuz darbesinin siyasi ayağı neden ortaya  çıkartılmıyor, diye?..”

Not: “Biz hatırlatmaya devam edelim 20 Temmuz OHAL ilanından bu tarafa KHK’lerle 16 Aralık 2016 tarihi itibarı ile; 146 gazeteci tutuklanmış,40 bin kişi gözaltına alınırken 32 bini  tutuklanmış,93 bin kamu görevlisi açığa alınmış,59 bin 841 kişi kamu görevinden ihraç edilmiş..984 özel okul,15 üniversite, 1225 dernek ,104 vakıf, 35 hastane kapatılmış, 45 gazete,115 dergi,18 televizyon kanalı,23 radyo,3 haber ajansı kapatılırken,2 bin 500 gazeteci işsiz kalmış,700 gazetecinin basın kartı iptal edilirken..HDP’nin 12 milletvekili tutuklanmış, Kürt il ve ilçelerinde 45 belediye başkanı görevden alınıp cezaevlerine atılarak yetki gaspı yapılmış, Belediye başkanlarını görevden almalar hukuksuz bir şekilde devam etmektedir.Çin’i de geri bırakarak dünyada cezaevlerinde en fazla gazeteci tutuklusu olan bir ülke durumundayız ve böyle de  bir birinciliğimiz var!..”