Sezin ÖNEY
Tahir Elçi’nin öldürülmesi, çok sembolik bir sürecin dönüm noktası. Sadece onu tanıdığım ve ölümünün Türkiye için bir kayıp olduğunu, insani bir trajedi olduğunu düşündüğümden değil –ki aslında sadece bu noktalar üzerinde uzun uzun durmak lazım. En zor şartlarda, en elverişsiz koşullarda kendini yetiştirmiş; Cizre’nin Hisar köyünün yoksunluklarından, 1990’ların işkencelerinden bilfiil geçip, demokratikleşme için çaba göstermek kolay yapılabilecek, başarılacak şeyler değil. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin arşivlerinden kazıp çıkarınca, 35’e yakın davayı mahkemeye götürdüğünü; bu davaların da, başvuru dosyası ve savunma açısından ötürü Büyük Daire’ye kadar çıkan başarılı hukuki süreçler oluşturduğunu görüyoruz. Elçi ve ondan önce gelen, ondan sonra gelen bir “insan hakları kuşağı” var Diyarbakır’da ve ötesinde; bu kuşak Kürt Meselesi’ni bir insan hakları mücadelesi sorunu olarak ele almışlar ve tamamen barışçı, hukuki çerçeve içinde çözüm için emek, çaba sarf etmişler.
Altını ısrarla çizdiğim gibi, son aylarda önce, bu kuşakların; Diyarbakır ve ötesindeki Kürt insan hakları camiasının büyük önem verdiği, 1990’ların ağır hak ihlalleri. Bu davaların başlıca takipçisi de, Diyarbakır Barosu geleneğini sürdüren ve bunu da titizlik yapan Tahir Elçi…
Bugün, bu davanın başlıca takipçisi Tahir Elçi artık yok. Tuhaf bir cinayetin kurbanı oldu, cinayet sonrası deliller toplanamadı, olay yeri inceleme yapacak resmî heyete ardı ardına saldırılar düzenlendi, sokağa çıkma yasağı ile abluka altına alınan cinayet mekânı ardından da yolgeçen hanına döndü. Yani, o mekândan toplanacak delil falan kalmadı. Bu yazı yazılırken, Diyarbakır’ın Dağkapı Meydanı’ndan saldırı haberleri geliyordu.
Gerçekten ne oluyor?
Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu yerlerin dar, labirentimsi sokaklarında bula bula Elçi’nin basın toplantısının mekânını mı buldu kaç-kovala mizanseni?
Son aylar, tuhaflıklarla dolu…
1990’ların dehşetinin davalarında yargılananlar, birer birer beraat, birer birer terfi alıyor.
Cezasızlık, şiddet ve bu süreçte yaşanan Kürtlerle toplumun geri kalanı arasındaki kopuş krizi, en iyi bakışla idare edilemiyor. Devlet kanadında, hata üzerine hata yapılıyor.
Tahir Elçi cinayetinin çağrıştırdığı korkunç dönemler, ağır zamanlar, o karanlık 1990’lar ve ötesinin psikolojisi, Diyarbakır’a ve ötesine yaşatılırsa, bunun bir daha geri dönüşü olmaz.
Elçi’nin cenazesinde yankılanan “Cinayete devletsizliğin sebep olduğu” sözleri, aslında bir dönüm noktasını simgeliyor. O cenaze töreni, geriye bakıldığında birçok şeyin değiştiği, daha doğrusu değiştiğinin kristalleştiği dönüm noktası olarak anımsanacak.
İnsan hakları mücadelesi veren kuşakların belleğine, “sizin, yasal mücadele ile yapabileceğiniz bir şey yok” fikri kazınırsa; –ki bence, epeydir bu fikir birçok Kürt gencinin algısı oldu bile– o zaman, çok daha zor ve şiddet dolu bir dönem gelir.
Neyin geldiğini; ülkenin bir kısmının diğerinden gönül ve zihin olarak kopuşunun derinliğini anlatmaya çalışan bir avuç insan var ortada.
“Elçi’leri vurabilirsiniz”, İngilizcede dendiği gibi “shoot the messenger”; sürecin gelişiminin tehlikesi ile ilgili uyaranları susturabilir, yok edebilirsiniz; ancak, bunun yarattığı karanlık, günü gelir yaratanı da boğar, yok eder.
Elçi’yi alan cinayetin, son olmayacağına dair tuhaf ve çok rahatsız edici bir his var içimde.
Türkiye üzerine bir tsunami geliyor; geçmişin hayaletleri, cinayetleri, failleri ve günahlarının dosyalarının hepsi ülkenin üzerine yayılacağı bir dalga yükseliyor.
Yanılmayı çok ama çok isterim.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTOysa Her Şey Çok Farklı Olabilirdi… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBorsada vurgun nasıl yapılır? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuTürkiye neden bu kadar siyasi? 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYargıda “Kin” motivasyonu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTrump Nobel'i alıp barıştan kaçarsa 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm sürecinde bazı işaretler 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTutuklama tutkusu 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUUyuşturucu kullanımı ortaokullara kadar indiyse… 10.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAteş hattında bir ülke: Suriye sahnesinde Türkiye 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖzgür Önderlikten , Özgür Topluma; 9 Ekim Komplosuna Karşı Halkların Demokratik Direnişi... 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRTürkiye yeniden karanlık film günlerine mi dönüyor? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDevletin sahipleri ve DEM Parti! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyon, bir temel hak olan mülkiyet hakkının ihlali ve öneriler 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin geleceği giderek daha az tartışılırken… 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÇözümde tümseklere rağmen tekerlek dönüyor 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman ülkelerde adalet yok ama adalet masalları çok güzel! 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaYPG silah bırakır mı? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇEREkonomide akıldışılık sona erdi mi? 8.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezFenerbahçe'nin Yeni Yönetimine İlk Açık Mektup 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBirinci Yılında Süreç: Olanlar, Olmayanlar 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer balkonuna havuz yapılan rezaletin perde arkası! Buna nasıl izin verildi? 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Kim bu Devlet Büyükleri?” 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAGerçek sanık sandalyesinde 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSiyasi değil sosyolojik, hatta psikolojik 7.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin sosyal devletin rolünün yeniden inşası kaçınılmaz 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİYapıttan Yapana: Zatî olana yolculuk 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKaan’ın motorları ve bir soru: Türkiye’nin F-35 alması şart mıdır? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’dan sonra AKP dağılır 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“DEVLETİ ZENGİN”,”VATANDAŞI AÇ VE YOKSUL” ÜLKE… 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Trumpizm’in güç gösterisi nereye kadar? 6.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANFotoğraflar tarafsız değil 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze Planı: Bölgesel teslimiyete giriş 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayOVP’nin iç çelişkileri ve stratejik yönelimi 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraDevlet Millet Kucaklaşması 5.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMeşruiyet ve toplumsal cinsiyet: Eşbaşkanla tokalaşılmadı 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ile Batı arasındaki “sözleşme” bozuluyor mu? 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTCumhurbaşkanı, “muhalefet”, “Kürtler” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“Siyasette zorlama yoktur!” 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMemleketin geleceği hangi fotoğrafta? 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024