Yıldıray OĞUR
Ama bundan beş yıl öncesine kadar adını çok az kişinin duyduğu İdlib’de 33 askerimiz neden şehit oldu sorusunun pek çok insanın kafasında hala bir cevabı yok.
Çünkü İdlib ertelene ertelene, görmezden geline geline adım adım kangren olmuş bir mesele.
Takvimleri 9 Ağustos 2016 gününden başlatmak gerek.
O gün, Kasım 2015’de Rus uçağının düşürülmesinden sonra kopan Türkiye-Rusya ilişkileri St. Petersbourg’da Putin-Erdoğan zirvesiyle yeniden kuruldu.
Gazeteler bu buluşmayı çoşkulu manşetlerle karşılamışlardı:
“Eskisinden daha güçlü”, “ Dostluk hattı kuruldu”, “Nerede kalmıştık”
Sanki bir kaç ay öncesine kadar Rus Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı, basın toplantısı düzenleyip doğrudan Cumhurbaşkanı ve ailesini hedef alan suçlamalarda bulunmamış, Rus turistlerin Türkiye’ye gelişi durdurulmamış, sebze-meyve ihracatı kesilmemiş, PYD’ye Moskova’da büro açtırılmamış gibi temkinsiz yepyeni bir sayfa açıldı.
O kadar ki 15 Temmuz darbesinde Erdoğan’ın uçağını Rus uçaklarının koruduğu, darbeyi Putin’in önceden Ankara’ya bildirdiği bile yazıldı.
Türkiye ve Rusya arasındaki bu yeni baharın Suriye’ye ilk yansıması Esad, Rusya ve İran güçlerinin Halep’i ele geçirmesinden sonra yaşandı.
Halep’in düşmesi muhaliflerin artık savaşı kaybettiğini gösteriyordu.
O günlerde Doğu Halep’te sıkışmış silahlı muhalifler ve aileleri, Erdoğan ve Putin arasındaki görüşmeler sonucunda açılan koridorla İdlib’e taşındılar.
Yine gazeteler bu anlaşmayı övgüyle vermişler, Türkiye’nin bir katliamı engellediğini, umut koridoru açtığını yazmışlardı.
Ama o tebrikler içerisinde çok az kişinin dikkatini neden silahlı muhaliflerin İdlib’e doğru gönderildiği çekmişti.
İdlib, Rusya ve Şam için ele geçirilen şehirlerde sıkışmış “teröristlerin” sürüldüğü bir “terörist” toplanma havuzuydu. Sonunda sıranın oraya da geleceği en baştan belliydi.
Türkiye, işin bu kısmıyla pek ilgilenmedi.
Muhaliflerin artık Suriye’de kaybettiğinin anlaşılması, ABD’nin Suriye’ye sırtını dönmesi ve Ankara’nın Suriye’deki önceliğinin artık sadece bir Kürt koridoru kurulmasını engellemek olmasıyla Türkiye, Suriye’de Rusya ve İran’la birlikte Astana süreçlerine dahil oldu.
Astana süreci de Türkiye’nin Suriye’de hala masada olduğu, yeni Suriye’de kazananlar ve karar vericiler arasında yer aldığı gibi heyecanla karşılandı.
Halbuki Türkiye Suriye’de masada kalmak için bu Astana zirvelerinde Rusya ve İran’a sözler vermeye başlamıştı.
Mayıs 2017’deki Astana Zirvesi’nde varılan Astana Anlaşması’nda İdlib’in de içinde olduğu bazı bölgeler “güvenli bölge” ilan edilmiş, bu bölgelerde terör örgütleriyle mücadele kararları alınmıştı.
Zirvenin ardından Erdoğan ile Putin Soçi’de bir araya gelmiş ve İdlib konusunda anlaşmışlardı. O anlaşma da o günlerde Türkiye’de gazetelerin manşetlerinden büyük bir heyecanla karşılandı:
“Çatışmasızlık mutabakatı”, “İdlib çatışmasızlık bölgesi ilan edildi: Harita üzerinde müzakere”, “Rusya ile büyük ortaklık”, “Rusya ile tam mutabakat”.
Ama bu da İdlib’teki meseleyi çözmedi.
Bir yıl sonra Eylül 2018’de yine Soçi’de bir kez daha Erdoğan ve Putin bir araya geldiler ve bugünlerde çok bahsedilen Soçi Mutabakatı’nı imzaladılar.
