Mümtazer TÜRKÖNE
Dün El Nusra, ondan önce El Kaide, daha önce Taliban’dı. İsimler kalıyor, ama öne çıkanlar değişiyor, bu yaftalar altında ortalıkta dolaşan örgütlerin tabiatları ve bıraktıkları gulyabani izlenimi hiç değişmiyor.
Sınırsız görünen bir terör kapasitesi, katliamlar ve kamera karşısında kafa kesme gibi cinayetin en korkutucu biçimleri; kölelik-cariyelik, recm, başka inançlara hayat hakkı tanımamak gibi tarih dışı bağnazlıklar. İsimleri değişen örgütlerin hepsinde aynı kalıplar görülmedi mi? Demek ki IŞİD sorunu bugün çözülse, yarın aynı ürkütücü sahneler bir başka örgütün eylemleri olarak karşımıza çıkacak. Öyleyse IŞİD’i hedef alan imha planlarında bir tuhaflık yok mu?
IŞİD, Taha Akyol’un deyimi ile İslâm toplumlarından yükselen bir cerahat. Bu cerahat hem bünyenin uzun süredir muzdarip olduğu bir hastalığın hem de dışardan gelen saldırılarla derinlerde açılan yaraların eseri. IŞİD bir sonuç, adeta bataklıkta vızıldayan bir sivrisinek sürüsü; ancak yayılma ve etrafı salgın hastalıklarla kavurma ihtimali çok yüksek. Davutoğlu haklı. Suriye iç savaşına Batı sırtını dönmeseydi, büyük güçlerin küçük çıkar hesaplarının arasında yüzbinlerin hayatına mal olan ve hâlâ devam eden insanlık dramı kendine bir yer bulabilseydi, Irak’ta Sünni Araplar yok sayılmasaydı, bugün IŞİD problemi karşımıza bu çapta büyük bir sorun olarak çıkar mıydı?
IŞİD, Türkiye’nin başına sarılan çok büyük bir belâ. Diğer bütün aktörlerin planlarında IŞİD’in ötesinde hesaplar var. ABD gücünün bölgede yeniden yükselişi için IŞİD etkili bir anahtar. İran, IŞİD sayesinde önünde bomboş, geniş fırsat alanları buldu. Suud’da aşiretler arasında hassas bir dengede varlığını sürdüren monarşi iç hesaplaşmasını ve Batı ile ilişkilerini bu dev sorun üzerinden yenilemeye girişti. Suriye’de Esed, IŞİD’in alternatifi olarak yeniden hayat buldu. Irak’taki Şii iktidarı, bütün hatalarını unutturdu. Kuzey Irak’ta Barzani altın çağını yaşıyor. Komedi gibi: PKK, IŞİD karşısında Türkiye’den silah istiyor, uluslararası meşruiyet alanını genişletiyor. Dünya, birkaç bin militanı ile sahneye çıkan bir örgüt bahanesiyle yeniden inşa ediliyor.
Ortadoğu’da yükselişte olan bu yeni Şeytan’a karşı sadece Türkiye irtifa ve alan kaybediyor. 49 rehinesi ile kendisi de rehin alınmış durumda. “Rehinelerimiz var, bu yüzden elimiz kolumuz bağlı, düşündüklerimizi bile söyleyemiyoruz” demek, koca devletin bu kadar dev bir sorun karşısında rehin alınması değildir de nedir? Bu örgüt Türkiye’ye zarar vermek için mi kuruldu yoksa?
Büyüyen IŞİD heyulasının, iç politikayı zehirlemesi doğal; yine de IŞİD ile AK Parti Hükümeti arasında organik bağlar kurmaya kalkanların kılı kırk yarması ve bin düşünüp bir konuşması lâzım. IŞİD’in ideolojisini, oynadığı rolü ve oluşturduğu zincirleme tahribatı en iyi kavrayacak ve bu duruma en fazla karşı çıkacak kişi Davutoğlu’dur. Onun restore etmeye çalıştığı düzen, geçmişte de IŞİD’in ataları yani Vahhabiler tarafından tehdit edildi. Türkiye her şeye rağmen gelenekleri olan kadim bir devlet; IŞİD’le dans eden bir siyaset bu devletin çatısı altında barınmaz. Kaldı ki, Suriye iç savaşının başlarında Türkiye’nin yaptığı hataların aynısını Avrupa ülkeleri ve ABD de yaptı. Oluşacak bataklığın bu kadar kısa zamanda böylesine büyük bir bela üretmesini kimse beklemiyordu. Davutoğlu, ABD’nin gelişmiş silahlarının IŞİD’in elinde olduğunu söylerken bu olguyu temellendiriyor.
İslâmcılığın en keskin biçimleri dahil Türkiye’de IŞİD’e sempati ile bakacak kurumlaşmış bir damar yok. IŞİD Türkiye için köksüz bir moda akım; bu akım ideolojik geleneklerden değil aktüel sorunlardan besleniyor. IŞİD, “uluslararası bir şeytan”a dönüştükçe beslenmeye devam edecek.
Türkiye’den IŞİD saflarına katılan gençlerin sayısındaki artış da bu örgütün bölgede ve uluslararası gelişmelerde işgal etmeye başladığı başat konum da sadece bir sonuç. Hep birlikte sebeplere eğilmemiz lâzım.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025