Alper GÖRMÜŞ
Türkiye siyasetinin modern-seküler-sol yanında yer alan figürlerin; özellikle de siyasetçilerin, oda temsilcilerinin, sendikacıların “bilimsel” kelimesine düşkünlükleri sizin de dikkatinizi çekiyor mu?
Etyen Mahçupyan’ın (Zaman, 30 Mayıs 2012), Şükrü Hanioğlu’nun (Sabah, 13 Mayıs 2012)“Tarih bilincimizi artıralım, ‘tarihçi’likten kurtulalım” başlıklı yazısından hareketle kaleme aldığı “Sol ve ideoloji” başlıklı yazısını okuduğumdan beri, epeydir kafama takılan şu “bilimsel”tutku üzerine yazmayı kafama koymuştum. Araya başka şeyler girdi, kısmet bugüneymiş...
“Bilimsel”in bir sopa olarak kullanımı...
Türkiye’de siyasetin modern-seküler-sol yanında yer alan figürler, “bilimsel” kelimesini sadece uhdelerinde tuttuklarına inandıkları pozitif bir değere işaret etmek üzere kullanmıyorlar. “Bilimsel”kelimesi, bunun yanı sıra, belki bundan da çok, bu pozitif değerden nasiplenmemişlere gönderilen negatif mesajlarla yüklü olduğu için bu ölçüde yaygın bir kullanıma sahip... Tıpkı, her yere Türk bayrağı ya da Atatürk posteri asmak gibi: Çok açık ki bu bayraklar ve Atatürk posterleri, onlara duyulan sevgiden çok “karşı taraf”a duyulan öfkenin ifadesidir.
Şimdi uzun bir parantezle Etyen Mahçupyan’ın yazısında dile getirdiği tespitleri sizlere aktaracak, ardından da onun tespitlerinin gündelik hayattan bir doğrulaması niteliğinde olduğunu düşündüğüm“bilimsel” kelimesinin yaygın kullanımından birkaç örnek vereceğim...
Mahçupyan, yazısına, Şükrü Hanioğlu’nun yazısında ele aldığı “tarihçi” bakışın “Türkiye’deki modern ve sol anlayışın ‘evrensel’ ideolojik köklerini anlamamız açısından epeyce elverişli gözüktüğünü” söyleyerek ve Hanioğlu’nun tarihçilik tanımını aktararak başlıyor:“Tarihçilik, yaşamın ve güncelin sadece tarih üzerinden anlaşılabileceğini, geleceğin de tarihin ilerleme çizgisinin kavranması aracılığıyla tahmin edilebileceğini savunan bir dünya görüşüdür.”
Eh, tarih, belirli kanunlar çerçevesinde bugünü ve geleceği belirleyen bağımsız bir özne haline geldiğinde, bireylere ve toplumlara düşen de onun yasalarını öğrenmeye çalışmak ve bu yolla geleceği tahmin etmek olabilirdi!
Mahçupyan, “bu algının bizatihi bilimsel bir paye kazanmasının” paralelinde gelişen ve bizi bu yazının asıl konusuna bağlayan şeyi de şöyle anlatıyor:
“(Böylece) sosyal alanda bilimsel bir siyaset üretmenin mümkün olduğu fikri doğdu ve bilimselliğin temeli de doğal olarak tarihin yasalarında arandı. Eğer bu yasaları kavrayabilirsek, kaçınılmaz geleceği de öngörebilirdik. (...) Sol bu yaklaşımın hararetli sahiplenicilerinden biri oldu ve söz konusu ‘bilimsel’ anlayışı devrimciliğin zemini olarak işlevselleştirdi. (...) Dahası bunun dışında kalanlar tarihin yasalarını algılayamayan bir bilinçsizlik halinin temsilcileri olarak görüldükleri ölçüde ‘solun’ dışına itildiler.”
AK Parti’nin “bilimsel olmayan” icraatları
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?.. Tarihin zorunlu olarak varacağı yeri bilmek ve buna inanmak, doğal olarak bu bilgiden nasiplenmemişleri küçümsemek sonucunu doğuruyordu. Peki, bazı insanlara“indirilen” bu “vahiy-bilinç” neden bütün insanlar için söz konusu olmasındı ki? Neden öbür insanlar da aynı “zihin açıklığı”na sahip olmasındı ki? Bütün bunlar mümkündü, fakat bir şartla... Etyen Mahçupyan’ın yazısından son alıntı:
“Bu ‘zihin açıklığını’ sağlayan ise, zihnin geçmişe saplanmış hurafelerden temizlenerek bilimsel bir düşünce ve algılama boyutuna yükselmesiydi ki buna da kabaca ‘sekülerleşme’ demek mümkündü...”
