Melih ALTINOK
Muhalefet, Hükümetin üzerinde çalıştığı yeni güvenlik düzenlemesini “polis devleti” uyarısıyla eleştiriyor.
Hükümet cephesinden de bu eleştirilerin dikkate alındığına dair mesajlar geliyor. Ne var ki mevzuun hükümetin iyi niyetinin ve son on yıldaki performansının dışında bir boyutu var. Zira bu düzenleme hükümetin normal şartlarda ürettiği iradi politikadan çok bir “zorlamanın” eseri. Evet, ne yazık ki devleti “elini korkak alıştırmaması” için “azmettirenler” var.
Peki, 2004 yılından beri AB normlarına uyumlu reformlarla polisin yetkilerini daraltıp haklar ve özgürlükler alanını genişleten hükümeti şimdi kısmi daraltmaya zorlayan “demokrat” maskeliler kimler?
Zanlıyı başka yerde aramayın. Bryan Singer’in harika filmi "Olağan Şüpheliler"deki (The Usual Suspects/1995) gibi, bizi bu düzenlemeden en çok kendisinin mağdur olacağına inandırmaya çalışan usta aktörlere bakın.
Çiçek çocuğu kostümlü Cemaatçiler
İlk fail, 2004’ten beri devam eden bu demokratikleşme sürecini “teröre taviz” diye sundukları halde şimdi hükümeti 2004 öncesine dönmeyi hedeflemekle suçlayan Cemaat.
Bu çelişkilerinin nedeni, dertlerinin halkın özgürlükleri değil, güçlerini yitirdikleri güvenlik bürokrasisinin bekası olması. Önce kurtla bir olup sürüye dalıyorlar, sonra çobanla oturup ağlıyorlar.
Hükümet Çözüm Süreci’ni güvenlik güçlerinin yetkilerini daraltıp kamunun haklarını genişleterek yürütürken KCK operasyonlarıyla cadı avına başlıyorlar. Suç işleyenleri bırakıp seçilmiş Kürt siyasilerin eline göstere göstere plastik kelepçe takıyorlar. Kürtçe kursuna giden çocukları tutukluyorlar. Gezi’de ve 38 kişinin hayatını kaybettiği olaylarda polisleri sokağı kaşıyor.
Sonra bunlar hiç olmamış gibi, hükümet sokakta artan olayları azaltmak için AB normlarıyla uyumlu bir düzenleme hazırlayınca, demokrat kamuoyuna “polis devleti geliyor” diye feveran etmeye başlıyorlar.
O kadar ikiyüzlüler ki bir yandan da milliyetçilere sesleniyorlar. Onlara da sokakta artan terörü gösterip “AKP dediğimizi yapmadı, güvenlikten taviz verdi, sokağı PKK’ya teslim etti” diyorlar.
Ama şimdilerde çiçek çocuğu kılığına giren o polis yazarlarına ve emniyet istihbarattan beslenen gazetecilerine ne yazdırırsa yazdırsınlar, bu halk maskelerinin altında sırıtan gestapoyu görüyor.
Zira halk bir polis devletinin nasıl olacağını, bunların yürüttüğü Askerî casusluk, KCK, 17-25 Aralık vs. operasyonlarından layıkıyla öğrendi.
Birkaç kötü adam ve kadın
İkinci fail ise seküler takılıp karnını ya Cemaat’in masasında ya da “dünya sofralarında” doyuranlar. Geçen hafta bölgede estirilen terörü teşvik edip, yaşanan suçları önemsizleştirmeye hatta aklamaya çalışanlar…
Biri profesör. Onu, ağzını açınca “AB’deki bebek ölümleri istatistikleriyle Türkiye’dekini karşılaştırmasından" hatırlıyoruz. Ama kafasına hastane bonesi takmış gibi “cana hassas” laflar eden bu beyefendi, gariptir ki canlardan can beğeniyor. “Bağzı canlar” alınınca Avrupa ortalamasını da, insanlığın ortak birikimi vicdanı da unutuyor. Örneğin, ona göre, geçen hafta içinde doğum yapmak üzere bir kadının bulunduğu ambulansı molotoflayanlar değil, üç çocuk yapın tavsiyesinde bulunan Cumhurbaşkanı terörist!
Diğer prototip fail ise, “Vurun Kahpeye” diye bağıran bir hümanist gazeteci. Özünün Uma Thurman’a benzetilmesinden çok mutlu olan bu Kill Bill müridi için de yine önemli olan “bağzı canlar.”
