Ali BAYRAMOĞLU
Doğu Akdeniz hiç olmadığı kadar ısınıyor.
Ülke basınında, Türkiye’nin caydırıcı güç olduğu vurgulayan, milliyetçi bir hava hakim. Buna karşın pek çok uluslararası yayın organında yapılan değerlendirmeler, Türkiye ve Yunanistan arasında her an sıcak bir çatışmanın çıkacabileceğini söylüyor.
Karşımızda çok boyutlu yeni bir siyasi durum var.
Son dönemde keşfedilen hidrokarbon kaynakları Doğu Akdeniz’in önemini artırdı. Devletlerin iştahını kabarttı, egemenlik ve paylaşım kavgalarını körükledi. Türkiye ve Yunanistan arasında yıllardır süregiden Ege Denizi Kıta sahanlığı ve karasuları anlaşmazlığı, Kıbrıs’taki bölünmüşlük ve uyuşmazlık bu yeni girdiye eklendi, yeniden aktif bir gerginlik unsuru haline döndü.
Uluslararası düzenlemeler, özellikle 1958 Cenevre ile 1982 Deniz Hukuku Sözleşmeleriyle, egemenlik ve paylaşım meselelerine yönelik kimi genel ilkeler belirlemiş durumda. Ancak bu ilkeler yanında, tartışmalı meselelerde ya da Doğu Akdeniz gibi yeni ortaya çıkan sorunlarda, çözüm için, komşu ve sahildar ülkeler arasında işbirliği ve uzlaşma öneriyor ve öngörüyorlar.
Ne var ki, işler bu istikamette yürümüyor.
Malum, önce İsrail, 2009 ve 2010’da Doğu Akdeniz’de egemenliğindeki sularda iki enerji alanı keşfetti. 2011, 2015 ve 2018 yılında ise Kıbrıs, benzer alanlar buldu. Ve işler kızıştı.
Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’n de (Rum kesimi) egemenlik hak ettiği sulara uzanan bölgede Münhasır Ekonomik Alan ilan etti. Takiben 2019’da İsrail, Mısır, Ürdün, Yunanistan, Kısrıs, İtalya ve Filistin Yönetimi, Türkiye’yi dışlayan Doğu Akdeniz Gaz Formu oluşturdular. Türkiye Libya’ya’da etkin askeri varlık gösterek, bunun üzerinden bu ülkeyle “Deniz yetki Alanı Sınırlandırması” anlaşması imzaladı, iki ülkenin karşılıklı deniz koridoru çizgisi çekip, Girit ve Rodos’un doğusunda hak alanı oluşturdu, en azından bunu iddia etti. Bekleneceği gibi Yunanistan, özellikle Meis adasına göndermeyle, adaların kıta sahanlığı işaret ederek buna itiraz etti. Akabinde kendisi de benzer bir anlaşmayı Mısır’la imzaladı. Fransa, Libya politikası üzerinden aktif olarak sahada bulunuyor. (Askeri tatbikatlara katılmasıyla) Birleşik Arap Emirlikleri’nin, hatta (Kıbrıs Cumhuriyetine tam destekle) Suudi Arabistan’ın çıkışları, suların ne denli ısındığı ve nasıl ciddi bir çatışma alanı olduğunu gösteriyor.
Özetle Doğu Akdeniz’de denizlerde egemenlik alanları ilan ediliyor, bu istikamette ittifaklar kuruluyor, eski ittifaklar burada pozisyon alıyor ve karşılıklı fiili adımlar atılıyor.
Oyun kuruculuk ya da bozuculuk bu anlamda, kural dayatmak, eski kuralları yok saymak veya statükoyu her anlamda tartışmaya, uzlaşmaya kapatarak mutlaklaştırmak anlamına geliyor.
Bu çerçevede, Türkiye, itiraz eden, kurulan oyunu bozmak isteyen, hakkını güç zoruyla arayan ve yalnız olan taraf. Libya hükümetiyle ilişkisi, AB’de sınırlı (Fransa önderliğinindeki karşı kamp hükümranlığına karşı duran) Alman, bir ölçüde İspanyol desteği başka dostu yok.
Ülkelerin hak iddia ettikleri egemenlik alanları tarih boyunca sıcak çatışmaların, savaşların en büyük nedenleri arasında yer almıştır.
Erdoğan, dün, “yaparız diyorsak yaparız ve bedelini de öderiz. Varsa bedel ödeme pahasına karşımıza çıkmak isteyen buyursun gelsin...” sözlerini bu çerçevede okumak gerekir.
Ancak bilmek gerekir ki, bu bir meydan okuma, güç tehdidi oyunun değildir.
Unutmamak gerekir ki, Türkiye için egemenlik neyse, başka bir ülke için de odur.
Haklı olmak başkadır, sonuca ulaşma kullanılan yöntem başka.
Türkiye, muhalefetinden, hakkını savunan, ancak diyalog, anlaşma ve uzlaşma merkezli olan bir çıkış bekliyor.
Bu Türk iç siyasetindeki dengeler bakımından da kaçınılmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025