Mutabakatla, bugün Türk askerinin İdlib’deki mevcudiyetini sağlayan İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi kuruldu. Gazetelerde bu anlaşma da manşetlerden verildi:
“Silahsız çözüm”, “Silahlara veda”, “İdlib’de kansız çözüm”, “Erdoğan Soçi’de Türkiye’nin taleplerini kabul ettirdi”, “İdlib’de silahsız bölge kararı”, “İdlib krizi çözüldü”, “İdlib güvende”
Ama masada verilen sözler yine bu dev manşetlerin gölgesinde kalmıştı.
Türkiye Rusya’ya, askeri gözlem noktalarıyla İdlib’ten terörist grupları çıkaracağı, silahlı grupların ağır silahlarını toplayacağını, muhaliflerin elindeki Şam’ı Halep’e bağlayan M4-M5 karayollarının güvenliğini sağlayıp trafiğe açacağını vaat etmişti.
Sonra Temmuz 2019’da Rusya ile ilişkiler yeni bir evreye geçti; S-400’ler geldi. Türkiye’nin artık NATO’nun boyunduruğundan çıktığı, emperyalist Batı’ya ihtiyaç duymadığı, bağımsızlığını kazandığı, Amerika’ya rest çektiği gibi iddialı sözler havalarda uçuştu.
Türkiye’nin S-400’leri alması NATO ve ABD ile ilişkilerinde radikal bir kopuşa neden oldu. Medyada, siyasette yine bir zafer havası vardı. Hem hükümete yakın hem ulusalcı gazeteler bunu manşetlerinden kutladılar:
“S400 ile daha güvenli Türkiye”, “Tehditlere boyun eğmedik”, “Düşman endişelensin”, “Yes- 400”
Yine o günlerde bu ulusalcı-İslamcı anti-Amerikan ittifakına karşı itiraz edenlerin sesi duyulmadı. Yüksek sesle itiraz edenlere Amerikancı muamelesi yapıldı Türkiye, S400’leri alınca, en başından beri yapım sürecinin parçası olduğu, S400’lere yakalanmamak için geliştirilmiş F35 projesinden çıkmış oldu, büyük bir imkanı kaçırdı.
Sonra Ekim 2019’da ABD ile YPG konusunda gerilen ilişkiler, ortak devriyelerin yapıldığı mutabakatı bozdu ve Türkiye, Barış Pınarı Harekatı’na başladı.
O günlerde de bu harekata itiraz etmek vatana ihanetle eş tutuldu, savaş yerine diplomasi önerenler kriminalize edildi. “Bu İslam’ın son ordusudur” hamaseti makul sesleri yine bastırdı.
Sonunda harekatın beşinci gününde Türkiye’nin baskısıyla Trump Suriye’den çekilme kararı aldı. Bu karar büyük bir zafer olarak kutlandı. Böylece Türkiye, Suriye’de Rusya ile baş başa kalmış oldu. ABD’nin çekildiği yerlere Ruslar ve Esad yerleşti. YPG’nin hamiliği Rusya’ya geçti.
Yine bu zirve YPG’nin bölgeden çekilmesi, ortak devriye kararları nedeniyle “Tarihi mutabakat”, “Türkiye tezlerini Rusya’ya kabul ettirdi”, “Terörü temizleme mutabakatı” gibi iddialı sözlerle gazete manşetlerinden duyuruldu.
İktidar yakın think tankin dergisi “Türkiye’nin Zaferi” manşetli bir kapakla çıkmış, dergide “Suriye’de denklemi değiştirdi. Türkiye’yi Rusya’dan sonra en etkili aktör haline getirdi. Rus medyası Türkiye’ye hayran, Rusya ve Türkiye yeni bir bölgesel düzen kuruyor” gibi iddialı analizlere yer verilmişti.
Ama Türkiye’ye YPG ile ilgili istedikleri verilirken hem Putin hem Lavrov İdlib’de Türkiye’den beklediklerini tekrar hatırlatmışlardı.
Ana bu kısmı yine Türkiye’deki hararetli kutlamalarda görünmedi.
Türkiye’nin büyüyen bu soruna karşı görmezlikten gelme, erteleme yaklaşımı aylarca devam etti.
Aylardır da Rusya Türkiye’yi İdlib meselesiyle ilgili tehdit ediyor, uyarıyor, sözlerini tutmasını istiyor. Bu arada neredeyse herkesi terörist olarak gördükleri İdlib’i bombalamaya devam ettiler. Muhalifler de son direniş noktalarında teslim olmaya yanaşmadı, bu yüzden çatışmalar sürdü.
Saldırılar yüzünden Türkiye’ye doğru akan mülteci dalgasını durdurmak için Türkiye, hava desteği olmadan, Rusya’nın saldırmayacağına güvenerek Suriye’ye sekiz bin asker yığdı.
