Yusuf Kaplan
Son zamanlarda, Batı’da bile çoktan terkedilen akılcılık projesini İslâm dünyasına “satmaya” çalışan tipler türedi.
Bunlar akılcılığı felsefî olarak tartışabilecek çapta kişiler olmaktan uzaklar.
“Dini hurafelerden temizleyeceğiz” diyerek, sığ bir akılcılık, kör bir bilimcilik gibi çağdaş hurafeler üretiyorlar!
Kur’ân’ı, akılcılıkla, bilimcilikle yorumlamaya çalışıyorlar! Dini, ruhsuzlaştırıyorlar!
Din, aklı da, bilimi de aşan bir anlam ve ruh dünyasına sahiptir.
Aklı, bilimi, çağı, eksene alarak Kur’ân’ı yorumlayan kişiler, aklı, bilimi, çağı Kur’ân’ın önüne geçirdiklerini, dolayısıyla aklı da, bilimi de, çağı da kutsadıklarını göremeyecek kadar hem zihnî felçleşme yaşıyorlar hem de çağdaş düşüncenin, dünyayı yaşanamaz bir yere dönüştürdüğünü söyleyerek modern akılcılığı kıyasıya tartıştığı ve aştığı yakıcı gerçeğini gözardı ediyorlar ya da bilmiyorlar bile!
Bu nasıl bir eziklik psikolojisidir böyle, inanması zor gerçekten!
***
Müslümanların akıl’la, özgür iradeyle sorunları olmadı hiçbir zaman.
Ayrıca İslâm akıl tasavvuru, son derece derinliklidir.
Kartezyen felsefeyle inşa edilen rasyonalizm, düşünce tarihindeki en sınırlı akılcılık biçimlerinden biridir: Ölçmek, biçmek’le, kontrol etme ve kolonize etme güdüleriyle ilgilidir.
“Akıl tutkuların kölesidir” der, David Hume, tastamam Gazâlî’nin izinden giderek..
O yüzden modern akılcılığın babası, Descartes, “tabiatın efendileri ve hâkimleri olacağız” derken, aklı, tam da tutkularının kölesi kıldığını göstermiş oluyordu.
***
Husserl, pozitivizm ve tarihselcilik yüzeyselliğine ve konjonktürüne hapsolan akılcılığın, düşünmeyi de, düşünme melekelerini de öldürdüğü uyarısında bulunmuştu.
Heidegger, sadece akılcı değil bilimci Batılı indirgemeciliğin varlığın ve hakikatin unutulmasına yol açtığını söylemişti.
Nietzsche, modern akılcı projenin Avrupa’yı yok oluş felâketinin eşiğine sürüklediğini şöyle haykırmıştı: “Avrupa uygarlığı ölüler evini andırıyor, virüs bütün vücudu kaplamak üzere... Çöl büyüyor, çöl büyüyor... böyle giderse, insanlığı büyük bir yokoluş felâketi bekliyor...”
***
Burada Batılı marjinal değil kurucu düşünürlerin pozitivizmi, tarihselciliği, akılcılığı, bilimciliği insanlığı yok oluş felâketine sürükleyen enstrümanlar olarak gördüklerini mecburen hatırlatmak zorundayım.
Kendi dünyasını da, çağı da derinlemesine tanıyamayan, iki arada bir derede yuvarlanan, o yüzden zihnî felçleşme ve körleşme yaşayan, aşağılık kompleksiyle dünyaya bakan Türkiye’nin bütün kesimlerinin aydınlarının sığ, sahte ve yüzeysel ezberlerle bizim önümüzü tıkamaktan başka bir işe yaramadıklarını başka türlü göstermek çok zor çünkü.
***
Kur’ân’da akıl zikredilmez; akletmek zikredilir. Taakkul kuru akılla yapılmaz, kalple yapılır: O yüzden akleden kalp, akılcılık yapan, aklamacılık yapması arzulanan bir işe davet değildir; aklın ötesine çağrıdır...
Fıtratla irtibatını diri tutabilen, ümmîleşebilen (arı-duru müslüman zihnine ulaşan, Müslümanca düşünme melekeleri gelişen) insan taakkul yapabilir.
Onlar da çağ aşan, çağ açan insanlar oluyor...
Bizim çağın ağlarını, bağlarını, dünyasını aşacak çapta, kalibrede hem çağı iyi tanıyan hem de kendi kavramlarımızla dünyaya bakabilen, düşünce üretebilen, öncü insanlara ihtiyacımız var.
Akıl, bilgiye götürür, bilgeliğe değil.
Kuru bilgi, ruhsuzdur; felâkete sürükler insanlığı -bugün iliklerimize kadar yaşadığımız gibi son bir asırdır..
Bizi, hayatımıza ruh üfleyecek, elbette aklı ıskalamayacak ama aklın sınırlarını aşacak, bizi başka dünyalarla buluşturacak, bize adaletin ve hakkaniyetin, sulhün, selâmetin ve hakikatin kapılarını açacak yol haritalarını sunacak sadece bilme kaygısıyla yetinmeyecek olma kaygısıyla nefes alıp verecek ufuk ve zihin açıcı bilge insanlar gerek...
Hakikatin pozitivizmle / kabukla açıklanamayacağını, belli bir zaman dilimine, tarihselliğe hapsedilemeyeceğini idrak eden ufukları çağın ötesine uzanan bilge insanlar...
İşin ürpertici yanı şu: Batı’da pozitivizmin çoktan aşıldığı, tarihselciliğin kıyasıya tartışıldığı, modern akılcılığın seküler, kapitalist zorbalık ve hegemonya biçimlerini aklamaktan, hayatı çölleştirmekten ve cehenneme çevirmekten başka bir işe yaramadığı yakıcı gerçeğinin bütün düşünürler tarafından kabul edildiği bir zaman diliminde, Türkiye’de pozitivizmin ve tarihselciliğin kutsanması, Nietzsche’nin sarsıcı ifadesiyle “bilim kilisesinin rahipleri”nin bize her Allah’ın günü televizyonlardan, medyalardan seküler vaazlar vermesi, insanların bu sığ ve acınası kişileri ağzı açık dinlemeleri hem sığlığın işaretidir hem de eziklik psikolojisinin ve çıkmaz sokaklara sürüklendiğimizin.
***
Bizim akıl sorunumuz yok; olmadı da hiç bir zaman.
Ama Batı’da çoktan aşılan akılcılığı, tarihselciliği, modernliği kutsamak gibi bir zihnî felçleşme, entelektüel körleşme gibi yakıcı ve yıkıcı sorunlarımız var.
İçinde yaşadıkları çağı iyi tanımayanlar, tanımlanmaktan kurtulamazlar ve dünyaya kendi köklü ve derinlikli bakış açılarıyla bakamadıkları, sürekli Batılı anakronik perspektiflerle ve şaşı baktıkları için de hiç bir zaman kendi dünyalarını kuramazlar. Kendi dünyalarını da târumâr ederler.
Takoz olurlar bu ülkenin ve mazlum ümmetin önünde; milletin kafasını karıştırırlar, inancını sarsarlar, temel sütunlarımızı yıkarlar.
Çağı da, kendi dünyalarını da derinlemesine tanıyamadıkları, o yüzden sürgit tanımlandıkları, her şeye başkalarının gözlükleriyle, şaşı ve çarpık baktıkları için önümüzü açacak hiç bir şeyi inşa edemezler, her şeyi imha ederler ve önümüzü tıkarlar yalnızca...
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020