Ali Türer
1961 Anayasası, Türkiye’de sendikaların, gençlerin, sivil toplum örgütlenmelerinin ortaya çıkmasına yol açtı. Öğretmenler Fakir Baykurt’un başkanı olduğu Türkiye Öğretmenler Sendikasında (TÖS) bir araya gelmeye, işçiler hızla sendikalaşmaya başladılar.
10 Ekim 1965’te yapılan genel seçimlerde, Türkiye İşçi Partisi (TİP), 300 Bin oy almış, Milli Bakiye Seçim Sistemi sayesinde meclise 15 milletvekiliyle girmiş, yaptığı sert muhalefet ile gençlik ve işçiler arasında moral dayanak haline gelmişti.
Öte yandan Alpaslan Türkeş, başına geçtiği bir partinin ismini 1969 yılında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirmiş; ideolojisini de, Seyyid Ahmet Arvasi ve Dündar Taşer gibi ideologların elinde "Türk-İslam Ülküsü” biçiminde yeniden belirlemişti. Bu ideolojiyi "Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman’ız" sloganı ile tarif edebilirdiniz.
Seyit Ahmet Arvasi Savaştepe Köy Enstitüsünde Meslek Dersleri öğretmeni iken Necati Eğitim Enstitüsünde görevlendirilmiş, "Türk-İslam Ülküsü”nü 1968’lerde Necati Eğitim Enstitüsünde görev yaparken geliştirmişti. Necati Eğitim Enstitüsünde siyasal ayrışmada belirleyici olacak, 1971’den itibaren okuldan ayrılarak siyasette daha aktif görev üstlenecekti.
Milli Türk Talebe Birliği 1965 Kongresinde başına, MHP düşüncesine yakın sağ radikaller gelince bölündü. MTTB, “Komünizm ile mücadele” yolunda kendini yeniden tanımlarken, sol-sosyalist gençler Fikir Kulüpleri Federasyonu’nda (FKF) bir araya geldiler.
Artık saflar netleşmişti, Türkiye’de gençlik hızla kamplara ayrılıyor, taraflar arasında mücadele giderek setleşiyordu. Siyasi krizlerle sarsılan, darbelerle yol alan Türkiye, tarihinde görmediği gençlik olaylarıyla, artık yüzleşecekti.
1968-69 dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üniversitelerde boykot, işyerlerinde işgal yılıydı. Aralarında Necati Eğitim Enstitüsü’nün de bulunduğu 7 Eğitim Enstitüsü’nün öğrenci temsilcisi Ankara’da bir araya geliyor, 5 Kasım 1978’de Boykota kararı alıyorlardı. TÖS ise 1969’da 4 gün sürecek Öğretmen boykotuna gidecekti. Türkiye’de olduğu gibi Balıkesir’de de öğretmenlerin %80’i bu boykota katıldılar. Necati Eğitim Enstitü’sünde öğrenciler derslere girmeyerek öğretmenlerine destek verdiler.
1974’de iktidara gelen MSP-CHP hükümetine karşı muhalefette MHP ile Demirel’in Adalet Partisi bir biri ile yakınlaştılar.
12 Mart arifesinde Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’nda “Öğrenciler aşırı sola yöneldi, öğretmenler sol sendikalara kaydı. Öyle bir hava var ki memlekette, bundan ordu da etkileniyor” diye yakınıyordu. Bu, darbe hazırlığının habercisiydi.
Ordu 12 Mart 1971’de hükümete muhtıra verdi. Ardından kurulan 1., 2. Erim hükümetleri beklentileri karşılayamadı. Yerine gelen Ferit Melen Hükümeti döneminde ise Türkiye’de siyasal karışık iyice artacaktı.
Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi de değişim geçirmiş, Tarihsel kişilik İsmet İnönü yerine başına “Karaoğlan” ismi ile nam salacak Bülent Ecevit gelmişti.
CHP muhalefetine rağmen bu süreçte 1961 Anayasasının 4/3’ü değişti. 1973 genel seçimlerinden CHP-MSP koalisyonu çıkacak, birbirlerinden ak ile kara kadar farklı bu iki parti, Türkiye’nin geleceğine damga vuracak “Kıbrıs Çıkartması” gibi bir olayı birlikte kotaracaklardı.
Sağ radikal kanadı MHP ile organik ilişki içinde olan Ülkü Ocakları temsil ediyordu. Ülkü Bir (Ülkücü Öğretim Üyeleri ve Öğretmenler Derneği), Ülkücü Gençler Derneği (ÜGD), Ülkücü İşçiler Derneği, Ülkücü Memurlar Derneği (Ülküm), Ülkücü Köylüler Derneği (Yiğit Köylüm), Ülkücü Teknik Elemanlar Derneği (Ülkü-Tek) bu hareketin çeşitli toplum kesimlerindeki uzantılarıydılar.
Sağ Radikal Hareket karşısında Sol, 50’ye varan fraksiyona dağılmış haldeydi. Bu, sayıca azınlık da olsa Radikal Sağ’a moral üstünlük veriyor, sola göre hareket kabiliyeti avantajı sağlıyordu.
Bu dönemde CHP dışındaki Sol ise belli başlı üç akım içinde tarif edilebilirdi:
Mahir Çayan geleneğine yaslanan Devrimci Yol, Devrimci Sol, Kurtuluş gibi dergiler etrafında kümelemiş gruplar. Çin Komünist Partisi’ni (Mao Zedong’u) rehber edinmiş Halkın Kurtuluşu (1976), Halkın Birliği, Halkın Sesi gibi guruplar. Bir de Sovyetler Birliği’nde yaşanan Reel Sosyalizm’den destek alan “Birlik Dayanışma” adıyla kendini tanımlayan Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile ona yakın çizgide hareket eden TİP, TSP gibi legal siyasi partiler vardı.