Bu kez Rusya, sözlü uyarıları bırakıp “ben yapmadım Suriye yaptı” diyerek oradaki Türk askerlerine yönelik saldırılara girişti, mesajını mafyöz yöntemlerle vermeye başladı. Dün geceye kadar zaten 16 asker çeşitli dava saldırılarında şehit edilmişlerdi.
Ve göstere göstere önceki akşamki kahredici olaya gelindi.
Esad’ın Rusya’dan habersiz ve izinsiz kuş bile uçuramadığı, savaş uçaklarının çoğunun pilot kabininde Rusların olduğu Suriye’de, Türkiye’nin 59’uncu Zırhlı Tugayı’nın bulunduğu mevzileri savaş uçaklarıyla vurulmasının arkasında Rusya’nın olmadığına ancak bazı Rusçu gazeteciler ve uzmanlar inanır.
Peki Türkiye tarihinin bu en büyük askeri kaybından sonra ne oldu.
Önce inkar edildi. Dedikodular artınca Türkiye’nin operasyonlarında öldürülen Suriyeli rejim askeri sayıları medyaya servis edildi. Ardından internet yavaşlatıldı, sosyal medya ağlarının fişleri çekildi ve peyderpey şehit sayıları açıklandı..
Ertesi gün, dört yıldır Türkiye ve Rusya yeni bir dünya kuruyor havasındaki gazeteler kalleşli-alçaklı başlıklarla çıktılar.
Ruslar ise bir taziye bile dilemeden ‘Türk ordusu teröristlerle birlikteydi, olması gerektiği yerde değildi, biz vurmadık’ açıklamaları yaptılar.
Ama sonra tarih yine tekerrür etti.
Erdoğan Putin’i aradı, Ankara’da Rus heyetiyle görüşmeler yapıldı, Dışişleri Rusya’dan ateşkesi sağlamasını istedi. Ve günün sonunda daha 33 askeri şehit edilmesinin üzerinden daha 24 saat geçmeden Rusya ile yeni bir mutabakat zemini bulundu, Putin’den yeni bir zirve için randevu alındı.
Rusya’ya kesilmeyen fatura ise Türkiye’ye İdlib’te destek vermediği için Avrupa’ya kesiliverdi.
Mültecilerin kadınlı çocuklu botlara doldurulup, canlı yayınlarda kaçak olarak Yunanistan’a gönderilmesiyle, Avrupalıların endişeye kapılıp İdlib’te Türkiye’ye ister istemez destek vereceği düşünülüyor.
Açık ki Suriye’de, İslamcılıktan sonra Avrasyacılık da büyük bir yenilgiye uğradı.
Ortada Rusya’ya fazla angaje olmak, dostluklarına fazla güvenmek, İdlib’de tutulamayacak büyük vaadlerde bulunmak, diğer Batılı müttefikleri devre dışı bırakıp sahada büyük bir devletle baş başa kalmak, Suriye’de savaşın bittiğini kabul edememek gibi büyük hesap hataları var.
Ama bu hesap hataları için kimse hesap vermek istemiyor. O yüzden bütün dünyanın gözü önünde olan bitenleri, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gizlemek için sosyal medya yasaklarına başvuruluyor. Halka hesap vermeyi bırakın, bilgi vermek bile istenmiyor. Meclis oturumu da kapalı yapılacak.
Bunca şehide, spekülasyona rağmen kamuoyu önüne çıkıp o gece ne olduğunu, bundan sonra ne olacağını anlatan bir devlet görevlisi çıkmadı. Her gün konuşan siyasetçiler sessizliğe gömüldü.
Bir kişi hariç; Hatay Valisi.
Cumhurbaşkanı, Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanı sessizliğini korurken, halka bilgi verme görevi ona verildi.
Herhalde işler bu kadar iyi giderken her şeyi bozan, herşeyin sorumlusu o olduğu için.
Hava desteği olmadan sekiz bin askeri Suriye’ye sokan, Rusya’nın Türk askerine dokunmayacağına fazlaca güvenen de o olmalı.
Bunca hesap hatasından sonra o koltukta daha fazla oturmaz ve gereğini yapar.
Eğer kısa süreli de olsa internet açılırsa bu istifa haberi halkımızı rahatlatabilir, kafalardaki bundan sonra İdlib’te ne yapacağız, askerlerimiz güvende olacak mı gibi soru işaretlerini giderir.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları


















































































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025