Yıllardır siyaseti yakından takip eden biriyim, geçmişte yerelde aktif siyaset yapmışlığımız var, yani anlatacağım konu ile direkt alakalıyım.

Türkiye’de “en kolay yapılacak işler”sıralamasında sokak tatlısı (halka tatlısı) satıcılığından önce siyaset yapmak gelir. Bu “önce”lik hem sayısal anlamda hem de kolaylık anlamında anlaşılırsa meramımızı tam ifade etmiş oluruz.

Neden sokak tatlısı dediğimiz netleşsin mi?

Malumunuz Türkiye’de gelir elde etme konusunda “beleşçi” bir yaklaşımımız var. Ülkede vergi vermemek suretiyle daha çok kazanma alışkanlığı oldukça yaygın, yaygınlık bir tarafa, “Devlet malı deniz, yemeyen keriz” ahlaksızlığı bu ülkenin başkentinin beton duvarlarını aşarak sokaklarımıza yayıldı. Dolayısıyla memlekette “iş(i) çevirme” çok kolaydı. Lakin sokak tatlısı satmak o kadar kolay değildi. Bu iş için en azından satıcının tatlıyı taşıyacak bir tepsiye ve tüketicinin de o tatlıyı tutması için satıcının hazırladığı kâğıt parçasına ihtiyaç vardı. Peki, siyaset yapmak için?

Evet kimi süreçlerde siyaset yapmak için hiçbir şeye ihtiyaç yok.

İlkokul mezunu bir vatandaşın yanında nüfus cüzdanı var ise üyelikten başlayarak mahalle temsilciliğine, oradan il-ilçe ana kademe yönetim kurullarına kadar bütün birimlerde görev alması mümkündür.

Peki, herkese bu kademelerde görev verilmeyeceğine göre aktif siyaset yapmanın -hiç olmazsa- geçici bir süre de olsa yolu yok mu?

Var.

Aday adaylığı!

Siyasette hiç kimsenin sizi durduramayacağı alan aday adaylığıdır. Milletvekilliği için aday adayı olabilirsiniz, bunun için ciddi hiçbir şart yok.

Aday olamadınız mı? Belediye başkanlığı için aday adaylığına başvurabilirsiniz. Bunun da önünde hiçbir engel yok. Bu da olmadıysa belediye meclisi ya da il genel meclisi üyeliği için başvurabilirsiniz ve hiç kimse size mâni olamaz. Bunlarda da kısmetiniz kapalı idi ise il başkanı, ilçe başkanı aday adayı olabilirsiniz.

Sanki bana, “Dertlisin” dediğinizi duyar gibiyim.

Evet, dertliyim. (Liyakatli olan ekseriyeti dışarıda tutarak)

Sosyal medyada ve ru be ru görüştüğüm, ayrıca 2011, 2014, 2015 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde 8 il ve 22 ilçede, en son geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin 8 ilinde aday adayı olanlara şu ricada bulundum:

Lütfen “iktisat, güvenlik, demokrasi, özgürlük, adalet” gibi kelimelerden bir tanesinin yer alacağı 6 sözcüklü bir soru cümlesi kurar mısınız?

Soru zordu! Değiştirdim:

Lütfen en iyi bildiğiniz bir konuda 6 (altı) sözcükten oluşan olumsuz bir cümle kurabilir misiniz? Bu sorunun da ağır geldiğini görünce soruyu değiştirdim:

Lütfen 4 sözcükten oluşan bir cümle kurabilir misiniz?

Sonuç mu?

…

Hayır cevap verenler vardı. Mesela bir aday adayı gururla, “Bu millet benim iledir” demişti. Bir diğeri, “Gazi Meclisimize helbet gireceğiz” dedi ve çevresindekilerden büyük bir alkış da almıştı.

Gerisini merak etmediniz mi?

4 sözcükle cümle kuramayan 3 kişi farklı partilerden milletvekili adayı oldu.

Derdim ne mi?

Partiler aday adaylıkları için bazı kriterler getirmeli diyorum. Mesela, il başkanı olacak bir vatandaşın öncelikle “teşkilat”ın sözlük anlamını bilmesi, ne bileyim, mesela belediye başkanlığı için aday adayı olan vatandaşın “Belediye meclis üyelerinin görevleri”ni bilmesi gerekmez mi? Yahut Milletvekili olmak için aday adayı olan bir vatandaştan “Yasama ne demektir?” sorusunun cevabını istemek…

Çok şey istediğimin farkındayım.

Neyse sosyal medya üzerinden aday adayı olacak vatandaşlara bir soru yönelttim:

Neden milletvekili olmak istiyorsunuz?

Oldukça enteresan cevaplar geliyor. Bir sonraki yazımızda bu soruya verilen ve verilecek cevapları bu köşede okuyacaksınız. Hatta sorumuza en çok verilen cevabı hemen yazalım:

“İlimize, ülkemize hizmet için!”

Peki, aklı başında hiç mi cevap yoktu?

Elbette vardı, Cumartesi’ye inşallah…