Tam bu noktada, meseleyi konumuza bağlayabiliriz: Kanaatimce, modern-sekülersol çevreler“bilimsel” kelimesini her kullanışlarında “sekülerleşmemiş”, yani hurafelerden temizlenememiş bireylere ve toplum kesimlerine, gündelik dil içinden bir “azarlama” göndermiş olmaktadırlar.
Yine kanaatimce, AK Parti iktidarının birçok icraatı karşısında sıkça başvurulan “bilimsel değil”eleştirisi de aynı işlevi görmekte, bu yolla onun “aydınlanamamış” karakterine göndermede bulunulmaktadır.
Bütün sorunların “bilimsel” çözümleri olduğuna ve niteliği gereği AK Parti’nin herhangi bir adımının buna uygun olması düşünülemeyeceğine göre, “bilimsel” çözüme sahip olanlar otomatik olarak“tarihsel haklılığı” da ellerinde bulundurmaktadırlar.
Artık örneklere geçebiliriz. (Elbette burada pek azına yer verebiliyorum... Daha fazlasına ulaşmak isterseniz, Google’a girin ve “bilimsel” yazın.)
CHP’nin “bilimsel” siyaseti
Taramalarım sırasında gördüm ki, ele aldığımız konunun en “parlak” örneklerden biri, Atatürk Orman Çiftliği’nin (AOÇ) Başbakanlık İdare binası olarak seçilmesi tartışmaları sırasında yaşanmış... Mimarlar Odası Ankara Şubesi tartışmalar sırasında bir basın toplantısı düzenlemiş ve Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan şöyle konuşmuş:
“Odalar bilimsel ve kamusal davranıyor, AKP ideolojik davranıyor. Bizler bilimsel kriterlerle hareket ediyoruz. Her projeyi de bu açıdan değerlendiriyoruz. AOÇ konusu da Atatürk Bulvarı’ndaki cephelerin değişmesi de bizim için bu kriterlerde değerlendirilir.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler’in partisinin yaptığı siyaseti tanımlarken “bilimsel”sıfatına başvurması da çok hoş: “CHP bilimsel siyaset yapar, rant ve projecilik siyaseti değil...”
Siyasetin “bilimsel”i olursa, zamların, memur atamalarının, toplumsal hayatın “bilimsel”i olmaz mı? Bakalım:
Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği’nin mayıs 2012’de yayımladığı bildiriden: “Toplumsal yaşamın bilimselteknik ölçütlere göre düzenlenmesini savunmaya devam edeceğiz...”
CHP Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu, 27 Nisan 2012’de, Giresun Üniversitesi Rektörü Attar’ın gerçekleştirdiği atamaları eleştiren AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’ye cevap verirken Attar’ın atamalarının “bilimsel” olduğunu söylemiş....
Hükümetin üniversite harçlıklarına yaptığı zam, DİSK’e bağlı Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen) tarafından 10 Ağustos’ta protesto edilmiş. Sendika, zamların “bilimsel olmadığını ve ülke gerçeğini yansıtmadığını” söylemiş.
Bu böyle gidiyor... “Bilimsel sendikacılık” yaptıklarını söyleyen sendikacılar, “bilimsel eğitim”isteyen öğrenciler ve öğretim üyeleri, tabanın “bilimsel siyaset” için tavana baskı yapmasını isteyen CHP’liler...
Devrimcidinamik adlı bir blogda “Bilimsel, Toplumsallaştırılmış Toplum Kurultayı” başlıklı bir çağrıya bile rastladım...
Varın gerisini siz düşünün artık.
‘Bilimsel’e dair bir ‘imam ve cemaat’ şeysi...
Türkiye’nin seküler intelijensiyası, yan sütunlarda örneklerini gösterdiğim ölçüde “bilimsel” olunca, onları takip edenler de zaman zaman zıvanadan çıkabiliyorlar... Aşağıda okuyacağınız metne, Necdet Gürçiftçi adlı bir blog sahibinin sayfasında rastladım...
Kısaltma amacıyla çıkardığım birkaç cümle dışında “AKP, sen yalnızca bir sayısın” başlıklı metnin tamamını dikkatinize sunuyorum.