1974 Kıbrıs Çıkarması ile Ecevit’in popülaritesi oldukça yükselmişti. Fakat CHP-MSP koalisyonu arasındaki çatlak da iyice derinleşmişti. “Seçime gidersem, daha güçlü gelirim” düşüncesi içinde Bülent Ecevit seçime gitti. Fakat evdeki hesap çarşıya uymayacak, erken seçimden Adalet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisinden oluşan, başında Süleyman Demirel’in olduğu “Milliyetçi Cephe” (MC) koalisyonu çıkacaktı (1975).
Sol, kendi içinde süren çatışmalar ve okullarda sürdürdüğü eylemler ile kan kaybederken, Sağ radikal grup şiddeti tırmandırarak bu süreci hızlandırmayı bildi. Sol bu süreçte şiddet ortamı dışında kalmaya özen gösteren gençler içindeki desteğini hızla yitirdi.
5 Haziran 1977 seçimlerinde CHP oyların %42’sini almasına rağmen mecliste yeterli çoğunluğu sağlayamadı. AP, MHP ve MSP, 2. MC olarak anılan koalisyon içinde yeniden bir araya geldiler. Bu süreçte çıkan çatışmalarda Türkiye’de 300 kişi hayatını kaybetti.
Aralık 1977’de Adalet Partisinden 11 milletvekili istifa edince 2. MC hükümeti düşecek, ardından bu milletvekillerini bağrına basan CHP, azınlık Hükümeti kuracaktı.
Bu hükümet, Bülent Ecevit için ateşten gömlek oldu. Ecevit, hükümeti sağa ödün vererek ayakta tutmaya çalıştı. Bu ise “Toprak işleyenin, su kullananın” şiarıyla yola çıkan Karaoğlan efsanesinin sonunu getirdi. CHP Sol kesimde hayal kırıklığı yaratırken şiddet ve terör de Türkiye’de hızla tırmandı.
1 Mayıs 1977’de Taksim’de yaşanan olaylar ardından geleceklerin habercisi gibiydi. Halaylar türküler ile başlayan yüz binlerin yürüyüşü o gün, kurşunlar, panzerler ile kana bulanacaktı. ,
16 Mart 1978 Beyazıt’ta İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde patlatılan bomba 7 genci hayattan aldı. Ardından 10 ağustos 1978 günü Balgat'ta solcuların çıktığı kahveler tarandı, 5 kişi hayatını kaybetti. 9 Ekim 1978 gecesi, Ankara Bahçelievler’de Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 öğrenci katledildi. 17-20 Nisan 1978 tarihleri arasında Malatya’da, 26 Aralık 1978'de başlayan yedi gün süren olaylar sırasında Kahraman Maraş’ta 120 alevi yurttaş hayatını kaybetti. Dahası suikastlar gelip Türkiye’nin gündemine oturdu (Abdi İpekçi M. Ali Ağca tarafından aynı yıl öldürüldü).
1978 yılı bir yandan da Ecevit hükümetini köşeye sıkıştıracak kıtlık ve yokluk görüntüsü veren petrol krizi nedeni ile ortaya çıkmış kuyruklarla da anılır. Sonrasında Ecevit, 13 ilde sıkıyönetim ilan etmek zorunda kalacaktı. Oysa sıkıyönetim altında yaşamak, en başta sosyal‐demokrat söyleme ters düşüyordu. Bu asıl CHP tabanında büyük hayal kırıklığı ve hoşnutsuzluk yaratıyordu.
16 Ekim 1979’da Ecevit bir kez daha istifa etti. Demirel, MSP ve MHP’nin dışarıdan desteğini alarak azınlık hükümeti kurdu. Yeni Hükümet eliyle Türkiye’nin “24 Ocak Kararları” ile tanışma zamanı gelmişti. (1980). Bu kararlarının hayata geçebilmesi için, öncelikle muhalefet sert biçimde susturulmalı, demir yumruk altında hizaya getirilmeliydi.
Öyle de oldu.
O yıllarda Balıkesir kent merkezinde (Sigorta Pasajı hariç) Solcular ellerini kollarını sallayarak dolaşamazlardı. Kendine “Ülkücü” diyenler de köprüden stadyum tarafına geçemez, Atatürk Parkında başlarına bir iş gelmeden yalnız gezemezlerdi.
Kimin kim olduğunu anlamak için ille de yakadaki rozete (Atatürk ya da Bozkurt) bakılmazdı. Sağcılar genellikle takım elbise kravat dolaşır, solcular sırtlarında haki renkli “Parka” ile gezerlerdi. Ayrıca sakal bıyık durumlarına bakarak da o yıllarda kimin ne olduğunu çıkartabilirdiniz.
Türkiye’ye 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi işte böyle geldi.
Not: Galiba yaşlanıyoruz, o gün Taksim’de yaşadığım katliamı 43 yıl sonra, 1978 de gerçekleşmiş gibi hafıza kayması başka nasıl açıklanabilir? Galiba bu, biraz da 1 Mayıs 1978’in görkeminden kaynaklandı. İnsan hafızasında güzel olan öne çıkıyor. Düzeltiyor okuyucularımdan özür diyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024