Ahmet ALTAN
Kurtuluş Tayiz dün çok doğru yazıyordu bence, Kürt politikacıları “Silvan baskınının” ne anlama geldiğini anlamamakta ya da anlamıyor görünmekte çok direndiler.
Yakın tarihin en büyük kırılma noktalarından birinden geçtik o gün.
Kürt politikacılarının aynı saatlerde “ya kabul edersiniz, ya kabul edersiniz” tarzı tehditkâr ifadelerle “demokratik özerkliği” ilan etmeleri değil, tam tersine süratle yatıştırıcı bir dil ve politika saptamaları gerekiyordu.
Yapmadılar.
Silvan baskını ve sonrası, Abdullah Öcalan’ın geleceğini de, barışı da mahvetti.
Hâlbuki karşımızdaki tabloyu görmek çok da zor değildi.
Başbakan Erdoğan ve AKP hükümeti, Kürt politikasında bir çözüm üretmek istiyor ama bunu bir türlü beceremiyordu.
Çözüm için cesur ve yaratıcı bir formül koyamadılar ortaya.
Bunun üzerine bütün ümitlerini Öcalan’la “müzakerelere” bağladılar.
Bu yaklaşım, belki PKK hareketi başladığından bu yana en büyük “gücü” verdi Apo’ya, zaten o da “Kürt tarihinin en büyük anlaşmasını imzalamaya hazırlandıklarını” söyleyerek durumun farkında olduğunu ortaya koydu.
Apo’yla sürdürülen müzakerelerin ayrıntılarını bilmiyorum ama bugün manşetteki yazısını okuyacağınız Emre Uslu, “Apo’nun ev hapsine çıkması” konusunda da anlaşmaya varıldığını yazıyor.
Zaten de “ev hapsi” konusu gündeme gelmiş, televizyonlarda da tartışılmaya başlamıştı.
Öcalan’ın ev hapsine çıkması Kürt politikasının muhteşem bir kazanımı ve barışın yolunu açan bir Kürt Mandela’sının doğumu olacaktı.
Apo’nun “Barış konseyi için anlaştık, devrimci halk savaşına gerek kalmadı” demesinin hemen ardından Silvan baskını ve tek taraflı “demokratik özerklik” ilanı geldi.
PKK ve Demokratik Toplum Hareketi, Öcalan’la yapılan anlaşmayı kabul etmediğini gösterdi.
O âna dek “çok güçlü” bir konumda olan Apo’nun gücünü bir anda sıfırladılar.
Her taleplerini mutlaka “tehditkâr” bir ifadeyle ortaya koyan BDP’liler, “açılım” dendiğinde cevap olarak Reşadiye’yi basan PKK’lılar ve “hükümet ihanet ediyor” vaveylasını tutturan ulusalcılar arasında ne yapacağını bilemeyen hükümetin “güvendiği” tek koz olan Apo’yla anlaşmanın da bir işe yaramayacağının Silvan’da ortaya çıkması ve hükümetin bu koşullarla baş edememesi, aldı Türkiye’yi on beş yıl önceye savurdu.
Erdoğan, çaresizlikten ve çaresizliğin yarattığı öfkeden en kolay yola, şiddete saptı ve “Bıçak kemiğe dayandı” dedi.
Bayram’dan sonraya kadar da mühlet verdi.
Ama saldırıların ve operasyonların devamı bu “mühleti” kimsenin kullanmaya niyeti olmadığını gösteriyor.
Bu arada, Öcalan’a “sadık” bir lider olarak tanınan Karayılan’ın “İran tarafından yakalandığı” söylentileri ve Karayılan’ın bu söylentiler çıktıktan sonra ortadan kaybolması da işleri iyice karıştırdı.
Son bir girişimle Apo, PKK’ya ve Kürt politikacılara sözünü dinletip, çatışmaların gelişmesini önleyebilir mi bilmiyorum, bunu diliyorum ama bunun olabileceğinden çok emin değilim.
Eğer umutlu bir gelişme olmazsa bundan sonrası kan ve bela.
İki taraf da inanılmaz bir hataya doğru koşuyorlar.
PKK ve PKK’ya çok fazla güvenen BDP, güçlerini çok abartıyorlar, bunun bedelini hep birlikte ödeyeceğiz.
Dünyanın en tehlikeli işi, gücünü abartmaktır.
Aynı hatayı hükümet de yapıyor.
Neler olabileceğini tahmin etmek zor değil.
Bir anlamda “pilot bölge” seçilen ve PKK’nın yönetimine bırakılan Hakkâri ve Şırnak cehenneme dönecek; Emre Uslu, “ilk hedefin Hakkâri’nin yakınındaki PKK kampları” olacağını yazıyor, o kamplarla birlikte belli ki Hakkâri de büyük bir baskı altına girecek.
Dağlarda “Özel Harekâtçılar” ve komandolar, helikopterlerin, uçakların, Heronların, uydu görüntülerinin desteğinde operasyonlar yapacaklar.
Dünyanın en lagar ve beceriksiz ordusu bile bütün ağırlığını böyle bir savaşa koyarsa, sonuç eskilerle kıyaslanmayacak kadar ağır olur.
PKK’nın böyle bir saldırıya dağlarda cevap vermesi çok zor, onun için PKK saldırılarının büyük şehirlere kayacağını sanıyorum, Güneydoğu’da dağlar yanarken, batının büyük şehirlerinde de sokaklar yanacak.
Bir tür kıyametten geçeceğiz, korkarım çok kan akacak.
İki taraf da şiddetten bir sonuç alamayacağını anlayana kadar çok acı çekilecek.
Bunu o kadar acı çekilmeden önce anlayabilseydik keşke, barışa bu kadar yaklaşmışken savaşa savrulmasaydık.
Ama bu ülkede yaşayanların hayatının özeti bu kelime, “keşke”.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018