AKP sen yalnızca bir sayısın, niceliksin; nitelik değilsin çünkü bilimsel, mantıklı, gerçekçi, evrimci, ilerici değilsin; boş inançlara, cinlere, perilere, meleklere, şeytana, öte dünyaya, doğaüstü yaratıcıya, yağmur duasına inanıyorsun.
Senin sayın, ülkedeki boş inançlıların sayısının ancak bir bölümü. Gerçekte sana düşman, karşıt boş inançlılar da var, yani tüm boş inançlılar senden yana değil, ama tüm bilimseller sana karşı.
Sayınla övünme AKP, niteliğinle övün, eğer varsa. Bilimsel misin, çağdaş mısın, uygar mısın, mantıklı mısın, kişilikli misin, boş inançsız mısın? Bunlarla övün.
Bir avcının “şu kadar mermim var” diye övünmesi ile; bilimsel olmayan, boş inançlı bir partinin “benim şu kadar oyum var” diye övünmesi eş şeydir ama bir bilimselin “benim şu kadar bilimselbilgim var” demesi ayrı şeydir ama avcılık övünülecek bir şey değildir.
Evet AKP; sen, şu kadar oyum var demekle gerçekte “bana şu kadar oy veren boş inançlı, cinlere-perilere-meleklere-fala-büyüye inanan insanım var” demektesin. Bilimsel, çağdaş, uygar dünya açısından bu övünülecek bir şey mi?
Eğer sen bilimsel bir kitleye sahip olsaydın, derdim ki AKP’nin oy aldığı kitle bilimseldir, güvenilirdir, niteliklidir. Ama cinlere, perilere, meleklere, fala, büyüye, yağmur duasına inananlarabilimsel demek için bilimsellikten anlamamak zorunludur.
Ama bence yanıtı bilimselllere, bilimcilere bırakmalı.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sırada Türkiye mi var?
19.06.2025 - ‘Siyasi çözüm’ Gülen cemaatinin tabanındaki ‘aidiyet suçluları’nın psikolojik travmalarına merhem olabilir mi?
17.06.2025 - “DEM, demokrasiye ihanet ediyor” korosuna karşı cesur, âdil, ahlaklı bir cevap; Özgür Özel’den…
8.06.2025 - Demokratikleşme olmadan barış mümkündür fakat bunu durmaksızın tekrar etmekte bir problem var
1.06.2025 - Vicdan duygusunun sızamadığı bir sevme biçimi olarak ultra milliyetçilik
11.05.2025 - Kürt sorunu, PKK sorunu, PKK’lılar sorunu
8.05.2025 - İrfanından nasiplenebilecek miyiz?
4.05.2025 - “Medyanın yüzde 70’inin genel yayın yönetmeni olarak devlet ve iktidar” bahsi
29.04.2025 - Müsâdeme-i efkârdan müsâdemenin doğduğu dünyanın dışından yazılmış bir kitap okudum
25.04.2025 - Sırrı Süreyya Önder: Bir önyargı parçalayıcısı…
21.04.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Yav siz hep beraber yargidaki reform calismalarini kendinizden gecmiscesine alkislamadiniz mi? Basbakan adinizi verip DSIPe tesekkur ederim demedi mi? Kabul edin artik sizi kandirmanin cok kolay oldugunu, birakin bu isleri! Turkiyenin uyanik insanlara ihtiyaci var, devletin pesinde oradan oraya suruklenen saf sosyalistlere degil!
Rize Hemşinli-Başhemşin Ermenisi
eyvallah Roni baba eline sağlık,Hrantın katili tc devletidir tc yi yönetenlerin ruhsal yapısı karakteri ogün samast denilen cani ruhlu yaratığın karakteri ile aynıdır.ergenekon ve tayyip aynı şeydir benim gözümde.al birini vur ötekine,allah denilen tanrıda zaten hep tc ye ve bu katillere çalışıyor çünkü daciklerin ve göçmenlerin anatoliayı işgalindede allah hep yardım etmiş bunlara onun için ben artık allaha da güvenmiyorum.nede olsa oda tc nin adamı onun için bu katillere yürü ya kulum diyiyor.
Düzceli
Rize Hemşinli-Başhemşin kardeş, BU OLMADI İŞTE : TC ve onun şu andaki hükümeti , söylediklerinin tersini yapıyor. İyi düşün.