Ahmet ALTAN
Eee, bayram bitti.
Döndük gene o kanlı ve kısır günlük hayatımıza.
O hayatta bizi çocukların ölümü ve o ölümleri durdurabilme çabası bekliyor.
Savaş çıldırmasına uğramış bunca yaşlının olduğu memlekette çocukları kurtarmak o kadar kolay değil, çünkü yaşlılığın bütün bencilliği ve aldırmazlığı ile gençleri kurban etmekte hiç tereddüt göstermiyorlar.
Söyledikleri her cümle, birilerinin daha ölümüne yol açıyor.
Ama PKK da, devlet de barışa muhtaç şu anda.
Babalanmalarına bakmayın, sıkıştılar ve “savaş” diye bağırarak sıkıştıkları köşeden kurtulmaları mümkün gözükmüyor.
Önce PKK’ya bakalım.
PKK yöneticilerinin çizdikleri strateji beş ayda çöktü.
“Devrimci halk hareketi başlatacağız, gerilla da, halk da hazır” derken Kazan Vadisi’nde onlarca çocuğu ölüme teslim ettiler.
Kalkıp bir de yalan söylediler, “bizim orada adamımız yok” diye.
Şimdilik Kürt halkı bu ölümlerin hesabını yüksek sesle sormuyor ama içleri öfkeyle ve acıyla kabarıyor.
Zamanında önlem alıp gerillalarını Kuzey Irak’taki kışlaklarına çekmedikleri için söylenenlere göre Güneydoğu’nun dağlarında yaklaşık üç bin PKK’lı kaldı.
Kış bastırıyor, hazırlıkları yok.
Sabah gazetesinin haberine göre çoğu daha çoluk çocuk denecek yaşta.
Soğuğun ve karın tuzağına düşmüş vaziyetteler.
Geri çekilmeleri sadece askerî önlemlerle değil bizzat doğanın şartları yüzünden de gittikçe imkânsızlaşıyor.
PKK’nın Enver Paşaları şimdi kendi çocuklarını kendi “Sarıkamış felaketlerine” terk etme tehlikesiyle yüz yüzeler.
Burada verecekleri kayıpların büyük bir sorgulamaya yol açacağının farkındalar.
Bir şekilde onları kurtarmaları, en azından kışı mümkün olduğunca az kayıpla atlatmalarını sağlamaları lazım.
Şu sıralarda yapılacak bir ateşkes anlaşması ve PKK’lıların savaş bölgelerinden geri çekilmeleri, çocukların hiç olmazsa bombalanma ihtimalini ortadan kaldırır, kışı biraz daha rahat atlatmalarını sağlar, yiyecek ve barınak bulma ihtimalleri artar.
Bu, PKK’nın korkunç sıkışıklığı.
Devlet de sıkışık vaziyette buna karşılık.
Bu çocuklar o ağır kış koşullarında dağlarda aç kalırlarsa, sonunda topluca intihar eylemlerine kalkışmaları, bu kışı iki tarafın da büyük kayıplarla geçirmesi muhtemel.
Daha uzun vadede ise devletin kuvvetle barışa ihtiyacı var.
Şu anda Türkiye, ekonomik sorunlarla çatırdayan Avrupa’nın yanında bir “ekonomik mucize”olarak parlıyor, krizde bile büyüyor, adam başına milli gelirini on bin dolara yükseltti, kısa zamanda bu rakamın on yedi bin dolara sıçraması bekleniyor.
Işıklar içindeki bir şato gibi parlıyor Türkiye’nin ekonomisi.
Ama bu şato, ince bir buz tabakasının üstüne inşa edildi.
Herkesin yüreği ağzında şato yıkılacak diye.
Çünkü, büyük bir cari açık var, Türk mallarının en büyük alıcısı durumundaki Avrupa’nın yaşadığı kriz ihracatı vuracak, açık daha da artacak.
Bir yandan, büyüme hızını azaltırken bir yandan da yatırımı ve üretimi arttırıp ihracat için yeni pazarlar bulunması lazım.
Yabancı yatırımcıların buraya gelmesi, Türkiye’nin kalkınmasını finanse edecek parayı bulmak bir zorunluluk.
Bütün bunlar için savaşın bitmesi, en azından durması, yatırımcılara güven veren bir istikrarın yerleşmesi gerekiyor.
Devletin bir anlaşmaya varması, silahları susturması için en iyi zaman.
İki tarafın da farklı nedenlerle içine sıkıştıkları bu durum, en azından bir süreliğine de olsa silahların susması için büyük bir şans aynı zamanda.
Şu anda içinde bulunduğumuz bu koşullara bakarak önce Karayılan’a sormak gerek, “Silahtan başka sorunu çözecek hiçbir yol olmadığına yüzde yüz emin misin?”.
“Silahtan başka bir yol varsa, bunu denemeye hazır mısın?”
Sonra da Başbakan Erdoğan’a bir soru sormalıyız.
“Kürtlerin haklarını ve Türklerle her konuda eşit olmasını kabul etmek barışı sağlayacaksa, sırf kibirden dolayı bu hakkı teslim etmekten kaçınacak mısın? Bu gerçeği söylemenin, çocukları ve ülkeyi kurtaracağını bilsen bile bunu telaffuz etmekten uzak mı duracaksın?”
Tam da şu sırada Karayılan’ın “silahtan başka bir yol da vardır” demesi, Başbakan’ın da“Kürtlerin hakkını teslim eden” bir cümle söylemesi, bu sorunun çözümünde büyük bir yol almamızı sağlar.
Söylerler mi?
Bilmiyorum.
Ama söylemezlerse, bu afra tafrayı, bu “asarım keserim”i sürdürürlerse hep birlikte ağır bir bedel öderiz, bunu biliyorum.
Umarım bunu onlar da biliyorlardır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018