Örneğin Gezi eylemlerinde trafik kazası geçirip öldüğü kesinleşen bir eylemci için ağzına maskesini takıp sokağa fırlıyor. Ne var ki, geçen hafta Diyarbakır’da PKK-HDP sempatizanlarınca önce balkondan atılan, sonra boğazı kesilip üzerinden arabayla geçilen yoksul Kürt genci için “az bile oldu” diyebiliyor.
“Diyarbakır’da yobaz Kürtler de halka saldırıyor. Bu mücadele Türkiye’nin yobazlığa teslim olup olmama mücadelesidir. Gerisi fasa fiso…”
Kurban eti dağıtan çocukların girdiği binada kafalarının taşla ezilmesi, yakılması, işkence edilmesi fasa fiso öyle mi? Yazdığı ulusalcı gazete için de sorun yok nasılsa. Onlar için Kürt sorununun daha ideal bir çözümü olamazdı zira: PKK’lı Kürt, İslamcı Kürt'ü kırsın! "winwin" yani.
Diyarbakır’da işkence edilerek öldürülen çocukların görüntüleri yayınlanıyor her yerde hanımefendi. Hepsi cam gibi. Ben gözüm yaşararak izledim ama sen seversin Taraftan Cumhuriyet’e terfi eden Kill Bill fedaisi. Yanına diğer medya sosyopatlarını da al, toplanın bir hafta sonu evinize; azıcık neşenizi bulun. Münevver Karabulut’un katiliyle empati kurup “Ama o da Cemciğimi kıskandırmasıydı ya” diyen tip kesin gelir. Diyarbakır’da geçen hafta yaşanan vahşete bahane olan Kobani çatışması YPG’nin lehine bile olsa bitmesin diye çırpınan milliyetin diplomatik yazarı da. Hatta Berkin Elvan’ın acılı annesine sormayı “akıl edemediği” o saçma soruyu, vahşice linç edilen Yasin Börü'nün annesine yöneltip “oğlunuz IŞİD’ci miydi” diyebilen Jüneyt’i de unutmayın!
![]() |
Bu arada aman dikkat! Gerçi zaten yapmıyorsunuz ama sakın ola bölgenin sokaklarında işkence edilerek öldürülen Kürt çocuklarının adını asla ağzınıza almayın. A Few Birkaç İyi Adam’daki (A Few Good Men/Rob Reiner) savunma avukatının sözleri kulaklarınıza küpe olsun: “Sakın maktulü adıyla anma. Yoksa jüri onun da bir annesi olduğunu düşünür.”
Genelkurmay yine konuşmasa olmaz mı?
Elbette bu olağan şüpheliler, Cemaat ve medya sosyopatları var diye yeni güvenlik paradigmasını sağlıklı bir zeminde değerlendirmekten, eleştirmekten vazgeçmemeliyiz. Yasa yapıcıları uyarmalı ve güvenliğe-güvenliksizliğe kurban giden çocuklarımızın hesabını, faile bakmadan sormalıyız.
Evet, kurumsallaşmış Batı demokrasilerindeki gibi etkin bir kamu güvenliği bu topraklarda da yaşama geçirilmeli. Ancak bu düzenlemede, sürekli olarak daha fazla hâkimiyet alanı isteyen güvenlik bürokrasinin daha fazla güç kazanmaması için tedbirler alınmalı.
Yasa gündeme geldiğinden beri Hükümet yetkilerine yaptığım bu minvaldeki eleştirilere dair somut bir örnek vereyim.
Geçenlerde Genelkurmay, PKK mensubu 4 teröristin Ankara'nın Altındağ ilçesinde, okuldaki direkte asılı olan Türk bayrağını indirdiğini açıkladı. Ancak daha sonra olayın aslı ortaya çıktı. Ankara Valiliği’nin açıklaması şöyle: “Söz konusu okuldaki Türk bayrağı bahçede oynayan 2 çocuk tarafından düşürülmüştür. Çocukların bayrağı yerine takmak istedikleri ancak takamadıkları, daha sonra ilgililerce bayrağın yerine takıldığı anlaşılmıştır."
Hükümet, Cemaat’in ve ilişiği gazeteci zevatının ellerini ovuşturarak bu örneklerini izlediğini görmeli.
Talebimiz, Etkin kamu güvenliği. Ne var ki anaokulu çocuklarından PKK’lı terörist çıkartma potansiyeline sahip güvenlik bürokrasisi fütursuzluğuna ise asla evet demeyiz.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları

















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019