Sezin ÖNEY
İncirlik’ten ABD Ordusu’nun silahlı insansız hava araçları da ilk kez kalktı, hedefleri vurdu.
“Drone Savaşı” adı verilen, Obama Yönetimi boyunca ABD başta olmak üzere ve Batı ülkelerinde önemli bir tartışma konusu olan yeni savaş türüne artık Türkiye de taraf.
Türkiye’nin kendisi istihbarat toplama amaçlı, insansız hava araçları yani drone’ları zaten kullanıyordu. Ancak, drone’ların silahlı olarak savaşa katılması, çatışmanın doğasını değiştiriyor.
Yaklaşık beş yıldır konuyu hep gündeme getirmeye çalışıyorum: Drone’larla, binlerce kilometre öteden, bilgisayarda oyun oynar gibi “düşman” hedeflerini yok ediyorsunuz.
Afganistan, Pakistan, Yemen’de, drone’ların yanlış istihbarat üzerine hedefleri vurması sonucu, yüzlerce sivil “yanlışlıkla” öldürüldü –ki aralarında çocuklar da var.
“Nevada’daki pilotun komutasında İncirlik’ten kalkan Predatör hedefleri vurdu” haberi, bugün IŞİD gibi bir terör örgütüne “mubah” tepkisi yaratabilir. Ama unutmayalım ki, Türkiye’nin geçmişinde drone istihbaratı ile gerçekleşen Uludere/ Roboski örneği de var.
Savaşın değişen doğası, savaş ve insan hakları hukukuna göre drone kullanımı; Türkiye farkında mı bu sorunların öneminin?
BÜYÜK KOALİSYONUN OLASI SONUÇLARI
YAŞ kararları, ordunun yeni komuta kademesinin belirlenmesi ile asker- sivil koalisyonu kuruldu demiştik; “Güçlü Ordu, Güçlü Millet, Güçlü Devlet” ortaklığı bu koalisyonun mutabakatı.
Ordu da, AKP de, geçmiş dönemlerde yıpranan yapılar. Türkiye siyasi tarihinde de, birbirleri ile kutuplaşmış kesimleri, “tabanları” temsil ediyorlar. Ancak, “Büyük Koalisyon” ile şimdi, Türkiye okumalarının şablon kalıbı olan “muhafazakâr- laik” kutupları şimdi “milli meselede ortaklaşmış” oluyor.
Batı devletleri ile olan ilişkilerde “taze başlangıç” yapılıyor; Avrupa Birliği’ne üye ülkelerden ABD’ye, “politikada denge ve diyalog unsuru” olarak hükümete bir “ombudsman” gelmiş oluyor: TSK.
TSK da, AKP gibi, “halkla ilişkilere” önem veriyor son yıllarda. Hakkındaki algıları olumlu şekilde biçimlendirmek istiyor; 2014’te, 1866 yılından sonra ilk kez Ümit Burnu’nu geçmek için yapılan deniz seferinden Türkiye içinde, “TSK’nın halkla beraber ağaçlandırma yaparak çevre duyarlılığına öncülük yaptığına” dair kamu spotuna, medyada “TSK’nın kadın askerleri haberlerine” kadar birçok farklı yöntemle imaj yeniliyor.
AKP de, ülke içinde ve dışında yıpranan imajını, “devletleşerek” temize çekmeye başlıyor. Ordu, hâlâ en güvenilir kurum; destek oranları 2007’den itibaren düşüşe geçse de, TBMM’den, Cumhurbaşkanlığından daha üstte TSK var.
Ordu ile işbirliği, AKP’nin bir azınlık hükümeti olarak da devam etmesini sağlayacak politik desteği de getirecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konumu da, “başkomutan” olarak daha az tartışılabilir olacaktır.
Asker- sivil koalisyonuna muhalefet, AKP’ye muhalefete benzemez; “devlete muhalefet ediyor” konumuna çok daha kolay düşer.
Asker- sivil koalisyonunda:
–Türkiye dış politikası yeni ayara kavuşur: üslup ve kısmen de içerik olarak. Bunun için de CHP gibi bir “dış mihrak”a ihtiyaç kalmadı, şu anki iktidar kadrosu belki “özdeki” dış politika hedeflerinden vazgeçmeyecek ama uluslararası diyalog ve işbirliklerine daha önem verecek.
–Kürt Sorunu’nu dâhil her alanda güvenlik eksenli politikalar ön plana çıkacak. Geçmiş yıllardaki, “devlet nasıl güven verir de sorunlar çözülür” tartışmalarından, “devlet güvenliğini nasıl korur” tartışmalarına (zaten) geçtik. Hükümet ve ötesindeki siviller için, askerî konularla daha çok ilgilenme ve bilgilenme ile bir “askerleşme” trendi başlarken; askerler de, sahne ışıklarını daha fazla üzerlerinde bulacak, “sivillerin konularına daha çok eğilerek sivilleşecekler”. Buraya dikkat: “sivilleşmeyi”, askerlerin sivillerin politik dünyasında daha fazla yer bulması anlamında kullanıyorum.
–Güvenlik eksenli politikalara muhalefet edenler, yani CHP’de en azından bir kesim ve HDP’nin geneli içinse, “türbülans” zamanı. CHP, kendi içinde “devletin politikalarına muhalefet”, “Kürt Sorunu ve çözüm”, “hak ve özgürlüklerle güvenlik kaygıları dengesi” konularında bir zıtlaşma yaşayabilir. Kurultay’a gidilirken bu sancılar daha da artabilir. HDP ise, “PKK karşısında tavır al” baskısı bir yandan, etkiye tepkiyle PKK aktörlüğünü ön plana çıkaracak güvenlik eksenli politikalar öte yandan, farklı tabanlara farklı hitap için ikiye bölünebilir. Meclis’te sağ, “devlet meselesinde” birleşirken; sol, kendi içinde dört (devletçi sol, özgürlükçü iki ayrı sol, Kürt tabanı solu) eğilime bölünebilir.
Ama belki de, Türkiye bizi şaşırtır; solu birleştiren barış ve pasifizm rüzgârı başlar.
Sizce?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024