Ahmet ALTAN
İnsanlar, başlarını yukarıya kaldırarak seyretmeyi seviyorlar, yukarıya doğru bakıp devletin zirvesindekileri, medyanın zirvesindekileri, sanat dünyasının zirvesindekileri izlemekten hoşlanıyorlar, onların maceralarından heyecan duyuyorlar ama sanırım başlarını aşağı eğerek seyretmekten pek hazzetmiyorlar, yoksulların, işyerlerinde ölen işçilerin, hapistekilerin hikâyeleri onları pek cezbetmiyor.
Hayatın M.C. Escher’in tabloları gibi olduğunun pek farkında değiller.
M.C. Escher’in tablolarında çizdiği merdivenlerin iniyor mu yoksa çıkıyor mu olduğunu kestiremezsiniz, yukarıya doğru gittiğini sandığınız bir merdivenin aşağıya doğru indiğini görürsünüz, göz yanılsamalarına dayanan çizimlerdir onlar.
İnsanların büyük çoğunluğu da “aşağıya doğru” baktıklarını sanırken aslında kendi durdukları yer bakmış olduklarını pek kavramazlar, onların izlemekten hoşlanmadığı maceralar genellikle kendilerinin ait olduğu basamakların maceralarıdır.
Ben çok gençken, İstanbul’un dışında yapılan bir gazeteciler sitesine taşınmıştık, sitenin civarındaki, tek caddesi çamurlu dar bir sokak olan kasabamsı küçük mahallede bir doktor vardı, ufak tefek yaralanmalarda, basit hastalıklarda ona giderdik.
Temiz yüzlü, iyi bir adamdı.
Bir gün babamı hapse attılar.
Askerî hapishanelerde bir süre dolaştırdıktan sonra Sağmalcılar’a koydular.
Bizde babamı ziyarete gidiyorduk.
Ziyaretlerden birinde, “görüşe çıkan” tutuklular arasında o doktoru görmüştük.
O bizi görmezden gelmiş, biz de onu huzursuz etmemek için onu fark etmemiş gibi davranmıştık.
Çok şaşırmıştım.
Benim için hapishane, yazarların, katillerin, hırsızların yattığı bir yerdi, bir doktorun, bir mühendisin, bir memurun oralara düşebileceğini hiç düşünmemiştim.
Herhalde, sonu hapishanede biten o talihsiz olayı yaşayana kadar doktor da benim gibi hapishanelerin yazarlar, katiller ve hırsızlar için olduğunu düşünüyordu.
Başını eğip “aşağıya doğru”, kendisinin de olduğu yere doğru bakmıyordu.
Bu sadece bizim ülkemizde değil dünyanın her yanında biraz böyledir.
Dikkatlerini hapishanelere çekebilmek için çok “olağanüstü” hikâyeler anlatmanız gerekir.
O “olağanüstü” hikâyeler de, bir filmde ilgilerini çektiği kadar gerçek hayatta ilgilerini çekmez insanların.
Hapishaneler, müdürlerin, gardiyanların, jandarmaların, güçlü mahkûmların insafsız pençeleriyle sıradan mahkûmları parçaladıkları cehennemlerdir.
Kaçsan kaçamazsın, dövüşsen gücün yetmez, bağırsan sesin duyulmaz.
En haklı olduğun zamanlarda bile haksız çıkabilirsin.
Döverler, tecrit ederler, görüşü yasaklarlar, “dip kapalıya” atarlar.
Bir de oraya düşen çocuklar vardır.
En büyük kurbanlar da onlardır.
Son olarak Pozantı Hapishanesi’nde çocukların yaşadıklarını gördük.
Medyanın yüksek sesle haykırması toplumun dikkatini bu hapishaneye çevirdi.
Pozantı’da çocuklara “kalem yazmaz” işler etmişler.
Yaptıklarını söylemeye dilim varmaz.
Korkunç işkencelere, saldırılara maruz kalan çocukların çoğunluğu Kürt çocuğu.
Suçları “taş atmak”.
“Taş attı” diye hapislere gönderdiğimiz bu çocuklar, oradaki diğer çocuk mahkûmlarla birlikte hayatları boyu izlerini taşıyacakları korkunç işkencelerle karşılaşmışlar.
Dün Adalet Bakanı, Pozantı’daki 200 çocuğun başka hapishanelere nakledildiğini, hapishane sorumlularının görevden alındığını, haklarında soruşturma açıldığını açıkladı.
Doğru ve sevindirici bir karar.
Ama bu olay, hapishanelerde yaşananlarla ilgili olarak Ankara’dakileri uyaracak bir “alarm sisteminin” bulunmadığını da ortaya koydu, medya devreye girmese belki de orada yaşananları yetkililer hiç bilmeyecek, işkence sürüp gidecekti.
Tabii, on bir on iki yaşındaki çocukların “taş attığı” için mahkûm edildiği bir ülkenin hapishanelerinde dehşet verici işler yaşanır, “taş attılar, hapislerde sürünsünler” diyen bir anlayışın hapishane cehennemlerine yansıyan gölgesi çok daha berbat sonuçlar yaratır Pozantı’da olduğu gibi.
Hapishanedeki çocukların nasıl korunması gerektiğini söyleyecek değilim, bunu zaten bu işlerle ilgili insanlar benden çok daha iyi biliyorlar, uygulamıyorlarsa aldırmazlıklarından, vicdansızlıklarından uygulamıyorlar.
Ama bu rezillikleri esas durduracak olan bizzat toplumun kendisidir, medyasıdır.
“Başını aşağıya çevirip, kendi durduğu yere bakması” gereken insanlardır.
Yukarıları seyredin, oralardaki maceralar heyecanlıdır ama aşağıya da bakın biraz, “taş attı” diye hapislere konulan Kürt çocuklarla da ilgilenin, hayatın darbeleriyle ezilip “suçlu çocuk” haline gelmiş olan küçük mahkûmlarla da ilgilenin.
Aşağılara bakın, orada siz varsınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, sevdikleriniz var.
Korkunç şeyler var.
Sizin yardımınızı bekleyen insanlar var ki o insanlar aslında sizsiniz.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018